Mehmet Emin Ekmen:16 Nisan PKK ve HDP’ye uyarı olacak

EKMEN: 15 yıllık AK Parti hükümetlerinin politikaları sayesinde Kürtler, Türkiye’nin tüm sembolleriyle zaten buluşmuştu. 15 Temmuz bölgedeki bütünleşmeyi iyice görünür kıldı. Kürtler 16 Nisan’a da böyle bakıyor. 

Kürt mahallesinin anayasa değişiklik paketine bakışı nasıl? Referandum kararı ne olacak? HDP’ye oy veren Kürtler, PKK ve HDP’nin hayır çağrısına uyacak mı? Batman eski milletvekili, Akil İnsanlar Heyeti üyesi, hukukçu Mehmet Emin Ekmen ile konuştuk. Şu kısım özellikle ilginç: “Çözüm sürecinde valiler kaymakamlar görevini yapmazken sokaktaki insan Ak Partili bakanları, siyasetçileri ve Sayın Erdoğan’ı uyardı. “Bu iş yanlış gidiyor, bizim çözümden anladığımız, PKK’nın gündelik hayatımıza kurulması değil silahların tamamen devre dışı olmasıydı” diye itiraz etti. Bana göre Sayın Erdoğan’ın çözüm sürecine dair sorgulaması devlet raporlarından önce sokaktaki vatandaştan aldığı dönütlerle başladı. Çözüm Sürecinde işlerin yolunda gitmediğini Erdoğan’a ilk Kürtler fısıldadı. 

16 Nisan yaklaşırken doğu-güneydoğu bölgesinin tercihi bilhassa merak ediliyor, başka konuları da vuzuha kavuşturacağı için. Bölgede hava nasıl?  

Bölgede müspet yönde değerlendirebileceğimiz derin bir sessizlik var. Halk PKK’nın terörü tekrar başlatmasına, hendeklere, bomba yüklü araçlarla terörün şehirlere indirilmesine karşı çok tepkili. Tepkisini de uygulamalara karşı sessiz kalarak, güvenlik tedbirlerine yardımcı olarak gösteriyor. 

TÜRKİYE ORANLARI GİBİ

Halkın cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine bakışı nasıl? İçerikle ilgililer mi? 

Doğu ile Güneydoğu Anadolu bölgesi illerinden çıkacak sonuçların ortalaması ile Türkiye ortalaması örtüşecektir. Devlet alana hakim.  Şehirde ve kırsalda güvenlik tam, bu durumun sandığa da yansıyacağını söyleyebiliriz.Bölge halkı referandum paketini daha çok sistem içi bir revizyon olarak değerlendiriyor. PKK propagandasına rağmen sandık üzerinden hükümete bir mesaj verme eğilimi yok, tam aksine, sandık sonuçları PKK ve HDP için bir uyarı olacaktır.

16 Nisan sandığı 1 Kasım 2015 sandık verilerine benzeyecek mi sizce? 

1 Kasım seçimlerinden çok farklı bir tabloyla karşılaşacağımızı öngörebiliriz. Bölge sonuçları Türkiye ortalamasının altında olmaz. Evet yönündeki destek de; minimum 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Erdoğan’a verilen destek seviyelerinde olacaktır diye düşünüyorum.

HDP HAYALKIRIKLIĞIDIR

Kürtlerin HDP bakışı değişti mi? Bilhassa HDP’ye oy verenler ne yaşıyor? 

Sadece HDP seçmeni değil Kürtlerin büyük çoğunluğunda büyük bir hayal kırıklığı var. Seçmen verilecek destek ile çözüm sürecinin başarıya ulaşacağını, PKK’nın Türkiye’de silahları terk edeceğini, terörün sona ereceğini bekliyordu. Ancak HDP, PKK’nın terörü şehir merkezine taşıması karşısında eleştirel bir tutum dahi alamadı. HDP tabanındaki kırgınlık ve tepki yaklaşık iki yıldır sessizlikle ortaya kondu zaten. Basın açıklaması davetlerine dahi katılım olmadı. Milletvekili tutuklanmaları, kayyum atamalarına karşı yaşanan sessizlikten daha büyük bir gösterge olabilir mi?

DESTEK SADECE DEVLETE

“HDP’yi destekleyen Kürtler PKK’ya tavır alıyor ama şu an devletin yanında değil” deniyor. Sizce? 

Kürtler kamu düzeni ve devlet otoritesinin yanında. Siyasi tercihlerin farklılığı ile devletin yanında olmayı ayırt etmek gerekir. Muhalefetteki CHP veya MHP seçmeni için nasıl devletin yanındalar mı diye sormuyorsak HDP için de oy sonuçlarıyla değil kamu düzeni ve ülke bütünlüğü noktasında değerlendirmek lazım. Siyasi tercihleri ise; HDP’nin kemikleşmiş yüzde 6-7’lik tabanı üzerinden değil 1 Kasımda kazandığı oylar üzerinden tartışmak gerekir ki; burada ciddi hareketlilik var. 

15 Temmuz işgal girişimi nasıl etkiledi bölgeyi? 

15 Temmuz kamu düzeni ve devlet otoritesinin gerekliliğine duyulan ihtiyacı herkes gibi Kürtlere de hissettirdi. Bu yönde oluşmuş olan siyasi bilinç teyid edilmiş oldu. Çıkacak bir kaos ve kargaşanın ilk başta Kürtlere zarar vereceği fikri bir kere daha kabul gördü. 15 Temmuz gecesi başta Hakkari, Şırnak, Cizre, bölgenin tüm illerinde insanlar sokaklardaydı, demokrasi nöbetleri Ağustos ortalarına dek sürdü. 15 Temmuz’un kaybedenlerden biri de PKK oldu.

Neden, nasıl?

Çünkü PKK/ KCK 15 Temmuz gecesi saat 01.00’de açıklama yaparak bunun kontrollü darbe girişimi olduğunu söylediler. Kontrollü darbe tezini Kılıçdaroğlu, hatta FETÖ’den önce PKK ileri sürdü. Ardından halkı meydanlardan uzak tutmaya çalıştılar ama başarılı olamadılar. PKK-HDP 15 Temmuz’a karşı net ve kararlı şekilde durmadığı gibi PKK 5 gün sonra saldırılara başladı. Darbeci unsurların tam tasfiye edilmediği dönemde bu saldırılar kaos ve kargaşaya hizmet etmekti. Bazı HDP’lilerin  meydanlardaki halka “bunlar IŞİD’çidir” gibi hakaretamiz sözleri de büyük tepki çekti. 

15 Temmuz sonrası yükselen Türkiye sevdası, devlet-millet-aşkı Kürtler tarafından Türk milliyetçiliği olarak mı algılandı?

Bu tip refleksler bir sembolü nerede ne zaman hangi amaçla kullandığınıza bağlı olarak değişebiliyor. Örneğin     terörle mücadele alanlarında bayrakları büyüterek görünür hale getirdiğinizde “burası fethedilen bir alan mı ki, bu kadar büyük bayraklar asılarak kutlanıyor” diye bir tepki gelişiyor. Ama bayrak darbeye karşı direnişin sembolü oldu ve Kürtler de ülkenin bütün sembolleri ile buluştular. Zaten Ak Parti mitinglerinde Sayın Erdoğan’ın bölge gezilerinde Türk bayrakları her zaman bulunurdu. 15 yıllık süreç, Kürtlerle bu ülkenin ve devletin sembollerini buluşturmuştu. 15 Temmuz gecesi sabah namazında yüzlerce bayrağın üzerinde namaz kılan binlerce insana dair fotoğraf Batman’da çekildi. 

YÜZDE 50 OY AK PARTİ’YE 

“Kürtler, Erdoğan’a küstü” yorumu doğru mu?

Türkiye’de mütevazi tahminle 15 milyon Kürt var. 11 milyon Kürt seçmen demek bu.  7 Haziran’da bile HDP oyu 5-6 milyonu geçmedi.Yani Kürtlerin yüzde 50’si bu çizgiye, kalan yarısı da AK Parti/Erdoğan çizgisine oy verdi. Bu oran Erdoğan’ın Türkiye geneli aldığı oylardan daha az değil. Ki 2007/2011’de bu oranlar Erdoğan lehine daha yüksekti.

KÜRTLERiN DEVLETLE HiÇBiR SORUNU KALMADI

PKK hendek terörüne başlayınca hükümet de gereğini yaptı. Bu süreç halkta nasıl bir karşılık buldu?

Halk PKK’yı çözüm sürecinin kıymetini bilmediği, HDP’yi de siyasetin imkanlarını değerlendiremediği için eleştiriyor. HDP’nin 102 belediyesi var, yüzde 55-60 üstü oylarla kazanılan. PKK çukurları güçlü olduğu yerlerde denedi ama sadece 6-7 ilçede başarılı oldu. 95 ilçenin sakinleri PKK’nın çukurlarına direnç gösterdi. Çukur kazılabilen ilçelerde ise ilçenin tamamında değil 5-6 mahallesinde oldu. PKK’nın hedefi olabildiğince çok yerde çukur kazmak, halkın katıldığı çatışmalar yaratmaktı. Halk kabul etseydi; ya halk oraları terk etmediği için devlet temkinli davranacak ve PKK fiili egemenliğini ilan edecekti veya devlet üzerlerine gittiğinde Suriye benzeri kitlesel ölümler olacaktı. HDP tabanı çukurları engelleyemediği yerlerde bölgeyi terk etti. Bu, PKK stratejisinin çökmesi demek. PKK 30 yıldır Kürtlerden bu kadar güçlü bir tokat yememişti. Bu mahalleler HDP’nin yüzde 90 oy aldığı mahallelerdi. Yani oğlu dağda, yakınları cezaevinde olan aileler buraları terk ederek operasyonların önünü açtı. Ayrıca halk o alanları terk ettikten sonra Türkiye’nin batısına değil komşu mahalleye, akrabalarının yanına taşındı. “Bu arızi bir durum, devlet buraları temizleyecek ve biz evlerimize döneceğiz” diye düşündüler. Bu hal, kamu otoritesinin yeniden sağlanacağına duyulan inanç ve güvenle ilgiliydi. Yoğun dezenformasyon ve psikolojik harekat gücündeki kampanyalara rağmen HDP seçmenin yüzde 1’i bile çukurlarla dayanışma anlamına gelen mekanlarda bulunmadı

Tüm bunların bize özet olarak söylediği şey; Kürtlerin devlet ve devlet organizasyonu ile bir sorunu kalmadığıdır.

DEMOKRATiK DÖNÜŞÜM ETKiLEDİ 

15 yıldır yaşanan demokratik dönüşüm, siyasi ve demokratik alanın tanımış olduğu fırsatlar,  Gezi ve Kobani olayları, çukur savaşları, Irak ve Suriye’nin durumu yeni bir bilinç yarattı: “Arkadaş biz ideolojik olarak devlete muhalefet edebiliriz ancak en kötü devlet, devletsizlikten iyidir.” Bu süreçte Kürtler kamu düzeni ve otoritesini bozacak, devletin varlığına etki edecek hiçbir olayın içinde olmadılar. Talepler bitmedi tabii ama mücadelenin meşru siyasi zeminde sürmesi gerektiğine inanıyorlar. En büyük kazanımımız budur.

DOLMABAHÇE MUTABAKATINI PKK-HDP BOZDU

Dolmabahçe mutabakatını kim bozdu, bakalım. Erdoğan Dolmabahçe günü ‘sonuçları görmek gerek’ demişti. Fakat 28 Şubat’tan 15 Mart’a Kandil ve HDP sözcüleri mutabakatı tanımadıklarını ilan ettiler. Erdoğan da “arkadaşlarımız sonuç alınabilir dese de olmayacağı  görülüyor” dedi.  PKK da mutabakatı bozan Erdoğan propagandası yaptı. Oysa bozan Erdoğan değil PKK ve HDP’ydi. PKK ve HDP’nin Erdoğan karşıtı söylemi karşılık bulsaydı 15 Temmuz gecesi Hakkari, Şırnak ve Cizre’de insanlar sokaklara dökülmezdi.