"Gelen geçen, garip ölmüþ desinler
Dünya bir yol, geda gider, han gider"
Diye 'ünlenmiþ' Karacaoðlan...
Deðiþen bir þey yok bu kör dünyada!
Ýyi de gider kötü de.
Yiðit de gider korkak da.
Bey de bezirgânda yolcudur bu dünyada.
Kaba gücün hüküm sürdüðü bir devirde...
Hukuku tutup kaldýrmak, adalet menziline ulaþmak için...
"Þol" önden gidenlerin hatýrýna kendimizi þöyle bir sorgulayalým.
Þair Süleyman Çobanoðlu'nun "Türkiye aðýr yüktür kemiði çatýrdatýr" mýsraý aklýmda bir mýh gibi saplý duruyor.
Bu yükü taþýmak...
Namus meselesi.
Yani nomos!
Yani yasa, yani töre meselesi.
Töreye sahip çýkmadýk mý;
Ne ev kalýr ne bark.
Ne nesiller kalýr ne evlad ü iyal.
Asýrlardýr bezirgânýn ayartýcý söylemine kulak veriyoruz...
Belki de iþimize böyle geldi.
Belki de hürriyet yükünü taþýmaya erindik.
Hep kaybettiðimiz bir oyundu bu oysa.
Ama bir kere tutulmuþuz kapana!
Kapaný kýrmak için, iþte, töreye tutunmak gerek.
Þehitlerin koruduðu hukuka sarýlmak...
Bu hukukun sorumluluðuyla da Batý'nýn köleci mevzuatýný yýrtýp atmak gerek.
Batý mevzuatý, sýnýfsaldýr...
Kölecidir!
Batý'da insan diye tanýmlanan varlýk yýðýnsaldýr.
Onun için oligarþinin çýkarýný perdeleyen mevzuatlar yýðýný da hukuk söylemi ve görece refah ayartýcýlýðýyla yýðýnlarý kontrol etmek için üretilmiþtir.
Tanzimat'tan bu yana ülkenin baþýna çöreklenmiþ kompradorlar ve onlarýn beslemesi Levant kozmopotilizmine teþne hukukçusu, aydýný, yazarý, sanatçýsý, yani bilumum Batý'ya yaslanan iktidar anlayýþýnýn kapý kullarý bu gerçeði inkâr ederler!
Bu yüzden terör saldýrýlarýný "öznesiz kýnamalarla" geçiþtirirlerken, ayný zamanda Mehmet'in savaþýna iliþkin kurduklarý cümlelerin de içine fakir, cahil gibi sýfatlarý sýðýþtýrýverirler!
Çünkü beslendikleri kaynaklar, ezberledikleri fikirlerin kökeni sýnýfsaldýr.
Cehalet kavramýnýn bile baðlamýný bilmeyen bu güruh...
Dün Ýngiliz, bugün ise on bin kilometre öteden gelerek son yirmi yýl içinden milyonlarý aþan insaný katleden Amerika'nýn stratejisinin aparatý olmaya gönüllüdür aslýnda.
Dolayýsýyla, ABD tarafýndan vekâlet verilen teröristlerle aslýnda ayný saftadýrlar.
Daðdaki teröristten tek farklarý, sözde entelektüalizm adýna ürettikleri perdeli cümlelerdir.
Mehmetçiðe kim saldýrmýþtýr?
Neden saldýrmýþtýr?
Kör döðüþü peþinde deðiliz.
Nevzuhur bir millet de deðiliz...
Akýl nimetini binlerce yýllýk devlet geleneði içinde yoðurmuþuz.
Onun için...
Baðlamý kopuk, köksüz, hafýzasýz cümlelerle...
Köleci Batý'ya "kapýlanarak" kimi meslek odalarý, meslek kuruluþlarý aracýlýðýyla sürdürdükleri "kapýkulu iktidarlarýný" kaybetmemek için kirli propaganda teknikleriyle hedef saptýran güruhun, aslýnda Türkiye'nin nomosuna, töresine saldýrdýðýnýn farkýndayýz.
Bunu, farklý maþalarýyla hep yapýyorlar çünkü.
Söz gelimi biri çýkýyor, "TSK, kimyasal silah kullandý" diyor.
Bir bedeli yoktur bunlarý söylemin.
Önceki aymazlýklarýný her defasýnda bedelsiz geçiþtirdikleri için þýmarýk davranmaya, saldýrmaya devam ederler.
Çünkü...
Hukuklarýnýn, Türk milletinin baðýmsýzlýðýna karþý iþgal aparatýna dönüþmüþ bir güruh tarafýndan savunulacaðýný bilirler.
Batý'nýn sömürge için geliþtirdiði mevzuat üzerine tesis ettiði sözde hukukta, yerli halkýn aleyhine boþluk çoktur, öte yandan.
Ýftiracý aklanýr, paklanýr...
Sonra þebekenin diðer üyeleri sözde yazarý, belgeselcisi, sinemacýsý vesaire 'Cihangir hümanizmi' ile devreye girer, kültürel araçlarla ayný kiþi "özgürlük kahramanýna" dönüþtürülür ve örgüt faaliyetlerine kaldýðý yerden devam eder.
Komprador iktidarýn döngüsü bu iþte.
Bu etnikçileri, ýrkçýlarý, faþistleri görmeden ve ajandasýný taþýdýklarý emperyalist metropolleri deþifre etmeden Türkiye'mizin, dolayýsýyla Mehmetçiðimizin asil savaþýný anlama þansýmýz yok.
Biz sabýrlýyýz.
Çünkü 'vahdet' bunu zorunlu kýlar.
Çünkü irfan der ki:
Ýnsan; zatýyla emanet, fiiliyle muhataptýr.
Biz bu muhataplýk iliþkisini merkeze alarak...
Ýnsanýmýzý, Batý'nýn köleci mevzuatýndan kurtarýp, güçlü bir hukuk tesis ederek bu cendereden çýkabiliriz.
Ötelere uçan þehitlerimize selam olsun.