Mekke ve Medine’yi kurtarmadan Kudüs’ü kurtaramayýz

Bugün kritik bir zirveye ev sahipliði yapýyoruz.

Ýslam ülkeleri, ÝÝT Dönem Baþkaný Erdoðan baþkanlýðýnda toplanacak ve ABD’nin Kudüs kararýný görüþecek.

Sayýn Erdoðan’ýn kararlýlýðýna raðmen buradan Ýsrail’i durduracak bir sonucu kimse beklemiyor.

 

Peki neden?..

17 Aralýk FETÖ ihanetinin, yüz yýl önceki 17 Aralýk felaketi ile bir ilgisi var mý bilmiyorum ama Ýngilizler Kudüs’ü, 17 Aralýk 1917’de Siyonistlere vatan yapmak için iþgal etti.

Nitekim, 2 Kasým 1917'de yayýnlanan ve Ýngiltere Dýþiþleri Bakaný Balfour'un adýyla anýlan bildiri, Yahudilerin Filistin'de yurt edinmelerini garantiye alýyordu.

Onun için Trump’ýn, iþgalin 100. Yýldönümündeki bu kararý asla tesadüf deðildir.

 

Ya Arabistan ve Ürdün?..

Ýngiliz casusu Hempher’in desteðiyle kurulan Vehhabilik adlý sapýk tarikatý devlete dönüþtürme çabalarý, yýllar sonra yine Ýngilizler sayesinde amacýna ulaþtý.

Zira Abdülaziz bin Suud, 1924’te Mekke ve Taif'i, bir yýl sonra da Medine’yi Ýngilizlerin desteðiyle aldý ve Ýngiliz egemenliði altýnda kurduðu Hicaz Krallýðý, 1932’den sonra da Ýngiliz vesayeti altýda Suudi Arabistan Krallýðý olarak devam etti.

***

Ürdün ise ilerde Ýsrail devletine yer açmak için, Filistinlileri sürmek üzere yine Ýngiliz aklýyla kurulmuþ bir uydu devletidir.

Diðer körfez ülkelerinde de durum farklý deðildir.

Haçlýlar, Osmanlý’dan; Lawrence yöntemleriyle kopardýklarý her parçaya bir “çip” yerleþtirmiþ ve “uzaktan kumanda” ile yönetmiþlerdir.

Yani buralarý yönetenleri de Ýngilizler ve onlarýn küresel zabýtasý Amerika yönetmektedir.

 

Ýsrail’e çalýþýyorlar

Bu tarihi gerçek ýþýðýnda bakýlýrsa, bugünkü yaþananlar normal görünür.

Kudüs’ü iþgal etme küstahlýðýna kalkýþan Ýsrail’in önüne ilk önce Arap dünyasýnýn öncüleri olan Suudi Arabistan ve Mýsýr’ýn dikilmesi gerekmez miydi?

Ama tam aksine, damat Kushner’in akýl hocalýðýný yaptýðý Muhammed bin Selman, Sisi ve BAE Baþkaný, Filistin Devlet Baþkaný Mahmud Abbas’a “Kudüs Ýsrail’in baþkenti olacak, Yahudi yerleþim yerleri kalacak, Ýsrail’e komþu bir Filistin devleti olmayacak” diye baský yapýyor ve bunlarý kabul etmezse yerine satýlmýþ Dahlan’ý getirmekle tehdit ediyorlar.

Zaten bu þeytan üçgeninin, bugün Ýstanbul’daki zirveye yaklaþýmlarý da durumu net olarak açýklýyor.

 

Küreden neler çýktý

Trump’ýn, Beyaz Saray’daki o uyduruk masa üzerinde, Ortadoðu için bu kadar tehlikeli bir imzayý kendi baþýna atmasý mümkün deðildir.

Riyad gezisindeki “Kýlýç Dansý”na, birkaç yüz milyar dolarlýk anlaþmanýn hatýrýna katlandýðýný zannediyorduk ama meðer çok daha pahalý bir dansmýþ.

Bakalým o falcý küresinden daha neler çýkacak neler...

Biz, Kudüs’ün düþmanlarýný çok uzaklarda arýyoruz.

Bugün karþý karþýya olduðumuz acý gerçeði, “Kahpe içerden olunca kapý kilit tutmaz oðul…” diyen Dede Korkut yýllar önce dile getirmiþ aslýnda.

 

Ya halklar, ya Haçlýlar

Ýslam dünyasýný vesayet iþgalinden kurtaramadýðýmýz sürece, Filistin’i çözemeyiz.

Mekke ve Medine özgürlüðüne kavuþmadan Kudüs huzur bulamaz.

Bu coðrafyayý halkýn seçtiði kiþiler yönettiði gün, Ýslam dünyasýnda yeni bir dönem baþlar.

Bir an için bu zirveye katýlanlarýn Erdoðan gibi özgür ve güçlü olduðunu düþünün…

Batý bunun ne anlama geldiðini çok iyi biliyor. Onun için Mýsýr’da yeþeren demokrasi fidanýný apar topar biçtiler.

Niçin darbeci Sisi’nin ilk iþi, Gazze’nin nefes borularýný kapatmak oldu acaba?

Ýslam dünyasýný ya halklarý yönetecek, ya da Haçlýlar yönetmeye devam edecek.

Haçlýlarýn yönettiði sürece de bu zulüm bitmeyecek.