Kadýnlarda görülen tüm kanser türleri arasýnda yüzde 20’sinin meme kanseri olduðu ve dünya genelinde her yýl bir milyon kiþiye meme kanseri tanýsý konduðu ve yine her yýl 375 kiþinin meme kanserine baðlý nedenlerle öldüðü bildiriliyor. Gerçekten bir kabus! Bu konuda erken teþhisin önemi ve tabii daha önemlisi koruyucu önlemlerin alýnmasý konusunda yaygýn kampanyalarla toplumsal bilinç oluþturulmasý için yoðun çaba harcanýyor.
Meme kanserinden korunmada en çok dikkati çeken ürünler arasýnda soya ürünleri var. Soya ürünleri tüketiminin yaygýn olduðu Uzakdoðu toplumlarýnda yürütülen saha çalýþmalarýnýn (epidemiyolojik) sonuçlarý soya ürünlerinin meme kanseri geliþiminin önlenmesinde önemli rolü bulunduðuna iþaret ediyor. Uzakdoðulu kadýnlarda Batýlý kadýnlara göre meme kanseri geliþimi riski beþ misli daha düþük. Nitekim soya ürünlerinin içinde bulunan ve kadýnlýk hormonu östrojene benzer özellikteki izoflavonlarýn bu etkiden sorumlu olduðu ortaya konulmuþ. Ancak Uzakdoðulu kadýnlarýn günlük izoflavon tüketimi 20 ile 50 miligram gibi yüksek miktarlardayken, Batýlý kadýnlarda bu oran günde bir miligrama kadar düþüyor.
ENDÝÞELER DE VAR
Diðer taraftan östrojen pozitif meme kanseri hastalarýnda soya ürünleri kullanýlmasýnýn kanserinin geliþimini tetikleyeceði yönünde yaygýn bir endiþe var. Meme kanseri hastalarýn tedavisinde kullanýlan ilaçlarýn (tamoksifen gibi östrojen reseptör modülatörleri ve anastrozol gibi aromataz inhibitörleri) etkisini azaltacaðý yönündeki bazý yorumlarýn aksine izoflavonlarýn bu ilaçlarla birlikte uygulandýðýnda meme kanseri geliþiminin daha etkin bir þekilde baskýlanabildiði yönünde çalýþmalar bulunuyor. Hatta izoflavonlarýn bu tip kanser ilaçlarý gibi etki göstererek tedaviyi saðlayabileceði bildiriliyor. Yine tam bir Shakespeare tiradý gibi “Kullanmak ya da kullanmamak”. Bu konuda mevcut bilimsel çalýþmalarýn sonuçlarýný sizlere aktaralý uzun zaman geçmiþ (125 hafta). Acaba yeni bulgular hangi yönde?
Bu konuda 2012 yýlýnda yayýmlanmýþ üç saha çalýþmasý bulunuyor. Bunlardan birinde ABD’li ve Çinli kadýnlar arasýnda karþýlaþtýrmalý olarak yürütülmüþ. Bu çalýþma þimdiye kadar yürütülen en kapsamlý çalýþma; meme kanseri teþhisi konularak tedavi gören ve iyileþen 9 bin 514 kadýn üzerinde geriye dönük sorgulama yöntemiyle yapýlmýþ. Çalýþmanýn diðer bir önemi ise çok soya ürünleri kullanan kadýnlarla, az soya tüketen ABD’li kadýnlar arasýnda karþýlaþtýrma yapýlmasý. Sonuç olarak meme kanseri teþhisi konulduktan sonra günde 10 miligram izoflavona eþdeðer soya ürünleri kullanýlmasý ile tüm ölümlerde (meme kanserine baðlý ya da deðil) belirgin olmayan bir azalma görülmüþ. Ancak meme kanseri tedavisinden sonra soya ürünleri kullanýlmasýnýn gerek ABD’li gerekse Çinli kadýnlarda kanserin tekrarlama riskini belirgin bir þekilde azalttýðý sonucuna varýlmýþ.
Bir baþka yeni çalýþma ise Kanada’da yürütülmüþ. Meme kanseri teþhisi konulduktan sonra fitoöstrojen bakýmýndan zengin ürünleri (soya, keten tohumu ve diðer) kullanmayý kesip kesmedikleri sorgulanmýþ. Bu sorulamaya katýlan 278 hastadan sadece yüzde 20’si bu tip ürünleri kullanmayý býraktýðýný bildirmiþ.
MENOPOZ DÖNEMÝNE DÝKKAT!
Diðer bir kapsamlý çalýþma ise Almanya’da gerçekleþtirilmiþ. Menopoz döneminde 2 bin 884 kadýn üzerinde yürütülen çalýþmada soya ürünleri, kabak çekirdeði ve ayçiçeði çekirdeði kullanan kadýnlarda meme kanseri geliþimi riskinin bu tip ürünleri kullanmayanlara kýyasla belirgin bir þekilde azaldýðý gözlemlenmiþ.
Ýngiliz araþtýrmacýlar tarafýndan yine 2012’de yayýmlanan bir deðerlendirme çalýþmasýnda soya ürünleri kullanýlmasýnýn meme kanseri geliþimi riskini düþürdüðü ve meme kanseri tedavisinde kullanýlan ilaçlarýn etkisini engellemediði sonucuna varýlmýþ.
Sonuç olarak, mevcut kapsamlý çalýþmalar meme kanseri hastalarýnda soya ürünleri kullanýmýnýn herhangi bir riske yol açmayacaðýný, aksine tedaviye yardýmcý olacaðý, tedaviden sonra kanserin tekrarlamasýný engelleyebileceðini gösteriyor. Bu çalýþmalar, soya ürünlerini sýk kullanan Uzakdoðu toplumlarýndan saðlanan bu ürünlerin yararýna iliþkin bulgularýn, bu ürünleri daha az sýklýkta kullanan Batýlý toplumlarda da yararlý olabildiðini göstermesi bakýmýndan önemli.