Hayır, oturup da, Rahmi abinin asparagasa düşmüş köşe yazısı ve CHP hakkında kalem oynatacak değilim, vakit kaybıdır. Zaten bu konuda söylenmesi gerekeni zamanında söylemişiz (Gazi kalkıp gelse, seni asardı Kemal! STAR, 31.Mayıs.2018) (1) merak eden açar okur.
CHP içi FETÖ tarz kumpaslar, Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve İnce konularından daha mühim bir isme yönelmek istiyorum: ALEYNA TİLKİ…
Aleyna Tilki, kendisi için sıradan bir iş yaptı ve @aleynatilki tvitır hesabından 364 bin izleyicisinin ilgisini canlı tutmak amacıyla şöyle bir mesaj yayınladı:
“Bugün Cumartesi, yarın Pazar sonra pazartesi olacak.” (Yazıldığı gibi iktibas ediyorum. A.Z.)
Bu mesaj, yazıyı yazdığım Pazar günü 11.30 cıvarında 34 bin beğeni, 2.2 bin RT ve 7.4 bin cevap/yorum almıştı!..
Bu, aslında, iki parçalı olarak yazdığım “medya gerillası” yazılarımda sözünü ettiğim “yeni insan türüdür…”
Eline akıllı telefon tutuşturulmuş, sosyal medya üzerinden beyni esir alınmış, “amaçsız” insan türü.
Emperyalizmin geniş kitleleri hedef alan “aptallaştırma” stratejisinden söz etmeyeceğim, çünkü, “aptallaştı” dediğimiz insanlar aslında zeki ve teknolojideki her yeni gelişmeye derhal uyum sağlama yeteneğine sahipler.
Zeki ve yapabilen insanın yaşamsal reflekslerinin sıfırlandığı çok özel bir dönemi yaşıyoruz.
Bu dönemi, 20’nci yüzyıldan ayıran en önemli özellik, sokak gösterilerinde kendini gösteriyor.
Lideri olmayan, sırtını kurumsal siyasete dayamayan sokak gösterilerinin nafile çabalarıyla karşılaştık.
Gelişme, kendini ilk kez, 2008 ekonomik krizinden hemen sonra ABD’de ortaya çıkan “Occupy Wall Street” (Wall Street’i İşgal) gösterisiyle ortaya çıktı. Kanadalı tüketim toplumu karşıtı Adbusters’in kapitalizmin vahşi ve adaletsiz kimliğine karşı tetiklediği hareketin aylar süren gösterilerinden geriye bir tek isim, tek bir lider kaldı mı, hayır.
Siyasi sonucu oldu mu, evet oldu, Amerikalı politikacılar vahşi kapitalizme daha çok sahip çıktılar, elle tutulan sonucu Donald Trump’ın başkanlığıdır!..
Irak, İran, Lübnan, Şili… Pek çok ülkede sokak gösterileri var, bu gösterilere öncülük eden lider kadrolar, siyasi hedefler ne? Yok!..
Günümüz genç kuşak hareketlerinde ana karakter,“sosyal medyada buluştuk, gelin birlikte takılalım, kurtları döker eve gideriz” havasıdır.
Zeki çocuklardan söz ediyoruz. Duvarlara yazdıkları sloganlar, tercih ettikleri kıyafetler, dans ve müzikleri… Hepsi seçilmiş zeka ürünü, ama hepsi o kadar…
Bu yaklaşım, müesses nizamı güçlendirmekten başka bir sonuç vermez.
Örgütsüz, kurumsal siyasetsiz ve hedefsiz kitleler, demokrasinin son yüzyılını yaşadığımızın da sinyallerini veriyor.
Emperyalizmin yeniden yapılandırdığı (gezegende temiz suya ulaşamayan 1.6 milyar insanın cep telefonu var) yeni insan türü, duygusal patlamalarını gerçekleştirirken anti-demokratik yapılanmaların da güçlenmesine neden oluyor.
Avrupa ve Amerika’da yükselen ırkçılık, Hindu-Budist kültür alanlarında tırmanan İslam düşmanlığı, Müslüman coğrafyada kendini gösteren kan dökücülük yalnız siyasal-ekonomik nedenlere mi dayanıyor sanıyorsunuz, hayır, karşımızda sorgulamayan, her söylenene inanan ve biriktirilmiş duygularıyla hareket eden insanlar var.
Soner Yalçın’ın “Erdoğan nefretiyle FETÖ, liboş, PKK/PYD çizgisine savrulmak doğru mu?” sorusunda şekillenen o sözde Atatürkçü karakter nasıl oluştu sanıyorsunuz?
İnsanlık ve haliyle Türkiye, bu yüzyılda henüz adını koyamadığımız bir yöne doğru rotalanıyor ve bizler burada hala 20’nci yüzyılın tartışmalarının içinde debelenip duruyoruz.
Geleceğe teşhis koyamayınca, tarihi siyasileştirip tartışmak kolayımıza geliyor.
Endişeliyim.
https://www.star.com.tr/yazar/gazi-kalkip-gelse-seni-asardi-kemal-yazi-1348565/