Doðan Medya Grubu’nun memurin takýmý “Akþener’den korkuyorlar” dediði için bu baþlýðý uygun gördüm.
Biz (yani kendilerine “yandaþ” denilenler) Meral Akþener’den çok korkuyormuþuz.
Matine suare Akþener güzellemesi yapýyorlar, “Ýyi Parti çok iyi oldu; isim güzel, amblem güzel, topluma verilen mesajlar güzel” þeklinde cývýk yazýlar yazýyorlar, kendileri “Akþener yandaþý” olmuyor, ama biz “niçin ablanýzýn iltisaklarýndan hiç söz etmiyorsunuz?” dedik diye “iktidar yalakasý”, “AK Parti yandaþý” filan oluyoruz.
Meral Akþener’den korkuyoruz elbette ama onlarýn anladýðý anlamda deðil.
Zorlama bir konsensüs, ilk seçimde “tabela partisi”ne dönüþecek amorf bir yapý, bir mühendislik kazasý...
Böyle bir partiden kim, niçin korksun?
MHP’nin, anlaþýlabilir nedenlerle gardýný aldýðýný biliyoruz...
Kentli, laik, “okumuþ” seçmene göz kýrptýðý için CHP’den de belli bir miktar oy çalabilir...
Hepsi bu!
Siyaset, çünkü, ölçüye biçiye, mühendislik çalýþmasýna gelmiyor. Bir sosyolojiye dayanmýyorsanýz ve siyasal bir meþruiyetten gelmiyorsanýz, dünyanýn desteðini de alsanýz þansýnýz yok.
Dolayýsýyla, bir “mühendislik harikasý” olarak Akþener’in de bir þansý bulunmuyor.
Bunu anketler de söylüyor...
Peki, niçin korkuyoruz o halde?
Þu yüzden:
Bu hanýmýn (yani Meral Akþener’in) bir hukuk danýþmaný var.
Ýsmi Nuri Polat...
Ýþbu Nuri Polat, FETÖ’den gözaltýna alýndý.
Nuri Polat’ýn örgütsel baðýný bilmiyoruz. Ama fazlasýyla angaje bir arkadaþ olduðunu çok iyi biliyoruz. Çünkü bu tür adamlar kendilerini gizleyemiyorlar, hangi “kýlýkla” dolaþýrlarsa dolaþsýnlar, bir þekilde açýk veriyorlar. Yollarýný deðiþtirseler de iz býrakýyorlar.
Kemal Kýlýçdaroðlu’nun danýþmaný Fatih Gürsul da gizlenememiþti. Iþýk evlerinde arkadaþlýk ettiði bir müntesip tarafýndan teþhis edilmiþti. Daha doðrusu, “bundan sonra hayatýna CHP’li ve Kemalist olarak devam edeceðini” aktardýðý eski bir arkadaþý, bir mektupla durumunu açýk etmiþti.
Meral Akþener’in hukuk danýþmaný da iz býrakanlardan...
Hatýrlayacaksýnýz, Samanyolu TV, terör örgütünün yayýn organý olduðu gerekçesiyle Digitürk, kablolu TV, Tivibu ve Türksat platformlarýndan atýlmýþtý.
Nuri Polat bu olay üzerine coþmuþ ve F. Gülen’in bir fotoðrafýný paylaþarak altýna þunlarý yazmýþtý: “Digitürk'ten, kablolu TV'den, Tivibu'dan, Türksat'tan attýnýz, herkül sitesini engellediniz. Ama izlememize engel olamadýnýz...”
Bu paylaþým Nuri Polat’ý FETÖ’cü yapýyorsa (ki, bence ciddi bir karine teþkil eder), daha açýk mesajlar veren Meral Akþener’i de mutlaka angaje olanlar listesine yazmamýz gerekecek.
Meral Akþener, bu örgütün bir elemaný deðilse de, bir gönüllüsü gibi davrandý, gönül baðýný gizlemedi. Hatta, iltisakýnýn derecesine iliþkin kafa karýþtýrýcý (daha doðrusu “zihin açýcý”)açýklamalarda bulundu. Mesela þöyle dedi: “FETÖ’cü deðilim ama olsam bundan gurur duyardým.”
Hadi daha açýk konuþalým: Akþener de mebzul miktar “iz” býraktý.
Sadece davranýþlarý, enteresan çýkýþlarý ve “bu da nerden çýktý?” dedirten cümleleriyle deðil, “destekçileri”yle de iz býraktý.
Ýz býrakmaya devam ediyor.
Neredeyse bütün bir muhalefet cephesi (Doðan Medya Grubu, FETÖ, Avrupa Birliði ülkeleri, Amerika, Ýngiltere, hocacýlar, Beyaz Türkler, Yaðýz Türkler, Karaþýn Türkler, PKK’lýlar, HDP’liler, hepsi...) Meral Akþener’in baþarýlý olmasýný istiyor.
Neden?
Ki, hanýmefendi, darbeden önce, sürekli 15 Temmuz’u iþaret eden konuþmalar yapýyordu: “Yooo, 15 Temmuz’dan sonra iþler deðiþecek, göreceksiniz deðiþecek... Yurtta sulh, cihanda sulh...”
Ne olacaktý 15 Temmuz’dan sonra?
Ýþler nasýl deðiþecekti?
Daha da önemlisi, “iþ” neydi?
Bu sorular henüz cevabýný bulabilmiþ deðil.
Þunu anlýyoruz:
FETÖ’cü olmayan ama olsa bundan gurur duyacak Akþener 15 Temmuz konusunda bilgilendirilmiþ ve bu bilginin verdiði güvenle konuþuyormuþ.
Meral Akþener’in bu yönü korkutuyor iþte...
Bu “dolu ajanda” ve bu “gevþek aðýzlýlýk” korkutuyor...
Çünkü, istikbalde hangi “demokrasi dýþý” yollara tamah edeceðini bilemiyoruz!