Ýki haftadýr muhalefet partilerini konuþuyoruz. Kemal Kýlýçdaroðlu’nun hakaret ve küfürleri, kadýn vekiller dahil CHP’nin Kýlýçdaroðlu’na siper olmasý. MHP’de ise muhaliflerin partiyi mahkemelik eden hamleleri ve Genel Baþkan Bahçeli’nin bu giriþim karþýnda aldýðý pozisyon. Her iki durum da muhalefet partilerinin siyaset üretemeyiþiyle doðrudan alakalý. Hakim parti konumundaki AK Parti’ye karþý yapabildikleri tek þeyin Erdoðan düþmanlýðýný topluma yaymaya çalýþmak olmasý aslýnda söz konusu partilerin muhalefet vasfý taþýmadýðýný gösteriyor. Muhalefet partileri için son 14 yýlýn bakiyesi maalesef bu; Nefret söylemini toplumsallaþtýrmak...
Hal böyle olunca elde kalan da siyaset, ülke meseleleriyle ilgili iyi kötü bir duruþ deðil magazin programlarýna konu olabilecek parti içi meseleler, lider kifayetsizlikleri, aðzýna biber sürülesi genel baþkanlar falan oldu...
MHP’nin durumu, parti içi muhalefetin baþ göstermesiyle daha aðýr bir evrede seyrediyor gibi. 1 Kasým sonuçlarý Bahçeli’nin baþýný yemek isteyenlerin en büyük kozu. “Partiye oy kaybettirdi, HDP’nin bile gerisine düþtü MHP” diyor muhalifleri.
Öncelikle þunu teslim edelim; parti genel baþkanlarýnýn siyaseten baþarýsýzlýklarýnýn partinin kaderine dönüþmemesi için “ölene kadar genel baþkan” modelini terk etmek gerek. Nitekim Bahçeli daha önce genel baþkanlýktan istifa etmeye kalkmýþ, partisinin ýsrarý üzerine genel baþkanlýða devam etmiþtir.
Peki, bugün olan nedir? Ýfade ettiði gibi “Paralel Yapý’nýn MHP’yi ele geçirme giriþimi” midir? Muhaliflerin taleplerine olumlu cevap vermeyerek MHP’ye yapýlacak bir operasyonun önüne mi geçmeye çalýþmaktadýr Bahçeli?
Salý günkü grup toplantýsýnda “Bizim Paralel’e teslim edecek bir partimiz yoktur” diyerek süreci nasýl yöneteceðini açýk þekilde ortaya koymuþ oldu.
Oysa 17-25 Aralýk’ta, Fethullahçý örgüt devleti ele geçirme hamlesi yaptýðýnda bugün partiyi “Paralel Yapý’ya teslim edecekler” diyerek suçladýðý muhaliflerinden farklý bir yerde durmuyordu. 17-25 Aralýk darbe teþebbüsünün faillerinin ürettiði ne kadar yasa dýþý malzeme varsa Kýlýçdaroðlu gibi o da seçim kampanyasýnda kullanýyordu.
Deniz Baykal üzerinden CHP’ye kaset komplosu yapýldýðýnda MHP de kaset maðduruydu. Bahçeli o dönem Baykal’ýn yapamadýðýný yapmýþ, “okyanus ötesine” selam göndermeyip “Türk milleti okyanus ötesinde yapýlan senaryolarla hedefe konulmuþtur” diyebilmiþti.
17-25 Aralýk’ta ayný dik duruþu sergileyebilseydi, muhtemelen genel baþkanlýðý sorgulanmayacak, ülke de bu denli zarar görmeyecekti.
Bugün baþýna gelenlerin bir sebebi de 7 Haziran’da “yüzde 60’lýk blok” içinde olmayý reddederek ülkenin 1 Kasým seçimlerine gitmesinde ve Ak Parti’nin tek baþýna iktidar olmasýnda müessir sayýlmasýdýr.
***
Muhaliflerin motivasyonu ise ayrý bahis. Evet, Paralel Yapý’nýn bu geliþmeyi Bahçeli’nin tabiriyle “güvercin taklalarý atarak” karþýlamýþ olmasý iþin içinde bir iþ olduðuna yorulabilir. MHP’deki olasý sonuçlardan Fethullahçý örgütün memnun olmasýný hayra yoracak deðiliz ayrýca. Tüzük kongresi gerçekleþebilirse muhalefetin ortak bir adayla kongreye gidip gidemeyeceði de ayrý bir tartýþma konusu. Ama þu günlerde ismi en çok geçen Meral Akþener’in muhalif kanadýn en zayýf halkasý olduðu söylenebilir. “Asena” yakýþtýrmasý ve 28 Þubat’taki tutumu dolayýsýyla ismi etrafýnda bir sempati halesi olsa da Akþener partide ayrý baþ çekmeye baþladýðýnýn daha ilk evresinde yanlýþ yere selam gönderdi. “Cemaate bir mensubiyetim yok, olsa gururla söylerdim” diyerek Fethullahçýlarýn alkýþýna muhatap oldu.
MHP içindeki Ak Parti karþýtlýðýný Paralel Yapý’ya müzahir bir duruþ olarak okumak ve bu yapýya yeþil ýþýk yakan mesajlar vermek kimseye hayýr getirmez. Öyle olsa Bahçeli bu hallere düþmezdi.
MHP’de sular kolay kolay durulmayacak, bekleyip göreceðiz.