Meral Hanım’ın hırsı ve partisi

Geçen hafta medyanın orta ölçekli konularından biri de Meral Akşener’in partisiydi. Kuruluş metni, kurucu kadro, ismi, amblemi derken bir-iki gün gündem oldu İyi Parti. Ben de görüşümü bu vesileyle TV’de aktardım ancak yazılı olarak da kayda geçsin isterim. Malum, söz uçar yazı kalır.

Önce çerçeve sorular. Türkiye’de yeni bir partiye ihtiyaç var mı? İyi Parti iktidarı değiştirecek bir cesamete ulaşır mı? Akşener iktidara mı talip, muhalefete mi? Muhalefet boşluğunu doldurabilir mi? Ne amaçla kuruldu, arkasında kim var, kadrosu, programı ne, kime hitap edecek, ne vaat edecek?

İyi Parti çıkışı itibariyle, MHP’nin ihraç fazlası isimlerinden oluşuyor ve kurucu kadrodaki çeşitlilik görüntüsü durumu değiştirmiyor. Çünkü hikaye değişmiyor. Hep hatırlatılacak bu kendilerine: İçerde Bahçeli ile liderlik yarışına girip muvaffak olamayınca dışarı taşan bazı çirkinliklerin içinde oldular ve MHP’den ihraç edildiler. Lakin hırsları içlerinde kaldı. Medyaya zehir zemberek açıklamalar yaptılar, dişleri sıkılıydı. Bu duyguyla bir parti kurdular. Tasarımcı elin bu negatif durumu/duyguyu İyi Parti adıyla kapatmak istediği anlaşılıyor.

Partinin amblem ve sloganının çalıntı çıkması ise büyük bir skandal. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in “Antalya’ya iyi gelecek” sloganını 2014 yerel seçimlerinde ve sonrasında bangır bangır kullandığı, Aralık 2015’te de Türk Patent Enstitüsü’ne tescil ettirdiği aşikar iken çalıntı malla halk karşısına çıkmak İyi Parti fiyaskosunun erken habercisi gibi.  

“İyi” adının Osmanlı’nın kurucu unsuru Oğuzlar Kayı boyunun bayrağını taklit etmesi de öyle. AK Parti döneminde her alanda yaşanan dirilişin, canlanan tarih bilincinin popüler diziler, filmler, romanlar marifetiyle yaygınlaştığı ve Türk bayrağının yanında meydanlarda dalgalandığı bir dönemde Kayı bayrağını kendine mülk edinmek tam da insanın gözünden sürmeyi çalacak bir hırsızlık kariyerine sahip olan FETÖ’ye işarettir.

***

Öte yandan parti ortaya çıkmadan bir iddia atıldı ortaya. “Akşener Erdoğan’ı yerinden edecek” dendi. Siyasette iddia önemlidir, ama karşılığı varsa. HDP’ye abanıp PKK çukuruna düşenler, CHP’yi diriltmek için Kılıçdaroğlu’nu yürütenler bu cılız umuda dört elle sarılsa ama parti bu kabiliyette görünmüyor.

2019’da malum, yüzde 50 + 1 alan parti kazanacak. Bu kadar uzun süre halkın teveccühünü görmüş AK Parti bile, Erdoğan gibi bir halk liderine, siyasi dehaya sahip olmasına rağmen teyakkuz halindeyken, radikal kararlar almakta iken kendisinden, hakkındaki söylentilerden ve diğer ihraç fazlalarından başka şeyi olmayan bir ismin böylesi bir iddiada bulunması ciddiye alınma ihtimalini düşürüyor.

Meral Hanım’ın kadın olmasının bu kadar vurgulanması da sorunlu ve pek arkaik. Türkiye kadın konusunda her alanda olduğu gibi siyasette de sayısal eşitliği yakalayamasa da kadını azımsayan yanlış zihniyeti aştı. Kadın olmak tek başına bir avantaj değil artık. Bilakis cinsiyeti bu kadar vurgulamak, siyaseten bir zayıflık ve görmemişlik işareti.

***

Akşener’in, 15 Temmuz öncesinde –ki FETÖ henüz darbe yapmamıştı ama suç/terör örgütü sıfatıyla hukukun konusu olmuştu- dile getirdiği “Gülen mensubu olsam gururla söylerdim”, “göreve gelir gelmez, tutuklu polis şeflerini (FETÖ üyelerini) yerlerine yerleştireceğim” sözlerine henüz bir açıklama getirmiş değil. Lanet bir ihanet şebekesini övdüğü için nedamet getirdiğini de duymadık. FETÖ darbe planının parolası “yurtta sulh”u 15 Temmuz öncesi “yakında” diyerek niye bu kadar sık vurguladığı da hala bir muamma.

FETÖ mağduru eski bir askerin, katı Kemalist bir ekran yüzünün, CHP’den müstefi bir ismin vitrine konması İyi Parti’yi FETÖ’den FETÖ zannından kurtarmıyor yani. Aksine, bir değilleme çabası olarak partide olduklarını çok belli ediyor. Nesneleşmiş isimlerden siyasi aktör çıkmayacağını siyaseti bilen herkes bilmelidir. Anlaşılan o ki İyi Parti tasarımcıları siyaseti ancak FETÖ kadar biliyor.

Yarın kaldığımız yerden devam edelim.