Devlet Bahçeli’ye karþý en þedit muhalefeti MHP’ye yakýn olduðu düþünülen çevreler; yani Yeniçað gazetesinin keskin sirkeleri, Meral Akþener’ciler, Beyaz Türkler, FETÖ’cüler, FETÖ’yle dirsek temasýnda olan “yerini bulamamýþ” ülkücüler yapýyor.
Muhalefet gerekçeleri, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn önerdiði sisteme destek vermiþ olmasý.
Olabilir...
Daha doðrusu, anlaþýlabilir...
Fakat yeni bir “muhalefet cephesi” türedi:
Bunlar, Bahçeli’nin desteðinden memnun olmasý gereken AK Partililer... Salih Tuna’nýn ifadesiyle, “AKP’li fýrýldaklar...”
Memnun deðiller.
Bir açýðýný ya da zaafýný yakaladýklarýnda vuruyorlar.
Ne vurmasý, ölümüne saldýrýyorlar... “En çok kimden nefret ediyorsunuz?” diye sorulsa, hiçbir arayýþa girmeden, ittifakla Devlet Bahçeli’yi iþaret edecekler.
Öyle bir nefret ki, adamcaðýzýn izlediði dizileri bile “saldýrý malzemesi” yapýyorlar. Böyle düþük ruhlu adamlar.
Detaya girmeyeceðim. Þu kadarýný söylersem kimlerden bahsettiðim anlaþýlacaktýr.
Bahçeli, 7 Haziran seçiminden sonra herhangi bir koalisyonun ortaðý yahut “destekçisi” olsaydý, hele AK Parti’yle hükümet kursaydý onu çok seveceklerdi.
Mayýs ayýnda Baþbakan deðiþmemiþ olsaydý da onu çok seveceklerdi.
Sevmeseler bile, “ölümüne” nefret etmeyeceklerdi.
Her þey o talihsiz “Baþbakan deðiþikliðiyle” baþladý.
Ne diyordu Baþdanýþman?
Hani, yazdýðý “kavramsal” yazýlarla aklýmýzý baþýmýzdan alan; bize hep “olgun”, “naif”, “bilge” yüzünü gösteren; ama sýkýþtýðýnda eski dostlarý hakkýnda “eþcinsel imasý” yapacak kadar kendini düþüren adam...
Bir gazetede köþe yazarlýðý yapýyor.
Bu gazete “seviye” düsturuyla yayýn hayatýna baþlamýþtý.
Ýþbu seviyeli gazetenin “seviyesizliði” ve “çirkinliði” temellük etmiþ Baþdanýþmandan bozma yazarý þöyle diyordu: “Baþbakan deðiþmeseydi 15 Temmuz yaþanmazdý... Baþbakan deðiþmeseydi kredi notumuz düþmezdi... Baþbakan deðiþmeseydi dolar bu kadar yükselmezdi...”
Bu cümleden olarak, Mayýs ayýnda Baþbakan deðiþmeseydi, Bahçeli’nin izlediði diziler “itibarsýzlaþtýrma kampanyalarýna” malzeme yapýlmazdý.
Bu kadar net!
BU REZÝLLÝÐÝ YARGI PAKLAR!
Müjdat Gezen’le Yýlmaz Özdil’in Halk TV’de giriþtikleri müstekreh muhabbet yargýya taþýnýyor.
Bu “iki erkek”, Halk TV stüdyolarýna kuruldular, kahir ekseriyeti “kadýn” olan seyircilerin huzurunda, en edepsiz, en seviyesiz, en çirkin sözlerle Nilhan Osmanoðlu’na saldýrdýlar.
Sadece Nilhan Osmanoðlu’na deðil, “kadýn”a saldýrdýlar, kadýnýn cinsel kimliðine saldýrdýlar...
Ýlginçtir, izleyici konumundaki kadýnlar, “erkek erkeðe muhabbet” çerçevesinde bile kabul edilmeyecek ve çoðu yerde cinayet sebebi sayýlacak bu rezilliði alýþlarla, kahkahalarla, histerik çýðlýklar atarak izlediler.
Meraktayým:
Kadýn dernekleri neden susar?
Feministler neden tepki göstermez?
Çaðdaþ ve “aydýnlanmýþ” hemþirelerimiz neden bir bildiriyle hemcinslerine (dolayýsýyla kendi kimliklerine) sahip çýkmaz
Nilhan Osmanoðlu, “Referandumdan sonra bu iki küfürbaz hakkýnda dava açacaðým” diyor.
Ýyi yapar...
Bu saldýrýlara zemin hazýrlayan Ahmet Hakan Coþkun’la, Gülse Birsel adlý “Cahil Sultan”ý da unutmasýn.
Hazýr elini bulaþtýrmýþken, “Atatürk olmasaydý hangi paþanýn kaçýncý karýsý olurdun onu hiç düþündün mü?” diyen Özgür Özel adlý terbiyesiz CHP’liye de bir iyilik düþünsün!
Destekçisiyiz!