Okumakla geçen ömre yazmanýn eþlik etmesi ne güzel! Okumak, araþtýrmak, yazmak. Hayatýmýn odaðýnda bu üç eylem var. Kaleme yemin eden Allah'ýmýz. Kitap çarpsýn diyen halkýmýz. Oku, maðaraya düþen ilk nur. Ýnsanlýðý aydýnlatan ilk kelime. Kütüphaneler, âlimler, arifler, edipler münevverlerle övünen bir ümmet. Yazmak bir sanata dönüþmüþ bizde. Onlarca farklý yazma biçimi, estetiði üzerinde taþýyan eylem. Camileri, konaklarý, tekkeleri bunlarla süslemiþiz. Okumak, bize þifa verir. Ninelerimiz bize ilk okuyanlar. Arifler ve bilgelerimiz bizlere okuyarak nefes vermiþler. Okumak ve yazmak beraber raks etmiþ medeniyetimizde. Bu kervana katýlmak büyük bir nasip, büyük bir ayrýcalýk.
25 yaþýnda, Ýstanbul'da yayýnlanan kaliteli dergilerde yazmaya baþladým. Doktora çalýþmasýyla akademik araþtýrmalar yaptým. Fakat sivil yazmaktan da hiç kopmadým. 10'lara varan dergide bu maceramý sürdürdüm. Bir gazetenin bütün tarihinde yazma eylemiyle yer aldým. 12 yýl köþe yazarlýðý... Akademinin soðuk, sýnýrlý ve toplumdan ayrýksý düþen havasý yetmedi bana. Sosyolojiyi tercih ederken de memleket meseleleriyle ilgilenmek en büyük emelimdi. Akademi de bilgiyle, düþünceyle memleketi anlamak ve aydýnlatmak amacýma hizmet ettiði oranda bana cazip geldi. Sosyoloji bunu bana saðlýyor da. Hem teorisi hem de pratik yönü olan bir bilim. Bilimden öte bir bakma biçimi. Bir metodoloji. Bir pencere. Kütüphanelerde ve kitap sayfalarýnda dolaþmakla yetinmeyen bir yöntem. Toplumun canlý, hareketli ve heyecanlý dünyasýna dokunur. Oradan yudumlanýr. Gündelik meselelere geniþ ve derin bakmayý saðlar. Gazetelerde yazmak bu nedenle bana hep cazip geldi.
Gazete(kâðýt ya da online), kamuoyu üretme ve aydýnlatmanýn en önemli sahasý. Bu sahada yer alan aydýnlar, toplumlarýna seslerini ulaþtýrabilmiþler. Milleti aydýnlatma mesuliyetini üstlenmiþler. Toplumun sýcak nabzýný tutan gazeteler, bu nedenle hem sosyologlar hem de aydýnlar için önemli olmuþtur. Farklý insanlar, farklý pratikler, farklý geliþmelerle beraber yaþayarak onlarý etkilemek... Tam da benim sosyolojiye yüklediðim anlam.
Millet mesuliyeti duyan bilim insanlarý ve münevverler, belli bir zümreye kendilerini hapsedemezler. Makaleler veya kitaplar dünyasýna esir olmazlar. Asýl olan insandýr, millettir ve onlarýn hayatýdýr. Buraya dokunmak, bir iyilik yapmak, bir kandil yakmak gönüllerde... En büyük eylem.
Ben de bu köþede müktesebatýmla milleti anlatacaðým. Halkýn taze ve akan dünyasýna ayna tutmaya gayret edeceðim. Türk toplumuna aidiyet duyan bir yazar ve araþtýrmacý tutumuyla meselelere bakacaðým. Yangýn var ilken "ben araþtýrma yapacaðým" tutumu hiçbir zaman bana uymadý. Toplumdaki yangýný söndürmek için bilimden yararlanmak en büyük gayem oldu. Yine böyle devam edeceðim. Bu toplumun aile, gençlik, din, hareketler, cemaatler, deðiþim meselelerine odaklanacaðým. Müktesebatým da ilgim da burada. Popüler sosyoloji yapacaðým.
Derdimiz bu toplum üzerine düþünmek, bu halký savunmak, bu çaðý yakalamak. Anlatýrken aydýnlatmak, yazarken heyecanlandýrmak, okuturken nefes vermek... Coðrafyamýza, tarihimize, inancýmýza ve rüyamýza sýrtýný dayamak.
Bana sayfalarýný açma nezaketini gösteren Star gazetesi yönetimine ve genel yayýn yönetmenine teþekkürlerimi iletmeliyim. Her Cumartesi ve Çarþamba günleri buluþmak dilekleriyle...