Mühim bir ayrýmý fark ettiren bu sözü ilk kim söyledi bilmiyorum ama son günlerde medyada cereyan eden tartýþmalarda da, gerçek hayatta yaþanan kimi duygu/tutum karmaþasýnda da rotayý düzeltmek için iþe yarayacaðýna eminim.
Bilenler biliyordur, bilmeyenler için olayý kýsaca özetleyeyim.
FOX televizyonu yeni sezon için Kimsesizler adýnda bir dizi film çekiyor. Dizi anlaþýldýðý kadarýyla -nasýl oluyorsa artýk- kendi kendine bir “kimsesizler yurdu” açan kötü bir karakter ve onun yanýnda kalmak zorunda olan “kimsesiz” ve “çaresiz” çocuklar arasýnda geçiyor.
Ekranda 7/24 dönen fragmanda bu kiþi kendisine korkuyla bakan çocuklarý tehdit ederek þöyle söylüyor:
“Aile bu dünyada en önemli varlýktýr. Ailesi olmayan insan hiçtir. Size de aileler gelecek. Saçýnýza, baþýnýza, týrnaðýnýza, diþinize, huyunuza, suyunuza bakacaklar. Bacaklarýna sarýlacaksýnýz. Kendinizi acýndýracaksýnýz. Hani o barýnaktaki köpekler var ya, beni seç beni seç diye yaltaklanan köpekler, iþte öyle davranacaksýnýz. Burada ben ne dersem o! Aðlamayana mama yok...”
Ýnsanlýk onurunu çiðneyen, insaný dehþete düþüren, isyan ettiren bu sözler kamuya ait bir frekansý kullanarak kamuya ulaþan bir TV kanalýnda yayýnlandý. Yayýnlanabildi.
Bu, vicdaný olan hiç kimsenin kabul edebileceði bir þey deðildir.
Nitekim sorumlu bakanlýk, ilgili kurum ve kuruluþlar, kiþiler, STK’lar fragmaný görür görmez tepki verdiler ve fragmanýnýn yayýndan kaldýrýlmasýný, Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafýndan dizi yayýna girmeden hakkýnda inceleme baþlatmasýný saðladýlar.
Türkiye’de devlet bakým ve korumasý altýna alýnan çocuklardan Aile Çalýþma ve Sosyal Hizmetler Bakanlýðý sorumlu. Bakan Zehra Zümrüt Selçuk ile 25 Eylül'de gün içinde haberleþtik. Çocuk Hizmetleri Genel Müdür Vekili Orhan Koç ile konuþtuk. Bakanlýðýn dizinin konusundan haberdar olur olmaz dikkat kesildiðini ve fragmaný görür görmez de RTÜK’e yazdýklarýný anlattý. 21 Eylül’de yapmýþ Bakanlýk ilk baþvurusunu, kamuoyu henüz fark etmeden önce yani.
25 Eylül’de fark edildiðinde ise koruyucu aileler, evlat edinenler, Ülkü Aydeniz baþkanlýðýndaki KOREV, yurtlarda büyüyüp hayata atýlan gençleri destekleyen Baki Yazgan baþkanlýðýndaki YETKÝM ve ilgili diðer STK’lar, özetle devlet korumasýndaki çocuklar için yüreði titreyen herkes tepki gösterdi FOX TV’ye.
Bakanlýðý bu dikkati, RTÜK’ü hassasiyeti için tebrik ederim. Tepki verenlere, tepki verenleri destekleyenlere de ayrýca müteþekkirim.
Þimdilik bir netice alýndý. RTÜK inceleme baþlattý, Fox tv fragmaný yayýndan kaldýrdý, Medyapým’ýn sayfasýnda diziye dair herhangi bir materyal bulunmuyor. Lakin sorun, adý geçen diziden baðýmsýz olarak tüm aðýrlýðýyla duruyor ortada.
Sorun þu.
Eline kumandayý alan çoluk çocuk herkesin maruz kalabileceði bu tür saf kötülükler, hesap edilmiþ duygu sömürüleri kamuya açýk bir TV kanalýnda nasýl bu kadar kolay yayýnlanabiliyor?
Bu dizileri yapanlar, oynayanlar, yayýnlayanlar nasýl bir hoyratlýðýn içinde olduklarýný fark etmiyorlar mý?
Sebebi olmadýklarý þartlarýn içine doðan, bunun fenalýðýný zorluðunu minik kalpleri kýrýlarak yaþayan, ancak devlet bakýmýna alýnýnca korunan ve nihayet yeni ailelerinde yaralarýný sararak hayata güvenle baðlanan çocuklarýn hayatlarýný tarumar ettiklerini bilmiyorlar mý?
Hiç mi sýzlamaz vicdanlarý?
Allah aþkýna insanlarýn ortak deðerleri, çocuklarýn ve ailelerin duygularý, onurlarý, hayatlarý, emekleri reyting/para hýrsýna sermaye edilebilir mi?
Siz çocuðunuzun yüzüne gölge düþmesin, gülüþü solmasýn diye uðraþýrken reyting + para derdindeki birilerinin ona saldýrmasý reva mýdýr?
FOX TV’nin ülke meselelerine yaklaþýmý, gerçeði eðip bükmedeki ýsrarý bir yana çocuklarýn narin hayatlarýna bu kadar kolay saldýrmasýný anlamýyorum. Dizinin yapýmcýsý Fatih Aksoy’un da.
Bu konuyu iþleyecek olanlarýn ilgili derneklerden, kiþilerden, yetkililerden bilgi almasý çok mu zor?
Türkiye’deki çocuk bakým ve koruma sistemini bilmeden mi yapýyorlar bunu yoksa hikaye ancak böyle çok satar diye kurnazlýk mý yapýyorlar?
Bu tür yayýnlar çocuklarý indirgiyor oysa. Toplum içinde etiketliyor, onlarý acýnmasý gereken insanlar olarak eziyor! Yanlýþ algýyý genele yayýyor!
Çocuklarýmýz kimsesiz deðil. Halen kurum bakýmýnda olan 14 bin çocuðumuz dahil hiçbiri kimsesiz deðil. Kimse saðýna soluna bakmasýn, biziz onlarýn kimseleri. Onlar bizim kýymetlilerimiz, emanetlerimiz.
Çocuklarýmýza acýmýyoruz biz, þefkatle sarýlýyoruz, sevgiyle, neþeyle, özgüvenle büyütüyoruz.
Onlar deðil biz müteþekkiriz. Allah’ýn büyük bir lütfuna mazhar olduðumuzun farkýndayýz, þükür halindeyiz.
Kuruma baþvurulduðunda oda dolusu çocuk arasýndan birini falan seçmiyoruz! Bu ne hastalýklý bir bakýþ böyle! Sadece bir çocukla tanýþtýrýlýyoruz, aramýzda bir bað kurulursa, çocuk da isterse bir aile oluyoruz. Onlarýn saçýna baþýna bakmýyor, diþlerini saymýyoruz!
Köle pazarýndan köle satýn alýnýyormuþ gibi bir algý yaratmaktan ne umuyorlar anlamýyorum!
Lanetliyorum parçasý olanlarý.
Bu tür yapýmlarýn çocuklarý sömürmesinin önüne bir an önce geçilmeli.
Yanlýþ bilgileri doðrularýyla deðiþtirmek, toplumsal algýyý olgunun gerçekliðine yaklaþtýrmak, kýymetli evlatlarýmýzý ve bizleri etiketleyen, indirgeyen, acýma duygusuyla ezen hoyrat anlayýþý deðiþtirmek için yapýlacak çok iþimiz var.
Aile Çalýþma ve Sosyal Hizmetler Bakanlýðý televizyonlarýn yöneticileri ve yapým þirketleriyle koruyucu aileleri, kurum yetkililerini bir araya getirse bu buluþmadan saðlýklý ve faydalý bir etkileþim çýkabilir.
Çünkü medya, koruyucu aileliðin kamuoyunda doðru þekilde anlaþýlmasý ve daha çok çocuðumuzun bir an evvel aile sýcaklýðýna kavuþmasý için çok önemli. Doðru dizilerin, filmlerin, haberlerin desteðine bilhassa ihtiyaç var çünkü.