Merkel bahane, amaç müzakere

Aman istihbarat servisinin Türkiye’yi dinlediði iddialarý ortaya çýktý. Alman yetkililer gazetelere verdiði demeçlerle olayý doðruladý, ancak bu yetkililerin kim olduðu bilinemedi. Yani ortada bir itiraf olup olmadýðýndan “resmi” anlamda emin olmak kolay deðil.

Açýklamalarýna bakýlýrsa Almanya Türkiye’yi 2009’dan beri dinliyormuþ. Demek ki daha önceleri Almanya’nýn Türkiye’de hiç bir istihbarat faaliyeti yokmuþ, ne zaman ki Merkel 2009’da iktidara gelmiþ, dinleme olayý baþlamýþ.

Bunun inandýrýcý hiç bir yaný yok; her devlet olanaklarý ölçüsünde baþka devletleri izler; ama yakalanmaz. Dolayýsýyla Türkiye’nin dinlediði yolundaki haberler meseleyi öncelikle dinleme deðil, bir Merkel meselesi olarak gösterme amacý taþýyor.

Bu skandalý Türkiye ortaya çýkarmýþ olsaydý, Türkiye’nin Almanya ile, daha doðrusu Merkel ile temsil edilen Muhafazakar Demokrat eðilimle iliþkilerini bundan böyle daha da gereceðini anlayabilirdik. Ancak bu haber dünyaya yine Almanya içinden yayýldý.

Neden Türkiye dinlenmiþ?

Fikir yürütelim. Merkel muhaliflerinin baþbakaný küresel düzeyde zor durumda býrakma giriþiminde olduklarý açýk. Açýk olmayan bunu neden Türkiye üzerinden yaptýklarý.

Türkiye üzerinden yapýlan bir ifþanýn ilk amacý, Almanya’nýn Türkiye’yi Ortadoðu ve Kafkasya açýsýndan köprü bir ülke olarak görmesiyle ilgili. Almanya’nýn müttefiklerine raðmen yaptýðý bölgesel “açýlýmlarý” açýsýndan, bu dinlemeler yaþamsal önemde olabilir. Türkiye dinlendiðinde sadece Türkiye’nin deðil ABD’nin de Irak, Suriye, IÞÝD ya da baþka kuruluþlar hakkýndaki faaliyet stratejileri hakkýnda bilgi saðlanabilir. Yani bir bakýma ABD’yi dinleyemeyen Merkel, bunu Türkiye üzerinden yapmýþ olabilir. Dolayýsýyla bu itiraf, ABD’nin Merkel’i dinlemesine karþý yapýlmýþ bir hamlenin ortaya dökülmesi olarak görülebilir.

Ýkinci amaç ise, Türkiye-AB iliþkisiyle ilgili olabilir. Bilindiði gibi Merkel Türkiye’nin AB üyeliðine en fazla karþý çýkan kiþi, neredeyse bu eðilimin temsilcisi. Söz konusu skandal, Almanya’da Türkiye’nin AB üyeliðine kategorik olarak karþý çýkmayan partiler tarafýndan aðýr dille eleþtirildi. Bu partiler, devletler dostlarýný dinlemez derken adý bilinmeyen yetkili Türkiye dost deðil dedi. Dolayýsýyla bu haberi yayanlar, Türkiye-AB iliþkilerinin ortasýndaki Merkel’in elinin zayýflamýþ olmasýný istiyor olabilir.

Neden açýða çýktý?

Yetkililer, Türkiye’yi baðýmsýz Kürdistan’a karþý olduklarý için dinledikleri yolunda bir açýklama yapmýþ. Böyle bir sürece girilirse, Almanya onu tek baþýna tersine çeviremez; baþka ülkelerle ittifak yapmasý lazým. Bu konuda Türkiye ile çalýþmadýðý anlaþýlýyor; o zaman Ýran ve Rusya ile çalýþýyor demektir.

Ukrayna krizinden beri ABD’nin Rus-Alman iliþkilerini gevþetip Almanya’yý kendi yamacýna almaya çabaladýðýný yazýp duruyorduk. Öyle anlaþýlýyor ki, bu süreç devam ediyor; zira Merkel ifþa olunca ortaklarýyla olan faaliyetlerine de sýnýr gelir. Ayrýca Türkiye’yi dinlediðine göre, epeyce þey duymuþ olmalýlar ve bu duyduklarýnýn hiç de AB üyeliðine karþý faaliyetler olmadýðýný en iyi onlarýn anlamýþ olmasý gerekir.

Öteki Almanya Merkel’i bundan daha açýk biçimde uyaramaz. Ancak ifþa sürecinin bir uyarýsýnýn da Türkiye-AB iliþkilerine yapýldýðý söylenmeli. Bundan böyle ABD’nin ‘Batý’ bloðunu daha da güçlendirecek, saflarý sýkýlaþtýracak politikalar uygulayacaðý açýk; dolayýsýyla Türkiye’nin de müzakere sürecine geri çekilmesi ihtiyacý var. Kýsacasý, Türkiye’nin yüzünü yeniden AB’ye dönmesini saðlayacak koþullara kafa yoranlar var;Türkiye’nin de bu hazýrlýk sürecine yardým etmesi için uygun bir zaman.