Rahmetli babam Þêxê Þero o harika Kürtçesiyle þöyle diyordu "Kent'te yaþýyorsan buðday ekmek zorunda deðilsin!" Bunun anlamý þuydu; Ekmeði bir baþkasý üreteceði için, artýk baþkalarýnýn çabasýna baðýmlýsýn! Bütün çocukluðunu ve gençliðini köyde geçirmiþ, askerliðe giderken ilk kez þehirle tanýþmýþ bir eski zaman bilgesinin, ''Kent hayatý'' üstüne bana verdiði ilk dersi buydu.
Çok doðru söylüyordu. Kent yaþamýnýn ilk olgusu karþýlýklý baðýmlýlýktýr. Ýlk kuralý ise karþýlýklý baðýmlýlýða saygýdýr. Kýr hayatýndaki keyfiliðin ve kendi kendine yeterliliðin beraberinde getirdiði kaba özgürlüðün aksine þehir, keyfiyeti kurallar ile sýnýrlar ve özgürlüðü de hukuk zeminine çeker. Kentte herkesin herkesi tanýmasý hem gerekli deðil hem de pratik iliþki bakýmýndan bu mümkün de deðildir. Ama herkesin hem ortak kurallara uymasý hem de haklara riayet etmesi hem gerekli hem de zorunludur. Kent hayatýnýn sorunsuz akýþý için bu kurallar ve haklar bütünlüðü elzemdir.
Kentler modernitenin kaçýnýlmaz sosyolojik üniteleridir. Ve biz istesek de istemesek de hayat artýk bu modernitenin içinden akýyor.
Bu haftanýn çarþamba ve perþembe günlerini Ankara'da geçirdim. Reel siyasetin yükselen nabzýný çok yakýndan hissettim. Doðrudan ifade edilmese bile herkesin zihni 16 Nisan referandumu sonuçlarýyla daha görünür hale gelen kentlerin,''yeni sosyopolitik'' durumuyla ilgiliydi. 15 yýllýk aradan sonra ilk kez, bazý büyük kentlerin yeni sosyolojisiyle siyaset arasýnda doðrudan bir geçiþgenlik saðlanamamýþ ve bu durum haliyle can sýkmaya baþlamýþ.
Günümüzde siyasetin diðer adý kentleri yönetme becerisi göstermektir. Kentleri yönetemeyenler siyaseti yönetemez hale gelirler. Bu çok temel bir siyaset kuralýdýr. Kentin ihtiyaçlarý siyasetin ihtiyaçlarýdýr. Kentleri kaybeden þaþmaz biçimde siyasal inisiyatifi kaybeder.
Geçmiþin ortaçað kaleleri bugünün kentleridir. Ortaçaðda bir kalenin fethi ancak içeriden mümkündü. Bu konuda Fransýzlarýn çok sevdiðim bir sözü var "her kale ancak içeriden fethedilebilir." Ortaçað kalelerini salt askeri yöntemlerle elde tutmak ve savunmak bir bakýma olanaklý bir þeydi. Ama günümüz kentlerini siyaseten elde tutmak, her þeyden önce bir dil ve söylem meselesidir.
Kent'in bütün bileþenlerine ulaþamayan bir dil ve bu bileþenlerin temsili paydaþlarýna ulaþamayan bir söylem, kentlerin kalbine deðmiyor artýk. Kentin temsili kýlcal damarlarýna açýk olmayan bir siyaset, kentin atar damarlarýnda yolunu kaybetmeye adeta mahkûmdur. Prof. Halil Berktay'ýn deyimiyle,"dar çizgi siyaseti" modern kent hayatýna uygun bir siyaset deðildir. Bu dar çizgi siyaset tarzýný terk etmeden tekrar kentlerde siyasi bir cazibe üretmek neredeyse mucize olur.
Ýki gün içinde tanýk olduðum duyduðum ve dokunduðum siyasi malzeme; AK Parti iktidarýnýn 16 Nisanda halkýn verdiði mesajý çok ciddiye aldýðý yönündedir. Bu amaçla hem partiyi yeniden yapýlandýrmak hem de Bakanlar kurulunda kapsamlý bir revizyona gitmek, siyasi iradenin öncelediði yakýn hedefler.
Yenilenen parti vitrinin yanýna kucaklayýcý pozitif bir dil ve söylem koymak, neredeyse herkesin ortak fikri.