Biz küçükken, annem ya da babam, birimize bir þey söyleyince (yani kýzýnca) üçümüz suspus olurduk. Sözün kime olduðu, “Bak þimdi geliyor terlik!” tehdidinin (hep sadece tehdit düzeyinde kaldýðýný söylemeliyim) kime yönelik olduðu önemli olmazdý. Hele fýrçayý yiyen aðlamaya baþladýysa burun çeken çocuk sayýsý artardý. Annem dayak yemeden aðlama kapasitemiz karþýsýnda þaþýrýr, söylenirdi kendi kendine. Þimdilerde fark ediyorum ki bu aslýnda hepimizi bir parça olumsuz etkilemiþ. Kendi kendime psikanaliz yapma ukalalýðýnda bulunacak deðilim elbette ama bizimle ilgili olmayan durumlarda suçlu hissetmiþiz kendimizi. Tabii ayný durumu yaþayýp hiç etkilenmemiþ olanlar da vardýr.
Nereden mi geldi konu buraya? Çocuklara bazý þeyleri 10 kere, 20 kere söylemek gerekebiliyor bazý durumlarda. En azýndan bizimkilere. Mesela “Oðlum yemekten sonra ne yapýlacaðýný hatýrlýyor musun?” diyorum Kerem’e bu aralar sýkça (bir parantezi hak etti bu el yýkama konusu. Oðlum, ara ara el yýkama konusundaki alýþkanlýðýný, bildiðiniz býrakýyor. Niye, havadan mý, sudan mý, üþengeçlikten mi, bilemedim. Bir iki hafta böyle unutuyor, sonra kendiliðinden geri geliyor. Enteresan yani!) Elvan araya girip “Ben biliyorum anne, ellerimizi yýkamamýz gerekiyor. Ben hemen yýkýyorum, deðil mi anne?” diyor. Olur da, bir konuda Kerem ile konuþurken denk gelirse “Ben öyle yapmýyorum!” deyiveriyor. Ben de ona, “Ben þimdi abinle konuþuyorum. Bu seninle ilgili bir konu deðil. Araya girmen de hoþ bir davranýþ deðil” diyorum. Bu sefer Kerem, “Sen ne karýþýyorsun?” diye dalýyor konuya. Gerisi çorap söküðü gibi geliyor, bir baðýrtý gürültü oluyor haliyle. Bütün bunlar hatýrlattý bana, çocukluk günlerimdeki fýrça dakikalarýný. Ýþte ondan beri ikisi yan yana iken sadece birini ilgilendiren konuda yorum yapmamaya, uyarýda bulunmamaya özen gösteriyorum. Müdahale edilmesi gereken bir durum varsa o baþka tabii. Bir de ikisinin birden baþardýðý ‘iþler’ oluyor ki fýrsat bu fýrsat deyip dilim döndüðünce bir þeyler aktarmaya çalýþýyorum. Öðüt vermeden, sorular sorarak ama en önemlisi duygularýný tartmalarýný saðlayarak. Kendilerini iyi tanýmalarý ve rahat ifade edebilmeleri için. Bu yöntemin ne derece etkili olduðunu, 10 sene sonra filan görürüm herhalde...
ANNENÝN AJANDASI
Sayý sayan aslan hem de dört dilde
PLAYSKOOL’UN yeni eðitici oyuncaðý Sayý Sayan Aslan ile minikler Türkçe, Ýngilizce, Fransýzca ve Ýspanyolca sayý saymayý öðrenebilecek. Dokuz ay ve üzeri bebeklere önerilen Sayý Sayan Aslan, aðzýna atýlan toplarý dört farklý dilde 1’den 10’a kadar sayýyor. Karnýna konulan toplarý kuyruðuna basýnca müzik ve ýþýklar eþliðinde fýrlatýyor; minikler de bu toplarýn peþine düþmeye bayýlýyor. Fiyatý 49.90 TL.
Hayalinizi önce çizin sonra tatile gidin
JOLLY Tur tarafýndan bu yýl dördüncüsü düzenlenen ve Türkiye’de 7-12 arasýndaki çocuklarýn katýlýmýna açýk olan ‘Tatil’temalý resim yarýþmasýnda seçilecek resimlerin sahiplerini sürpriz hediyeler bekliyor. Yarýþmanýn birincileri velileriyle birlikte eðlence diyarý Paris Disneyland’a gidecek. Ýkinciler aileleriyle Antalya Nashira Resort Hotel& Spa Otel’de üç gecelik konaklama kazanacak. Üçüncüler ise velileriyle Kapadokya, Pamukkale ya da Kuzey Ege’de tatile çýkma þansýný elde edecek. Kuru, sulu ya da pastel boya ile, 35x50 ebadýndaki kaðýtlara yapýlacak resimlerin 16 Kasým’a kadar PK: 87 Þiþli Ýstanbul adresine gönderilmesi gerekiyor.