Cumhurbaþkaný Abdullah Gül son bir haftadýr gazeteleri daha bir dikkatle okuyor, televizyonlarýn haber bültenleriyle tartýþma programlarýna daha fazla kulak veriyordur sanýyorum. Baþdanýþmaný Ahmet Sever’in Vatan’dan Ruþen Çakýr’a verdiði mülâkat üzerine çýkan yazýlar ile yapýlan yorumlarýn büyük bir bölümünü buruk bir hayretle karþýladýðýna ise eminim.
Dünkü kýsa açýklamasý tozu-dumaný yatýþtýrmada bakalým yeterli olacak mý?
Mülâkat uzundu, ama bütününü iki cümleyle özetlemek mümkün... Ýlki:“Anayasa Mahkemesi kararýna göre Gül yeniden aday olabilir.”Ýkinci cümle de þu:“Cumhurbaþkaný bazý söylemler ve eylemlerden rahatsýz...”
Bu iki cümleden hareketle son on yýlýn siyasi tarihini yeniden yazmaya kalkan da çýktý, iþi Abdullah Gül’e yeni bir parti kurdurmaya vardýran da... Açýklamanýn hiçbir yerinde adý geçmeyen Baþbakan Tayyip Erdoðan ile savaþa sokan da oldu, yollarýnýn ebediyyen ayrýldýðýný ilân eden de...“Abdullah Gül Çankaya-sonrasýnda yeniden baþbakan olma niyetini açýða vurdu”görüþü de yaygýn biçimde dillendirildi...
Tek bir metinden böylesine sonuçlar çýkarmak yalnýzca bizde olur.
Her þeyden önce þunu bilmekte yarar var: Birer siyasi kimlik olarak kamuoyunun önünde duran Abdullah Gül ile Tayyip Erdoðan arasýnda konuþarak çözemeyecekleri hiçbir konu olamaz. Aralarýndaki iliþki baþkalarýný aracý kýlmayý gerektirmeyecek bir hukuka dayanýyor da ondan...
Açýklamadan çýkartýlan Tayyip Erdoðan’la ilgili sonuçlarýn hiçbiri bu sebeple doðru deðildir.
Söylenenleri yeniden cumhurbaþkaný adaylýðýnýn ilâný olarak yorumlayanlar ise mantýktan yoksun. Halkýn seçeceði cumhurbaþkaný için dört baþý mamur siyasi destek gerekir; aday kim olacaksa, arkasýnda güçlü bir parti mekanizmasý ve geceli-gündüzlü çalýþan bir örgüt bulunacaktýr.
Kaldý ki, Abdullah Gül, bugüne kadar üstlendiði bütün görevlere içinde yer aldýðý kadronun ortak tercihiyle geldi: Fazilet Partisi’nde genel baþkan adaylýðý... 2002 seçimi sonrasýnda baþbakanlýk... 2007’de cumhurbaþkanlýðý...
Görevlerin hiçbiri için “Beni seçin” dememiþ birinin þimdi farklý davranmasý beklenmemeli. Çankaya Köþkü oraya çýkanlara karakter deðiþtirtecek cazibede olsa bile, söz konusu kiþi Abdullah Gül beyler...
Ya baþbakanlýk? Herkesin beklediði gibi Tayyip Erdoðan’ýn cumhurbaþkanlýðýna aday olup seçilmesi durumunda Ak Parti’de ortaya çýkacak lider boþluðunu kimin dolduracaðý belli deðil. Gönlünden o konumu geçirenler herhalde vardýr. Mesajýyla, onlara, “Hey, ben ne güne duruyorum?” hatýrlatmasýnda bulunmuþ olabilir mi Abdullah Gül?
Partiler hatýr gönülle bir yerlere gelinen kurumlar deðildir; örgüt içerisinde ön planda olan veya lider konumundaki herkes, seçimlerde baþarýyý artýracaðý beklenerek görevlendirilir. Mantýklý tercihlerdir partilerde yapýlan... Hiçbir siyasi örgüt, birini hatýr-gönülle veya tesadüfen baþýna getirmez.“Ben lider olayým”diyene“Baþarý þansý nedir?”sorusuyla mukabele edilir.
Abdullah Gül’ün yeniden siyasete dönme niyeti varsa, bunu bugünden hatýrlatmasýna gerek olduðunu hiç sanmýyorum.
Öyleyse nedir mesaj?
Muhataplarýnýn mesajý aldýklarýný sanýyorum. Kimi anladý, gereðini yerine getiriyor; kimi anlamazlýða vuruyor, ama sonunda onlar da anlayacaktýr.