Mescid-i Aksa üzerinden, Kudüs’ün baþkent ilanýna mý çalýþýlýyor?

Uzun zamandýr Ýsrail’in; Arap Baharý dâhil Ortadoðu güzergâhýnda olup bitenlere verdiði reaksiyonu veya sinsi sessizliðini göz önünde bulundurmazsak, Mescid-i Aksa’da yapmak istediðine neden bulamayýz. Ýslam coðrafyasýnda halen kendini güvensizlikte hissetmesi, giderek “böyle bir suni ortamýn oluþturulmasý iþine yarýyor tezi” akla gelmektedir.

Ýsrail’in çýkarlarý istikametinde Ýslam dünyasýnda özellikle Ortadoðu’da yönetimlerin ve uygulamalarýn olduðunu görmekteyiz. Dayatanýn hep Ýsrail olduðu gerçeði de söz konusudur. Coðrafyanýn tamamýnda Yahudilerin rahat yaþadýðý, özellikle finans odaklarýna dikte ettiðini, siyasetin dizaynýnda kollarýnýn bayaðý uzun olduðunu bilmeyen yoktur. Birleþemeyen Müslümanlardan; ikide bir korku daðý kurgulamasý ve bunun üzerinden kendini maðdur konumunda göstermesi, tamamen büyük ve altý dolu olan büyük dizaynýn bir parçasýdýr.

Ýslam kýlýflý terör örgütlerinin devreye girdiði ve herkesi kestiði dönemde bile, Ýsrail’in kýlýna zarar gelmediði aþikârdýr. Ýsrail böyle durumda bile kendine yönelik korku ortamýnýn olduðunu söyler hep ve bu maðduriyet edebiyatý üzerinden, Ortadoðu’daki siyasi oluþumlarý kendi çýkarlarýnca süsler.

Son günlerde Mescid-i Aksa’ya yönelik sýnýrlarýný zorlayan hamlesini de, Ortadoðu’daki genel jeostrateji dayatmadan dýþarýda okumamýz mümkün deðildir. Ýsrail kendi içindeki uluslararasý topluma söz verip yerine getirmediði meselelerden ancak kolunun gücü ve dayatmalarý ile kurtulmak niyetindedir. Sýr deðil; Ýsrail, Kudüs’ü baþkent yapmak için tüm çalýþmalarýný bu konuya odaklamaktadýr. Mýsýr’da Mursi’ye yönelik operasyonun hiç durmamasý, Ýhvan Hareketini susturma çabasýndaki rolünü, bugün Mescid-i Aksa’da yaptýklarýnýn alt yapýsý olarak okumamýz yerinde olurdu.

Suriye’de terör koridoru oluþturma çabasýna verdiði desteði anlamamýz hiç zor deðil! Kürt kozu üzerinden yeni Ýsrail devleti planlamalarý yaptýðýný anlamaktayýz. Ýran’a yönelik hamlelerini de böyle okumamýz lazým. Din karþýtý kitleleri Ýslam dini karþýsýna çýkarmak, Ýslam coðrafyasýnda tek seslilik deðil, birbirine düþman seslerin oluþmasýna yardým etmek, Ýran içinde seküler kesimin harekete geçmesine “etnik kimlik kavgasý” kýlýfý uydurma çabalarýnýn olduðunu ve milliyetçi zemini alet etme gayretlerini de görmekteyiz.

Hep sessiz duran, lakin tüm savaþlarýn yaný baþýnda kendine “topraklarý geniþlemiþ devlet kurma” çabasýnýn, Ýsrail’in kalýcý hedeflerinden olduðunu bilmeyen yoktur. Bayraðýndaki simgesi ile eylemleri arasýndaki vahdeti bile, Mescid-i Aksa’da olanlara yorumdur. Günlerdir Mescid-i Aksa’da Müslümanlara dayatýlan zorbalýðýn bir ucunun da, Türkiye’nin yumuþak karnýna vurma hamlesi olarak da görmemiz lazým. Ortadoðu’nun yeni þekillenme sürecinde, kendine kalýcý menfaat haritasý çýkarma gayretinin net göstergesi olarak okumaktayýz Mescid-i Aksa dayatmasýný. Yavaþ yavaþ bu ortama alýþtýrmak, Kudüs’ü baþkent ilan etmek ve bunu yaparken uluslararasý dengeyi kurgulamak, bayaðý derin bir aklýn görüntüsüdür. Bugün Müslümanlar’ýn Mescid-i Aksa’ya karþý sessizliði, yarýn Kudüs’ün Ýsrail baþkenti olmasýna gidilen yola “yardým” anlamý taþýyacaktýr.

Suriye’de Amerikalýlarýn oluþturmaya gayret ettiði terör devletinin topyekûn nihai hedefinin, bu topraklardaki enerji hatlarýnýn ve ipek yolu ticari hattýnýn, Ýsrail’in kontrolünde pekiþmesi veya Ýsrail güdümlü yönetimlerin ve oluþumlarýn üzerinden, yine de Ýsrail kontrollü Ortadoðu haritasýný dayatma çabasýndan baþka bir þey deðildir! Bu coðrafyanýn yerel unsurlarýnýn ve geleneksel devletlerinin yeni ve tüm mezhepçi bakýþ açýsýndan uzak akýl üretmesi þarttýr. Bugün Kudüs için sessiz kalýnýrsa, yarýn coðrafyanýn tüm kodlarýnýn ortadan kalkmasý için sessizliðe zemin oluþturmuþ oluruz.