Bu satırlar yazılırken Gazze'ye bombalar yağıyor, küçücük çocukların kefenlenmiş fotoğrafları paylaşılıyordu. İsrail, züccaciye dükkanına girmiş gibi ağır bir saldırı dalgası başlattı. Savaş ilan etti ama savaş hukukuna uymuyor. Herkes ardından bir kara harekatı bekliyor. Peki Hamas, "Aksa Tufanı" operasyonunu başlattığında bunları bilmiyor muydu? Elbette biliyordu.
Belki de Netanyahu'yu, Gazze'nin dar sokaklarına çekmek ve İsrail Ordusu'na orada ağır bir hezimet yaşatmak istiyor. Zira bir yeri havadan bombalamak başka, sokak sokak ilerlemek, çatışarak hakimiyet sağlamak başka.
Meskun mahal operasyonu hem yüksek motivasyon, hem yürek, hem de iyi istihbarat istiyor. Hamas güçlerinin çatışmaya "Şehit olurum" yaklaşımıyla girdiğini gördük. İsrailli askerlerin acizliği, gönülsüzlüğü ile ölümü göze alarak çatışmaya girenler karşısındaki yetersizliği kameraya yansıdı.
İsrail'in konvansiyonel gücü, Hamas'a göre tartışılmaz ancak insan kaynaklı istihbarat açısından çuvalladı, tıpkı geçmişte giriştiği birçok kara operasyonunun da olduğu gibi...
Örneğin İsrail, Lübnan'ı 1982'de işgal etti. Ancak Hizbullah'a karşı ağır yenilgiler aldı. Öyle ki 2000 yılında geri çekilmek ve Lübnan sınırına BM barış gücünü çağırmak zorunda kaldı. Pek çok rehine kurtarma operasyonunda hayal kırıklığı yaşadı. Aynı şekilde Gazze'yi de ilk kez vurmuş değil. 2014 yılında da Gazze'ye Hamas'ı bitirmek için girdi. Utanç içinde çekilmek zorunda kaldı.
Ayrıca Gazze'nin üstü kadar bir de altı var ve güvenlik uzmanları İsrail'in Gazze'nin yeraltı şehirlerinin ancak yüzde 10 hakkında fikir sahibi olduğunu söylüyor. Hatta Gazze'den İsrail'in içlerine uzanan tüneller olduğu söyleniyor. Hamas da İsrail taktiklerini biliyor ve gücünü ona göre şekillendiriyor. Her şartta olan sivillere, kadın, çocuk ve yaşlılara oluyor. Bakalım bu kez ne olacak?
AK Parti kongresinde kurmay kadroların üçte ikisi sessiz sedasız, tek bir kem söz olmadan değişti. Konuşmalar geleceğe ve vizyona dairdi. 75 kişilik MKYK kadrosuna 49 isim katıldı. 26 isim koltuğunu korudu. Yani AK Parti hem kurumsal hafızasını diri tuttu hem de kan tazeledi. Erdoğan'ın kongredeki konuşması teşkilata olduğu kadar CHP'ye de ders niteliğindeydi. Erdoğan, "Ne zaman ki değişim irademizi kaybederiz, işte o vakit bir kısır döngüye düşeriz. Biliyorsunuz, akan ve sürekli yeni katılımlarla kendini yenileyen bir nehir, hep temiz kalır. Buna karşılık, durgun su kirlenmeye ve yosun tutmaya mahkûmdur. Lafa gelince "değişim" konusunda mangalda kül bırakmayanların, koltuklarını korumak uğruna düştüğü ibretlik halleri hepimiz görüyoruz" dedi.
Bu konuşmadan bir gün sonraysa CHP'nin İstanbul İl Kongresi vardı. Değişim isteyenler ile genel merkezciler yarıştı. İtiş kakış, gerilim, "İkna odaları, akçeli işler, kadrolar peşkeş çekildi" iddiaları, İmamoğlu'nun "Çok çirkinleştiler" cevabı, atılan sloganlar, Kaftancıoğlu'na yönelik açılan "Kayyum gidecek" pankartı hizipleşmenin derinliğini gösterdi. Değişimciler zafer kazanmış gibi seviniyor. Ancak esas kapışmanın sandıkta olacağını unutuyor gibiler... İnce'yi Cumhurbaşkanlığı yarışında paçasından çeken CHP teşkilatındaki hizipleşme hastalığı yerel seçime kadar tedavi edilebilir mi? Hep birlikte göreceğiz... İsmail Saymaz'ın "İmamoğlu'nun kaybetmesi için CHP teşkilatı yeter" mesajı dikkat çekici. Yani Erdoğan'ın deyimiyle dava ve sevda mücadelesi var, diğer yanda hizip, kavga ve ihanet suçlamaları; esas yarışsa elbette mart ayında sandıkta olacak. Son sözü de millet söyleyecek.
30 yılda çevremizde yaşananlara bir bakın isterseniz. 15 büyük savaş, sayısız çatışma... Nasıl, korkunç değil mi? Ve ortada bir istikrar adası gibi duran Türkiye...
Erdoğan liderliğindeki Türkiye, evlatlarının kanıyla, canıyla, alın ve akıl teriyle bunu başardı. Başarılarına da sürekli yenilerini ekliyor. Erdoğan'ın "Terör çemberini kapatacağız" açıklaması çok dikkat çekiciydi. Terörü boğarken, güçlü Türkiye'yi inşa etmek için hamle üstüne hamle yapılıyor. Üstelik Türkiye bazı alanlarda ilkleri de başarıyor.
Dünyada ilk kez biz neyi mi yaptık?
Onun cevabı da Milli Savunma Bakanlığı'nın bu paylaşımında, bir tık uzakta...