Geçtiðimiz hafta köþe yazýmda kýsmen yer verdiðim Meslek Odalarýnda çoðulcu yapý ile ilgili yazýya bu hafta da devam edeceðim. Çünkü geçtiðimiz hafta konuyu ele aldýðýmýzda bazý kesimler aynen o yazýmda bahsettiðim gibi konuyu siyasi jargonla ya da ideolojik rövanþ ve intikam duygusuyla ele aldýlar.
Odalar iþlevsiz hâle getirilmek isteniyor veya muhalif Meslek Örgütleri susturulmak isteniyor tezi gerçekleri görmemek ve konuya ideolojik açýdan bakmaktýr. Bir yandan çoðulcu demokrasiyi savunacaksýnýz, diðer yandan üyelerinizi tek tip anlayýþa mahkum edeceksiniz. Çoðulcu demokrasi sadece siyasi partiler için deðildir. Çoðulcu demokrasi herkesin tek tip anlayýþa mahkum edilmediði demokratik bir haktýr. Gazeteciler Cemiyetleri, Odalar, Barolar, Tabipler Odasý, TMMOB Birliði gibi bütün meslek örgütlerinde üyeler tek tip tercihe zorlanamaz. Konuya tekelci yapýlarýn olmadýðý, demokratik tercihlerin engellenmediði, seçme ve seçilme gibi seçeneklerin kýsýtlanmadýðý, özgürlükler kadar ayný zamanda demokrasi sorunu baðlamýnda da ele alýnmasý bir zorunluluktur.
Bazý mesleki kuruluþlar hükümetin aldýðý kararlara karþý durarak demokrasi mücadelesi diye meydanlara çýkarken diðer taraftan demokrasinin ruhuna aykýrý tekelci yapýyý savunmalarý ironik bir çeliþkidir.
Yetkilerin tek merkezde toplanmasýna karþý olduðum kadar, ayný zamanda tüm yetkilerin çoðulcu olmayan zorunlu üyeliðe dayanan tek tip odalarda toplanmasýna da karþýyým.
Meslek Odalarýnda reform þarttýr. Bu reformlar iyi iþleyen bir demokrasi içinde ihtiyaçtýr. Ancak kimse konuyu demokratik yapýlarýn oluþumu açýsýndan ele almýyor. Demokratik hukuk devletinde bir tek bireyin hakký dahi temel hak ve hürriyet kapsamýnda anayasal koruma altýndadýr. Kalmýþ ki bir hakkýn korunmaya deðer bir hak olup olmamasý onun milyonlarca kiþi tarafýndan sahiplenilmesine baðlý deðildir. Çoðunlukçu demokraside bireylerin demokratik taleplerine yanýt verilmemesi toplumun her kesiminin yönetimde temsil edilebilmesinin saðlanmamasý, temel hak ve hürriyetlerini de koruyan çoðulcu demokrasi anlayýþýna da aykýrýdýr. Oysa bugün meslek kuruluþlarýnda demokratik temsiliyetten bahsetmek mümkün deðildir.
Meslek örgütlerinin serbest rekabete açýk olmamasý, demokratik temsiliyet taþýmamasý, tekel olmasý ve iþleyiþi gibi nedenlerle büyük bir çoðunluk memnun deðildir. Oysa belirli bir meslek örgütüne üye olan bir meslek mensubu; üye olduðu kuruluþtan memnun deðilse, daha iyi ve kaliteli hizmet alabileceðine inandýðý bir baþka meslek örgütüne üye olabilmelidir. Odalarýmýzda çoðulcu yapýnýn oluþmasý ile daha rekabetçi ve daha kaliteli hizmetler üreten kurumlara dönüþecektir.
Meslek kuruluþlarýnda özgürlükçü, çoðulcu ve demokratik bir yapýnýn tesisi amacýyla, Liberal Düþünce Topluluðu, Uluslararasý Sivil Toplumu Geliþtirme Derneði’nin katkýlarýyla “Kamu Kurumu Niteliðindeki Meslek Kuruluþlarý ve Liberal Demokrasi” baþlýklý bir projeye imza atarak bu konuya objektif bakýþ açýsýyla önemli bir çalýþma baþlattý. Bu çalýþmayý çok önemsiyorum.
Çünkü tekel durumundaki meslek kuruluþlarýnýn çoðulcu bir yapýya kavuþmasý ülkemiz demokrasisinin geliþmesi için elzemdir. Bu çalýþmada tamda benim düþündüðüm gibi belirli bir sayýya ulaþan meslek örgütlerinin alternatif bir mesleki örgütlenmenin önünü açýlmasý dile getiriliyor ki doðru olanda budur.
Yoksa binlerce üyesini yok hükmünde kabul eden, üyelerinin kabul etmeyeceði ideolojik açýklamalarla gündeme gelen, fonksiyonlarýnýn dýþýna çýkarak sistemi týkayan siyasallaþan ideolojik bir yapýya dönüþen temsiliyet kabiliyeti olmayan Oda ve Meslek örgütleri demokrasi açýsýndan sakat hükmündedir.