Alman milli takýmý menajeri, Alman Futbol Federasyonu Baþkaný, aþýrý saðcý Alternatif Partisi milletvekilleri… Her biri diðerini gölgede býrakacak açýklamalarla yabancý düþmanlýðýnda çýðýr açtý. Onlar tribünlere konuþtu, tribünler de Almanya’ya defalarca gurur yaþatan ve beþ kez en iyi milli futbolcu seçilen Mesut Özil’in Alman milli formasýný çýkarmasýný istedi. Sebep Mesut Özil'in Baþkan Erdoðan ile görüþmesi ve fotoðraf çektirmesi.
Bu yetti, Özil'in Alman ýrkçýlýðýnýn ötekisi yapýlmasýna.
O da sonunda Alman Milli Takýmý'ndan ayrýldýðýný duyurdu ve Avrupa'yý bir veba gibi saran Ýslam düþmanlýðýný, yabancý karþýtlýðýný, ýrkçýlýðý yüzlerine vurdu. O kadar sakin ve bir o kadar þiddetli bir ifadeyle: "Kazandýðýmýzda Alman, kaybettiðimizde göçmenim. Türk olduðum için mi? Müslüman olduðum için mi?"
***
Bu yýl Dünya Kupasý’nýn en tartýþýlan meselesi oldu Avrupa milli takýmlarýnda oynayan futbolcularýn aslýnda ne kadar Avrupalý olduklarý. Fransa milli takýmýnda oynayan 'göçmenler' dolayýsýyla final maçýnda rakip takýmý tutan Fransýzlar vardý mesela. Niye? Hýrvat takým, Fransa'dan daha "Avrupalý" diye... Ödedikleri bedeller itibariyle Avrupa topraklarýnda "mavi kanlýlardan" daha fazla haklarý olan ve artýk onlara "göçmen" denmemesi gereken insanlarýn kökenlerine dair aþaðýlayýcý ve dýþlayýcý bir dil üretildi. Daha önce defalarca Alman milli formasýný giymiþ, entegrasyon konusunda Merkel tarafýndan örnek gösterilmiþ olan Mesut Özil de, ýrkçý ve Ýslam düþmaný bir saldýrýya maruz kaldý, açýk net!
Özil'in isyaný, sadece kendi yaþadýðý olayla ilgili deðil. Sözünü ettiðimiz þey sadece yabancý düþmanlýðý da deðil. Sadece Türk olduðundan bu muameleyi görmedi Özil. Müslüman bir Türk olduðu için istenmeyen ilan edildi. Ve bu kimliðin onlara göre en figürü olan Erdoðan'la poz verdiði için...
Yoksa "Gelecek dünya kupasý için sahada kurbaða, gri forma ve Osmanlý politikacýlarýyla özçekim istemiyoruz" diyen Almanya için Alternatif Partisi’nin milletvekili Martin Hohmann gibi mebzul miktarda Türk kökenli Alman bulmak mümkün. Nitekim 24 Haziran seçimlerinden önce Özil gibilere "Burada olmayý hak etmiyorsunuz, Türkiye'ye gidin" diyenler oldu. Yeþiller Partisi Eþbaþkaný Cem Özdemir gibi...
***
Herkesin bildiði bir gerçeði söyledi Mesut Özil. Yabancý düþmanlýðý dediðimiz þeyin artýk Müslüman-Türk kimliðine yöneldiðini ve bunun Neonazi'lerle sýnýrlý bir tutum olmadýðýný gösterdi. Son bir yýlda Avrupa'da seçim yaþayan ülkelerde merkez sað-sol, liberal partilerin nasýl da aþýrý sað söylemlerle konuþmaya baþladýðýný gördük. Faþizmin kitleselleþmesinin nelere mal olduðunu Ýkinci Dünya Savaþý yeterince iyi anlatýyor olmalý.
***
Ve kabul edelim, tüm düþmanlýklardan daha büyük olaný Ýslam'a duyulan düþmanlýk. Ýslam'ýn gerek göç gerekse ihtida yoluyla Batý'da yaygýnlaþmasý, Batý için bir ulusal güvenlik meselesi olarak ele alýnmýþtýr.
11 Eylül'den sonraki süreç tam anlamýyla Ýslam'ýn Batý'daki yayýlmasýný durdurmaya matuf olarak örgütlenmiþtir.
Fransa'nýn baþýný çektiði "Avrupa Ýslamý" projesi de Ýslam düþmanlýðýnýn baþka bir tezahürüdür. Ýslam, entegrasyonu zorlaþtýran bir neden olarak görülmekte ve bu yüzden de "Avrupalýlaþtýrýlmak" istenmektedir.
Plajlarda “burkini”nin, üniversitelerde baþörtüsünün yasaklanmasý, baþörtülü velilerin çocuklarýyla okul gezilerine gitmesinin engellenmesi Fransa'daki cumhurbaþkanlýðý seçimlerinin vaatleri arasýndaydý. Avrupa'da "kapsayýcý laikliðin" yerini "militan laiklik" almaya baþladýkça, Müslümanlar için hayat zorlaþmaya baþladý.
Artýk Mesut Özil gibi Müslüman ve Türk kimliðine saygý bekleyenler deðil, Cem Özdemir gibi bu kimliklerle sorunlu olanlar makbul sayýlýyor. Oysa Ýslam düþmanlýðý ve ýrkçýlýk vebasý tüm bünyeyi sardýðýnda onlar da tüm kahverengilerle ayný muameleyi görecek.