Cumhurbaþkaný Erdoðan referandumun getirdiði yeni düzenleme içinde önce partisine döndü, sonra Ak Parti genel baþkaný oldu ve nihayet dün Meclis'e gelip Ak Parti grup toplantýsýnda konuþtu.
Belli ki Cumhurbaþkaný, halk oyu ile seçilmiþ Cumhurbaþkaný olarak icranýn “Etkin” baþý olmayý istedi. Bunu “fiili” olarak uyguladý. Sonra MHP'nin saðladýðý bir anayasa deðiþikliði imkaný ile bunu yasal zemine oturttu. Böyle bir konumun sürdürülebilir olmasý için “Parti desteði”ni þart gördü ve anayasa deðiþikliði içine “partili olma” imkanýný koydurdu.
2019'da yeni statüye göre gerçekleþecek Cumhurbaþkanlýðý seçiminde yüzde 50 artý 1'in saðlanmasýnýn kolay olmadýðýný düþündü, buna ulaþmak için Ak Parti'nin tempolu bir çalýþmaya mecbur olduðunu, bunun için de “At sahibine göre kiþner” özdeyiþi gereði dizgini ele almayý gerekli gördü.
Þu anda dizgin bütünüyle Tayyip Erdoðan'ýn elinde.
Konuþmalarýna bakýlýrsa sayýn Cumhurbaþkaný'nýn yüreðinin “2019 ve yüzde 50 artý 1” diye attýðý düþünülebilir. Buna ulaþýlacaðýna inanýyor ama kolay ulaþýlýr bir hedef olarak da görmüyor. Konuþmalarýnýn ruhuna bu ümit ve kaygýnýn yansýdýðý hissediliyor.
Kuþkusuz kendisini bir misyon içinde görüyor. 2023, 2053, 2071... yürüyüþün vizyon boyutu.
Ýstiyor ki “Liderliði” ile Ak Parti bu hedeflerin gerçekleþmesinin motor gücü olsun.
Baktýðýnda partide gördüðü þeye “Metal yorgunluðu” teþhisini koyuyor.
Evet, çelik bile yorulur.
Ýnsan da yorulur.
“Yorgunluk” baþlýðý atýlan þeyin içine de pek çok alt baþlýk girer.
“Yorgunluk”en insani tanýmlamadýr. Hakikaten insanlar yorulur. Baþlangýçta “misyon heyecaný” ile yola çýkan insanlar bile, irade aþýnmasý, iktidarýn nimetleri ile buluþup dünyalýk gevþemesi içine sürüklenebilirler.
Dün Sayýn Cumhurbaþkaný Ak Parti için “Devrimcidir” tanýmlamasý yaptý. Bilinir ki pek çok devrimcinin hayatýnda konfora yöneliþ gibi bir aþýndýrýcý virüs zaman zaman devreye girmiþtir.
(Ýslam tarihinde Abdurrahman bin Avf'ýn, insanlarýn zenginleþtiði sonraki dönemlerde, Uhud'da þehit düþen Mus'ab bin Umeyr'in üzerini örtecek bir elbisesi olmadan defnedilmesini hatýrlayýp aðladýðý anlatýlýr.)
Kaldý ki, 15 yýldan bu yana iktidarda bulunan bir kadro için zaaf diye nitelenebilecek pek çok savrulma alaný olacaktýr.
En kötüsü kirlenmedir. Ýktidar imkanýný kiþisel çýkarlar için kullanmadýr.
Benzer bir kötülük, iktidarla gelen kibirdir.
Benzer bir kötülük, hesap vermeyebilme, yaptýðýnýn yanýna kar kalma algýsýdýr.
Bir yanýlgý, vatandaþýn oyu çantada keklik yaklaþýmýdýr.
Bir risk, muhalefetin sergilediði zaaf ve bundan kaynaklanan kolay zafer beklentisidir.
Belli ki Cumhurbaþkaný Erdoðan, toplumla iliþkide bunlarýn aþýndýrýcý etkisini görüyor ve derlenip toparlanmayý kaçýnýlmaz olarak deðerlendiriyor.
Bütün bunlara bir de, en azýndan 16 Nisan'da devreye giren, hatta yeni süreçte MHP'nin sergilediði rolü dikkate alýp farklý siyasi yapýlarla iþbirliðini kaçýnýlmaz kýlan olgu dikkate alýndýðýnda 2019'a kadar oldukça kritik dönem yaþanacaðý aþikardýr.
Bu arada MHP alanýnýn ne olacaðý sorusu da, belli ki Sayýn Cumhurbaþkaný'nýn hesaplarý içinde önemli bir baþlýk oluþturmaktadýr. Eski 10 Ülkü Ocaklarý Baþkanýnýn referandumdaki “Hayýr” tavrý o alandaki sancýnýn göstergesi olmalýdýr. Mesela önceki gün bir tv kanalýnda eski baþkanlardan birisi olarak Azmi Emirmahmutoðlu, MHP alanýnda farklý geliþmeler olacaðýný ifade etti.
Dün sayýn Cumhurbaþkaný'nýn Ak Parti grubunda kürsüye çýkmasý, þüphesiz Türkiye için farklý bir durumdur. Bunun toplumdaki yansýmasý ne olacak sorusu da, hem Ak Parti için hem muhalefet partileri için cevabý önemsenecek bir sorudur.
Dün yaþananlar için “Yeniden Tayyip Erdoðan rüzgarý” cümlesi kurulabilir.
Doðrusu bu cümle 1994'ten beri tazelene tazelene kuruluyor.
Bu defa sýnav büyük sanki.
Yüzde 50 artý 1.
Buna raðmen, muhalefetin zaman zaman birbiriyle buluþmasý imkansýz görünen daðýnýklýk içinden bir “Çatý aday” için yüzde 50 artý 1 çýkarmasýndan Tayyip Erdoðan'ýn buna ulaþmasý çok daha mümkün görünüyor. Ama Tayyip Bey asla iþi þansa býrakmak gibi bir riske girmekten yana gözükmüyor.