Mevlid

Dünki yazýmda öyle bir hatâ iþlemiþim ki fenâ halde caným sýkýldý. Amerikan Silahlý Kuvvetleri’ndeki general ve amiral sayýsýný 39 olarak vermiþim. Doðrusu 963 olacak, özür dilerim.

Aslýnda mâzeretim de yok. Akýl tutulmasý diyelim, kusûra bakmayýn lütfen...

***

Bu gece Mevlid Kandili.

Hazret-i Muhammed’in Doðum Günü!

Bütün mü’mîn okuyucularýma mübârek olsun!

Kamerî Takvime göre Rebîülevvel’in 11’ini 12’sine baðlayan gece.

Kamerî Yýl 354 günden teþekkül etdiði için bu takvim üzerinden hesablanan kandil vs. Gibi belli günler her yýl onbir gün geriye kayar ve her 33 yýlda bir, 365 günlük Þemsî Yýla, yâni güneþ yýlýna, nazaran tam bir tur atýp ayný târihe gelir. Meselâ Ramazanda olduðu gibi...

Mevlid Kandili, Hýristiyanlardaki Noel Yortusu’nun muâdilidir, yâni Hazret-i Îsâ’nýn Doðum Günü gibidir. Ancak arada önemli bir fark var: 24/25 Aralýk gecesi kutlanan Noel, kesinlikle Hazret-i Îsâ’nýn Doðum Günü deðildir, îtibârî bir târihdir.

Bunu tabii ki ben uydurmuyorum; Hýristiyan bilim insanlarý söylüyorlar. Zâten Hazret-i Îsâ’nýn gerçekden yaþayýp yaþamadýðý dahî tam olarak belli deðil. Roma iþgâline karþý Yahudi topraklarýný kurtarmak üzere mücâdele veren bir yeraltý örgütünün önderi olduðunu ileri sürenler bile var. Fakat bu baþka bir konu. Ona da belki ileride deðiniriz. Meselâ Noel sýrasý...

Hazret-i Muhammed’in Doðum Günü ise sâhici bir doðum günü. Hakýykaten o gün doðmuþ. Mevlid kelimesi de doðum anlamýna geliyor.

Yüzyýllar boyunca bu doðum hâdisesini anlatan sayýsýz þiir ve metin kaleme alýnmýþ ama içlerinden en meþhûru þübhesiz Süleyman Çelebî (1351(?) - 1422) tarafýndan yazýlanýdýr. Kasîde tarzýnda ve “fâilâtün, fâilâtün, fâilün” veznindeki bu uzun manzum eser 1409 Yýlý’nda tamamlanmýþ.

Hoþ bir eserdir; edebiyâta meraklý olanlara þöyle bir göz atmalarýný tavsiye ederim. Gerçi dili biraz eskidir ama aðdalý deðildir. Ýnsan nisbeten kýsa süre sonra alýþabilir.

Hazýr açýlmýþken bâri þunu da söyleyeyim: Süleyman Çelebî’nin Mevlîd-i Nebevî’si altý bölümdür. Münâcaat (Yakarýþ), Velâdet (Doðum), Risâlet (Resullüðün bildiriliþi), Mîraç (Göðe çýkýþ, Cennet ve Cehennemi görüþ), Rýhlet (Ölüm) ve Duâ...

Bu Mevlid okunmasý geleneði sâdece biz Osmanlýlarda mevcuddur.

Zâten bu kadar güzel bir manzum eser vücûda getirmek de öyle her babayiðidin harcý deðildir. Sahte tevâzua gerek yok!

Bugünlük de bu kadar olsun!