Kimse kendisini kandýrmasýn, üç beþ molotof kokteyli nerede ne zaman ve ne için patlayacaðý belli olmayan birkaç el bombasý, , birkaç kaleþnikof ve birkaç intihar bombacýsýyla Türkiye’ye meydan okuyan, DHKP-C filan deðil, bu ülkenin kaderiyle pervasýzca oynamaya devam eden bir medya patronudur.
Servetini, savaþ yýllarýnda kazanmýþ, demokrat, yurtsever gazeteciler peþ peþe öldürülürken, gazeteler el deðiþtirirken, gazetesine gazete, servetine servet katmýþ bir adam, hoþlanmadýðý, söz geçiremediði bir iktidarý devirmek için, bir ülkenin içinde çalýþan beþinci kol gibi mücadele ediyor.
Bir medya patronu Türkiye’ ye meydan okuyor.
Bu patrona, Türkiye’nin ondan ve yönettiði imparatorluktan büyük olduðu gösterilmedikçe, bu adamýn gazeteleri gah PKK þiddetini, gah marjinal solun þiddetini desteklemeye devam edecek.
Türkiye’nin yaþadýðý iç savaþýn, yýllarca tek kelimeyle dahi sorgulanamamasýnda, bu patronun ve ona benzeyenlerin vebali büyüktür.
Bu vebalin hesabý sorulamadý.
Bir deðil iki deðil.
Sadece Mehmet Selim Kiraz cinayetinde deðil, hiç bir olayda bu medya patronunun televizyonlarý ve gazeteleri iyi bir sýnav vermediler.
Bilmediklerinden deðil, bile bile böyle davrandýlar.
Mehmet Selim Kiraz’ýn teslim alýnmasý, servis edilen o fotoðraf, Mehmet Selim’i bin defa daha öldürdü.
Mehmet selim ve 10 yaþýndaki oðlu, sevgili eþi, fotoðrafý yayýnlayan gazetelerin umurunda mý peki, hayýr!
Onlarýn bilinçaltý, 12 yýldýr, bu iktidarý vuracak fotoðraf karelerini bulup çýkarmakla, imal etmekle meþgul.
Onlarýn bilinçaltý, o fotoðrafa, insani deðerler, medya etiði ve ilkleriyle bakmaya engel nefret tohumlarýyla doludur.
Söylemeye cesaretleri yok, itiraf edemezler bu yüzden, ama o fotoðrafý pervasýzca manþetlere çekmelerinin b ir tek nedeni var:
Onlar bu fotoðraflarý yayýnlamakla, gazetecilik yapmadýklarýný bal gibi biliyorlardý, onlar o fotoðrafý iktidarýn yenildiðinin tarihi bir aný olarak gördüler ve bu yüzden kullandýlar!
Mehmet Selim Kiraz öldürülünce, ‘Ben devletimin yanýndayým ‘ diye utanmadan yazýlar yazan adam, bir zamanlar, Hrant Dink’i ve Ahmet Kaya’yý ölüme yollayan manþetler atýyordu.
Bu halk bu adamlarýn kimin yanýnda olduðunu biliyor, yanýnda olduklarý devlet bu devlet deðil artýk, öfkeleri bu yüzden sel olup taþýyor!
Devletin felsefesi deðiþti, Yeni Türkiye’den yeni milletten söz ediyoruz, halk bunu benimsiyor, ama bu gazete hala ‘Türkiye Türklerindir ‘logosuyla çýkýyor.
Hala þiddete tolerans tanýyan yýðýnla yorum, haber ve köþe yazýsýyla yayýn yapýyor.Savcýlar görevlerini yapacaklar elbette. Hukuk kurallarý içinde, bu ülkede þiddete tanýnan toleransýn sebeplerini, müsebbiplerini araþtýracak ve soruþturacaklardýr.
Ama ister devletten gelsin, ister devlet dýþý organizasyonlardan gelsin, bu ülkede þiddete tanýnan tolerans, üniversitelerde, sivil toplum ve medyada sorgulanmadýkça, Berkin Elvan ve Mehmet Selim Kiraz’larýn öldürülmesini durdurmak mümkün olmayacaktýr.
AK Parti iktidarýný devirmek için meþru zeminlerde kalmak koþuluyla her türlü mücadeleyi yapmak elbette haktýr ve mubahtýr.
Buna kimsenin bir itirazý olamaz.
Ama karþý karþýya kaldýðýmýz durum baþka bir þey. Bazý dostlarýmýz hala kutuplaþma filan diyorlar, alttan alan yazýlarla vaziyeti idare ediyorlar, ama bence yanlýþ yapýyorlar.
Açýk tavýr koymak, þiddete methiye düzen medyayý teþhir etmek, barýþ ve demokrasi isteyen herkesin hakkýdýr.
Bu ülkede, ‘PKK’nin yerinde olsam silah býrakmazdým’ diye yazýlar yazýlmasý, bu ülkede akademisyen unvanlý aydýnlarýn, ‘iç savaþ çýkmadan iþler düzelmeyecek’ diye yazýlar yazmasý, bu ülkede daha Kandil söz söylemeden, Kandil adýna söz söylenmesi, fikir özgürlüðü deðildir ve olamaz. Suçtur, soruþturulmalýdýr ve bu suçu iþleyenler cezalandýrýlmalýdýr.
Ýsmini vermeye bile gerek duymadýðým bu medya patronu da aklýný baþýna almalýdýr.
Burasý bir savaþýn gölgesine sýðýnarak, üç beþ general, ve birkaç Ýstanbul baronuyla yönetilecek bir ülke deðil artýk, bu gerçeði bu medya patronu görebilmelidir..