MHP siyaseti kilitleyen parti olmayı sürdürecek mi?

7 Haziran seçimlerinde zahmetsiz bir şekilde oylarını artıran tek parti MHP idi. Fazla mesai harcamadan tepki oyları sayesinde anahtar parti konumuna yükseldi. 

MHP bu kazanımı maalesef hoyratça kullandı.  Çabasız zahmetsiz oyunu biraz daha artırma kurnazlığına sığınarak 550 sandalyeli Meclis’te 80 milletvekiliyle kendisini ana muhalefet ilan etti.

Hızını alamadı 15 Kasım’da erken genel seçim yapılmasını önerdi.

***

MHP bu anahtar parti olma özelliğini siyasi tıkanıklığı açmak yerine maalesef kilitlemek için kullandı.

Evet siyaseti MHP kilitledi.

HDP’nin içinde bulunduğu hükümeti ne içerden ne de dışardan desteklemeyeceğini ilan ederek muhalefet partilerinin koalisyonunu baştan imkânsız hale getirdi.

AK Parti tabanı da MHP tabanı da bir AK Parti MHP koalisyonunu tercih ediyordu, bence hâlâ da ediyor.

Lakin MHP yönetimi cumhurbaşkanının konumu, yolsuzluk dosyaları gibi icra organıyla doğrudan ilişkili olmayan konularda olmazları şart koşarak AK Parti ile bir koalisyonun da önünü tıkadı.

***

CHP veya HDP ile koalisyon kurmaya zorlayarak kendince AK Parti’yi siyaseten yıpratmak ve biraz daha tepki oyu elde etmek için kibirli  bir dil ile başkalarına ödev verip kendisi sorumluluktan kaçtı.

CHP ile görüşmeler olumsuz sonuçlanınca ve AK Parti erken seçim ihtimalini telaffuz edince düne kadar erken seçim diyen ve hatta Kasım’ın 15’ini seçim günü olarak teklif eden MHP yönetimi bu kez ‘seçim zehirdir’ demeye başladı.

Bu “U” dönüşün sebebi geçen iki aylık süre içinde hesaplarının tutmamasıdır. Yüzde 17’lerdeki oylarının yüzde 15’lere gerilediğini görünce dün seçim isteyen MHP bugün seçimi zehir olarak değerlendirmeye başlamıştır.

***

MHP yönetiminin en olumsuz tavrı ise kendisi hiçbir sorumluluk almayıp başkalarına akıl ve ödev vermek gibi bir kibir ve gurura kapılmasıdır.

Milletin bu tür siyasi gurur ve kibiri hemen fark eden ve anında tepki veren hassas bir sağduyusu vardır.

MHP maalesef hâlâ bu tekebbür diliyle konuşmaya ve randevu talebinde bulunan AK Parti’ye CHP ile tekrar görüşmek gibi yol göstermeye çalışıyor. Eski şartlarının kabulü halinde taşın altına bedenini dahi koyacağını söylüyor.

***

Eski şartları malum. Birisi cumhurbaşkanının konumu. Bu hususta hükümetin hukuki çerçevede yapabileceği hiçbir şey yoktur. Anayasa ortadadır. MHP tek başına iktidar bile olsa yapacağı bir şey yoktur. Sadece bu şart bile siyaseti kilitleyen abes bir şart olmaya yeterlidir.

İkincisi 17-25 Aralık dosyalarıdır. Bu da hükümeti doğrudan ilgilendiren bir konu değildir. Yargı ve yasamayı ilgilendirir.

Bu iki şart MHP’nin siyaseti kilitleyen koalisyon olmasın diye öne sürdüğü engelleyici şartlardır.

Üçüncü şart olan çözüm sürecinin sona erdirilmesi ise zaten operasyonlar başladığı günden bu yana tahakkuk etmiş bir konudur. Çözüm süreci zaten buzdolabındadır. Hükümetin teröre karşı başlattığı operasyonlar MHP’nin bu argümanını elinden almıştır. AK Parti oylarının yüzde 44’le yükselmesinin sebeplerinden biri de teröre karşı koyduğu bu ciddi tavırdır.

***

Hulasa MHP geçen iki ay süresince siyaseti kilitleyen bir parti konumundadır. Hükümet kurulmasıyla ilgili anayasal sürecin dolmasına bir hafta kalmıştır. MHP liderinin yaptığı son açıklama da maalesef siyasi krizi tetikleyici bir açıklamadır.

“Kamuoyuyla paylaştığımız daha önceki ilke ve şartlarımızın kabulü halinde” diyerek taşın altına gövdesini koyacağını söyleyip önceki şartlarında ısrar etmesi AK Parti ile bir koalisyona ‘hayır’ anlamına gelmektedir.

Kalan bir hafta içinde MHP, AK parti ile koalisyon ya da erken seçim hususunda anlaşamazsa anayasal süre dolacağı için cumhurbaşkanı erken seçim kararı alacaktır. Bu durumda kurulacak seçim hükümetinde her parti temsil edileceği için HDP de en az üç bakanlık ile iktidara ortak olacaktır. Dolayısıyla MHP, HDP’nin hükümete ortak olmasının tek müsebbibi sayılacaktır.

MHP, HDP’yi hükümet yapan parti konumuna düşecektir.

MHP açıklamasının sonunda yer alan “Anayasal sürenin kalan kısmında sorumlu siyaset anlayışımız gereğince engelleyici değil, millet ve ülke menfaati doğrultusunda yapıcı ve samimi gayretimizi herkes görecektir. “ ifadesinin tezahürünü ümid ediyoruz.

İnşallah siyaseti iki ay boyunca kilitleyen MHP bu kez krizi çözen bir anahtara dönüşür.

Bu denli önemli konularda  -cumhurbaşkanlığı seçimi, başörtüsü gibi- Türkiye MHP’nin olumlu tavırlarına şahit olmuştur.

Türkiye MHP’den yine aynı tavrı beklemektedir! Aksi takdirde kaybeden taraf sadece MHP olmayacak aynı zamanda Türkiye de kaybedecektir!

Yarınki ve takip eden 6 günlük süre MHP’nin en büyük imtihan süresidir.

Ben MHP’nin bu imtihanı kazanmasından yanayım.