MHP’yi yakýndan izlemeyenler açýsýndan geliþmeler tuhaf görülebilir. Ancak bu partinin siyasi geleneði, genel baþkanýn nasýl deðiþeceði konusunda yazýlý olmayan bazý kurallar getirir ve biz farkýnda olmasak bile bunlar iþlemeye devam eder. Dün MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yaptýðý açýklamalarý kýsaca hatýrlayalým:
‘Bugüne kadar genel merkezimize olaðanüstü kongre talebinde bulunan yasaya ve tüzüðe uygun tarzda imzalarý toplanýp gönderilmemiþtir. Önümüzdeki günlerde bu uygulanýrsa MHP, Siyasi Partiler Yasasý ve tüzük çerçevesinde gereðini yapacaktýr. Bu ille de imzalar geçerli kabul edilip olaðanüstü kongre yapacaðýz anlamý taþýmaz. Baþkalarýnýn imza toplama hakký kadar parti yönetiminin de, partiyi kargaþaya, birtakým kýrgýnlýklara sebebiyet vermeyecek bir anlayýþ içinde hareket etme görevi vardýr.
MHP’nin kongre süreci 18 Mart 2018 tarihinde olacaktýr. Ondan öncesi bizi ilgilendiren bir konu deðildir. Ýmzayý kim ne kadar toplarsa toplasýn müracaatý halinde kabulü mümkün olmayacak ve yasal haklarýný kullanma yolu da açýk olacaktýr. Bizimle deðil, mahkemelerle haklarýný savunmalarýný tavsiye ederiz.’
Bu açýklama, MHP’ye yönelik operasyonlar karþýsýnda Bahçeli’nin meydan okumasý olarak okunabileceði gibi; az önce ifade ettiðim yazýlý olmayan kurallarýn hatýrlatýlmasý olarak da deðerlendirilebilir. Kanaatimce ikisi de doðrudur.
MHP’de genel baþkanýn deðiþtirilmesine yönelik operasyon, çok boyutlu ve birden fazla güç merkezinin ittifak ettiði bir akýlla yürütülmektedir. Partinin 2011 genel seçimlerinde uðradýðý operasyondan baðýmsýz düþünülmemelidir bu durum. Þimdi farklý isimler üzerinden tartýþýlýyor gibi görünse bile, MHP Genel Baþkanlýðý için atýlan adýmlar, yakýn geleceðin siyasi mimarisinde tüm dengeleri bozacak bir hamle olarak okunmalýdýr.
Devlet Bahçeli, belli düzeyde sýzmalar olsa bile, siyasi gücü elinde tutma anlamýnda paralel yapý ve benzerlerine geçit vermedi bugüne kadar. Belki elini en güçlü kýlan da bu. Ancak karþý hamle yapanlarýn, MHP’yi sadece bir siyasi parti olarak görmedikleri, beklenmedik anlarda oynadýðý denge rolünü bozmak için ýsrar edecekleri de ortada. Bahçeli’nin 2018’de ýsrarý, bu bakýmdan önemli bir tarih ve meydan okuma olarak not edilmeli.
Kuvvetle muhtemel, yukarýda Bahçeli’nin açýklamalarýndan yaptýðým alýntý, bu partiyle ilgili ‘parti içi demokrasi’ tartýþmalarýný týrmandýracak; muhalif olarak ortaya çýkan adaylara malzeme olacaktýr. Ancak burada yukarýda söz ettiðim, yazýlý olmayan kurallar üzerinde tekrar durmakta yarar var. (Sonradan kazandýðý anlamlarý bir kenara býrakýrsak, böyle bir yaklaþýmý anlamak için ‘töre’ kavramý üzerinde durmak anlamlý olabilir.)
MHP liderliðinin bir gelecek okumasý var. Bu konuda yapýlan açýklamalarý, partilere, mesela en baþta AK Parti’ye yönelik eleþtiriler ve benzeri yaklaþýmlarla okursak, kelimenin tam anlamýyla yanýlýrýz. Devlet Bahçeli’den gelen eleþtiriler ve gelecek okumalarý, kamuouyuna yansýyanla deðil, bu partinin geleneði, toplumsal karþýlýðý ve iç dinamiklerdeki rolüyle ele alýnmalý.
Önümüzde çok ama çok kritik bir dönem var. Haritalarýn bu kadar konuþulmasý hiçbir zaman hayra alamet olmamýþtýr. Nitekim Cumhurbaþkaný Tayyip Erdoðan’ýn özellikle son bir yýldýr terörle mücadele konusunda gösterdiði tavrýn ve duruþun da, bu kritik dönemle ilgili olduðunu söyleyebiliriz.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, kimilerinin anladýðý gibi kiþisel hýrs ve hesaplarýyla bir baþkanlýk tartýþmasý yürütmüyor. Aksine, az önce ifade ettiðim büyük kriz döneminde devletin daha güçlü refleksler üretmesini saðlayacak bir modeli oluþturmaya çalýþýyor.
Tabloyu daha sakin okuyalým. Hiçbirþey göründüðü gibi olmayabilir.