Prof. Dr. Erdem YEÞÝLADA
Prof. Dr. Erdem YEÞÝLADA
Tüm Yazýlarý

Migren krizine karþý gingko biloba

Auralý migren krizleri, beyin korteksinin geçici ve geri-dönüþümlü iþlev bozukluðu sonucu ortaya çýkan ve migren hastalarýnýn yaklaþýk üçte birinde karþýlaþýlan bir durum. Aura genel olarak bir saatten kýsa sürer ve ardýndan migren-tipi baþ aðrýsý ataðý ya da daha ender olarak gerilim-tipi baþ aðrýsý görülür. Auranýn muhtemel nedeni, sinaptik boþlukta glutamat ve aspartik asit gibi uyarýcý vücut kimyasallarýnýn (nörotransmiterlerin) miktarýnda artýþa baðlý olarak beyin korteksinin veya beyin sapýnýn aþýrý duyarlý duruma geçmesi olarak kabul edilmektedir.

Aura þikayetleri; ani ve geçici olarak tek veya çift taraflý olarak görüþ kaybý veya kolda güç kaybý gibi duyu ya da motor iþlevlerde bozukluklarýyla ortaya çýkýyor. Aslýnda auralý krizlerin sýklýðý bir yýl içerisinde 2-3 defa ile sýnýrlý kaldýðýnda herhangi bir önleyici uygulamaya gerek görülmüyor. Ancak bu sýklýðýn artmasý durumunda aurayý önleyici tedavi seçenekleri gerekiyor. Bu amaçla uygulanan santral sinir sisteminde glutamat deriþimini düzenleyen ilaçlarýn krizlerin önlenmesinde etkili olmasýna karþýlýk etkinin görülebilmesi için uzun süreli uygulama gerektirmesi ve yan etkileri nedeniyle daha güvenilir uygulama seçenekleri üzerinde çalýþmalar sürdürülmektedir.

SONUÇLAR ÜMÝT VERÝCÝ

Ginkgo biloba yapraklarý, ileri yaþlarda unutkanlýk, demans, bunama, Alzheimer hastalýðý gibi saðlýk sorunlarýnýn önlenmesi veya seyrinin yavaþlatýlmasý; gençlerde ise beyin iþlevlerinin desteklenmesi amacýyla tanýdýðýmýz bir bitki. Glutamat metabolizmasýnda etkili olduðu bilinen ginkgo, migren aurasýnýn önlenmesinde etkili olabilir mi? Bu konuda Ýtalya’da yürütülen iki klinik çalýþmanýn (açýk etiketli, yani ilacý kullananlar ne olduðunu biliyor) sonuçlarý ümit verici.

Ýlk çalýþma, auralý migren ataklarý þikayeti bulunan 18-65 yaþlarý arasýnda 50 kadýn gönüllü üzerinde (çok-merkezli, açýk etiketli) yürütülmüþ. Altý ay süren çalýþma, iki ayrý dönemde deðerlendirilmiþ. Ýlk iki aylýk dönemde (T1) gönüllüler izlenerek kriz sýklýðý ve süresi belirlenmiþ, bu sürede günde 2 defa ginkgo kapsüllerin yaný sýra önleyici ilacýn kullanýlmasýna izin verilmiþ. Takip eden dört aylýk ikinci dönemde (T2) ise önleyici ilaç kullanýlmasýna izin verilmemiþ, sadece günde iki kez ginkgo kapsülleri verilmiþ [ginkgo özütü (standardize, phytosome, 60 miligram), koenzim Q-10 (11 miligram) ve B-2 vitamini 8.7 miligram)]. Süre sonunda yapýlan deðerlendirmede T1 sonunda gönüllülerin yüzde 11.1’inde, T2 sonunda ise 42.2’sinde þikayetlerin tamamen kaybolduðu bildiriliyor. Diðer taraftan tam olarak iyileþmeyen gruplarda aura süresinin T1 sonunda yüzde 30, T2 sonunda yüzde 56 azaldýðý; aura sýklýðýnýn ise T1 sonunda yüzde 46, T2 sonunda yüzde 68 azaldýðý tespit edilmiþ. Çalýþma süresince herhangi bir yan etki bildirimi olmamasý da önemli bir bulgu.

Ginkgo kapsüllerinin uzun süreli olarak uygulanmasýyla gözlenen bu olumlu sonuçlarýn kýsa süreli (akut) uygulamalarla ne derece saðlanabileceði ise ayný araþtýrma grubu tarafýndan yeni yayýmlanan bir çalýþmada açýklanmýþ. Seçilen auralý migren hastasý 25 gönüllüde ilk aura ataðýnda auranýn ne kadar sürdüðü belirlenmiþ. Ýkinci aura ataðýnýn baþlangýcýnda hemen ginkgo özütü taþýyan kapsüllerden iki adet yutulmasý istenmiþ. Uygulanan kapsüllerin bileþimi daha önce kullandýklarýyla ayný ancak miktarlarý iki misli fazla [ginkgo özütü (standardize, phytosome, 120 miligram), koenzim Q-10 (22 miligram) ve B-2 vitamini 17,4 miligram)]. Yapýlan deðerlendirmede sadece tek uygulamayla aura süresinin yüzde 35 azaltýlabildiði, gönüllülerin yüzde 60’ýnda akut aura þikayetlerinin hafifletilebildiði ve yüzde 18’inde aura sonrasý aðrý geliþiminin önlenebildiði bildiriliyor.

Bu çalýþmalarda boþ ilaç (plasebo) verilen kontrol grubu olmamasý ve açýk etiketli olmasý, yani gönüllülerin kullandýklarý ilacý bilmesi nedeniyle olasý bir psikolojik yararýn söz konusu olmasýna baðlý yetersizlikleri söz konusu. Ancak görülen o ki uzun süreli uygulamalarýn sonuçlarý dikkat çekici. Bu konuda daha kapsamlý klinik çalýþmalar yapýlmasýna ihtiyaç duyuluyor.