İbrahim Güneş
İbrahim Güneş
Tüm Yazıları

Millet görüyor

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kürsüden esip gürlüyor. Yaşanan ekonomik sıkıntılar sebebiyle Erdoğan'ın salonlarda konuştuğunu, milletin içine inemeyeceğini söylüyordu.

Ancak Regaip Kandili vesilesiyle Sultanahmet'te Erdoğan'ın milletle kucaklaştığı anlar bir kez daha gösterdi ki, milletimiz dünyanın ve Türkiye'nin içinden geçtiği durumun farkında...

Millet, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir yandan ülkenin güvenliği ve istikbali için mücadele ederken, diğer yandan ekonomik toparlanma için geceli gündüzlü çalıştığını görüyor.

Tüm bu mücadele kolay olmuyor elbette, sadece size şöyle küçük bir örnek vereyim. Aynı anda 31 savaş gemisi inşa ediyoruz. Üstelik üstüne koyduğumuz silahlar da büyük oranda yerli ve milli olacak. Muhalefetin yerden yere vurduğu altyapı yatırımlarının ne büyük ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz yıl otoyollardan 1 milyar 80 milyon araç geçişi oldu. Kamu-özel sektör iş birliği ile inşa edilen yolları kullananların sayısı 510 milyon araç oldu.

Peki, bunları niye anlatıyorum?

Muhalefet sürekli olarak istismar siyaseti ile yol yürümeye çalışıyor. Asgari ücretten sonra, memur ve emekli maaşları üstünden hükümeti vurmaya çalışıyorlar.

Sanki Erdoğan bu durumu bilmiyormuş gibi davranıyorlar. Oysa Erdoğan defalarca "Serzenişlerinizi duyuyorum" dedi. Ama öncelik refah payını artırmak enflasyonu düşürmek mesajı verdi.

Aralık Ayı enflasyon rakamı yüzde 1,03 geldi. Yıllık enflasyon beğenelim ya da beğenmeyelim 2023'ün 20 puan altında... Yani Ekonomi kurmayları doğru yolda ilerlediğini gösteriyor.

İnanmak istemeyen sosyal medyadan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in paylaştığı resmi verilere bakabilir.

Neyse konuyu daha fazla uzatmadan şunu söyleyeceğim.

Özel, Erdoğan'ın milletin içine çıkacak hali olmadığını iddia ediyor ama Erdoğan çoktan milletin kalbinde kendisine müstesna bir yer edinmiş gibi görünüyor.

Sözü Erdoğan'ın Darülaceze ziyaretinden yansıyan bir diyalogla bitirelim. 93 Yaşındaki Suzan Tosun'un "Kimsem yok ki" diye serzenişte bulunmasına Erdoğan, "Biz varız biz" diye cevap vermişti. O anları Suzan Tosun; "Çok duygulandım öyle söyleyince, halktan, halktan geldi. Hiç onur kibir yapmadı. Halkla geldi. Halkla yaşıyor" diye anlattı. Unutmayın Suzan Tosun 93 yaşında ve neler gördü neler kim bilir...

ARABESKİN PRENSİNE VEDA

Ferdi Tayfur'un 79 yaşında vefat ettiği haberi milyonlarca yürekte ince bir sızı bıraktı. Her ölüm erken elbette ama "Her canlı ölümü tadacaktır" ayeti de kesin.

Mesele gök kubbede hoş bir seda bırakmak; dualarla anılmak.

Cenaze merasimini izlerken ben de çocukluğuma gittim elbette, Zira benim gibi yaşı 50 olanların gönül dünyasında Orhan Gencebay, Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur gibi isimlerin derin izleri vardı. O zamanın aşkları, sevdaları da bir başkaydı. Mahalledeki abilerimiz arasında küçük atışmalar olurdu. Kimin daha iyi olduğu tartışmaları yapılırdı. Bizler yürek yakan o şarkılarla büyüdük. Kasetlerimiz çok dinlemekten teyplere sarar, kopardı.

Biz çıkarır bantla yapıştırır tekrar dinlerdik.

Net söyleyeyim ben abimden dolayı Orhan'cıydım. Yengem ise Ferdi'ciydi. Bir de tabii Müslüm Baba vardı ki, Gülhane yıkılırdı... Sultanahmet'te büyümenin avantajıyla ilk gittiğimiz konserler Gülhane Konserleri olmuştu. Şarkıların kuvvetli manası vardı. Bugünkü gibi kafiye olsun diye yazılmazdı.

Bilmiyorum yaşlandığımız için mi ama bana göre o zamanın sevinçleri, hüzünleri, heyecanları bir başkaydı.

Biraz magandaca gelecek biliyorum ama arabaya bir kaset takılır. Anfilerle güçlendirilmiş ses sistemiyle biraz da yüksek sesli bir müzikle sevilen kızın kapısından geçilir. Bir umut şarkıyı duyup camdan görünmesi ya da kapının önüne çıkması beklenirdi. Zira o şarkının onun için çaldığını bilirdi. O birkaç saniyelik göz göze gelmelerde dünyalar sevenlerin olurdu. Müziğin sesini duyup da cama çıkmadıysa kalp sızıyla evin yolu tutulurdu.

Yeşilçam filmleri gibiydik, biraz arabesktik ama gerçektik.

Şimdiki gibi "görüntülü görüşelim, her dakika ulaşalım, konuşalım. Dip dipe diz dize olalım" gibi imkanlar yoktu elbette.

Ele ele tutuşmanın bile kalp ritmini arttırdığı zamanlardı...

Neyse sözü çok uzatmayayım.

Dediğim gibi ömür dediğin akıp gidiyor.

Mesele geride kul hakkı yemeden,

Dua edecek insanlar biriktirmekle ilgili...

Ferdi Tayfur için milyonlarca dua edildi. Cenazesinde izdiham yaşandı. Biz de bir Fatiha okuduk elbet...

Allah rahmet eylesin, Cennetiyle şereflendirin inşallah...

KARDEŞLİK KAZANACAK

DEM Heyeti İmralı görüşmesinin ardından Meclis'te bilgilendirme turuna çıktı. MHP Lideri Bahçeli görüşmesinden sonra Pazartesi Günü de AK Parti'yi ziyaret edecekler. Heyette yer alan Ahmet Türk'ün, "Sayın Bahçeli'nin tutumunu görünce insan şok oluyor, samimi olduğunu da insan fark ediyor. Bizim tek derdimiz bin yıllık Türk-Kürt kardeşliğinin yeniden inşasıdır. 50 milyon Kürt yüzünü Türkiye'ye döndü" ifadesi umut vericiydi. Ancak bu süreçte muhalefet "Terörsüz Türkiye" sürecini sabote etmeye, kışkırtmaya çalışan bir telaş içinde... Sürekli olarak geçmiş dönemdeki "Çözüm Süreci"ne atıf yapılıyor. Oysa bugünün o günle ilgisi dahi yok.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Samsun'dan verdiği mesaj durumu net olarak ortaya koyuyor.

"Kardeşlik kazanacak"

"Teröristler için çember daralıyor. Ya silahları gömecekler ya silahlarıyla gömülecekler"

"Terör örgütüne suni teneffüs çabaları nafile"

"Emperyalizm tasını tarağını toplayıp gidecek. Herkes hesabını bunu göre yapsın"

Bunlar Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başlarıydı.

Meseleyi bize de soruyorlar zaman zaman; benim cevabım net.

MHP Lideri Bahçeli'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın abdestinden şüphe eder hale geldiysek o zaman dükkanı kapatıp gidelim.

Erdoğan'ın bir sözüyle yazıyı bitirelim.

"Şehitlerimizi incitecek bir adımı asla atmayız. Onların vasiyetini yerine getirmek için mücadele ediyoruz" diyor...

Ve bunu 40 yıllık terör belasını Türkiye'den süpürüp atan lider olarak söylüyor.

Takdir milletin elbette...