15 Temmuz’dan çýkarýlmasý gereken çok dersler var. 15 Temmuz bir turnusol iþlevi gördü. Hiçbir beklentisi olmayan sadece ve yalnýzca gönülden sevdiði REÝS için, ülke için, vatan için kefenlerini giyip ölüme meydan okuyan milletin evlatlarýyla, onlarýn sýrtýndan bir yerlere gelenlerin ve en fenasý da onlara kibir satanlarýn farký görüldü. Milletin yiðit evlatlarý çýplak elleriyle tanklarý dize getirirken o birileri can derdine düþtüler.
- Korku insani bir durumdur. Ayýplanmaz. Her insan ölüme meydan okuyacak kadar cesur olamaz. Anlarým. Ama darbeyi sanki kendileri savuþturmuþ gibi bir de millete kahramanlýk dersi vermeye kalkýþanlar ayýplanýr elbet. Madem korkup can derdine düþtün, o halde bu yiðit milletin karþýsýnda mütevazý olmayý bileceksin! Onlara bir de kahramanlýk pozlarýnda akýl vermeye kalkýþmayacaksýn!
- Milletin büyük bir imana dayalý destansý kahramanlýðýnýn karþýsýna kendi küçük kahramanlýklarýný dikenler bilsinler ki; onlarý düþtükleri o çukurdan, hepimizi derin bir zilletten kurtaran o göðsünü kurþunlara siper eden milletin yiðit evlatlarýdýr. Hepimiz haddimizi bileceðiz bu millet karþýsýnda. 15 Temmuz devriminin asýl sahipleri bu aziz millettir. 15 Temmuz’un iki kahramaný vardýr: Biri yiðitliðiyle ve adamlýðýyla milletinin gönlünde taht kurmuþ o büyük REÝS, diðeri de onu gönülden seven milletin kendisi. Milletin evlatlarý o gece destan yazdýlar. Onlarýn karþýsýna geçip nutuk atmak yerine onlara her anlamda layýk olmanýn yollarý aranmalý.
- 15 Temmuz’dan çok þey öðrendim. Bir yaným müthiþ sevinçli. O geceye tanýk olmak herkese nasip olmaz. Keþke Rabbim þehadet nasip etseydi diyorum. Milletimizin imanýyla neleri baþarabildiðine þahitlik etmek dünyanýn en büyük mutluluðu. O milletin bir evladý olmaktan ne çok iftihar duyduðumu kelimelerle anlatamam. 15 Temmuz’da hem imanýn, hem de sevginin gücünü gördüm. Milletimizin imanýnýn ve sevgisinin büyüklüðü karþýsýnda büyülenmemek mümkün deðil. O sinelerinde atan iman tanklarý yendi. O REÝS sevgisi ölüm kusan savaþ uçaklarýný secdeye getirdi. Milletimin yiðit evlatlarýnýn týpký Ebabil kuþlarý gibi o gece nasýl bir misyon üslendiklerine tanýklýk etmenin sevincini ve gururunu taþýyorum üstümde. REÝS sevgisi deyip geçmeyin. O sevgi, tankýn ve topun sindiremediði o büyük imandan neþet ediyordu çünkü. Ama bir yaným hüzünlü. Ýhanet hâlâ kol geziyor. Ýçimizden vurulduk asýl. En yakýnýmýzdakilerden hep ihanet gördük. Ve hâlâ ihanetçiler içimizde ve çevremizde. Ölümüne bizimle beraber olanlarla iyi günümüzden bizimle beraber olanlarý ayýrt etmezsek korkarým ki içimizdeki ihanete yenileceðiz bir gün. Ölümüne yanýmýzda olan milletimizin yiðit evlatlarýný baþýmýza taç etmezsek, onlarýn baþýna onlarýn sevgisine ve imanýna layýk olmayanlarý getirirsek þayet, korkarým ki Allah’ý ve milleti gücendirmiþ oluruz ki o zaman kendi ellerimizle sonumuzu hazýrlarýz! REÝS var olduðu sürece korkumuz yok bizim. Bu ihanet odaklarýnýn oyunlarýný boþa çýkartacaðýndan da eminiz. Lakin içimizdekilerden de ve etrafýmýzdakilerden de gözümüzü ayýrmamýz gerekiyor.
- Siyaseti dava olarak görenler ile meslek olarak görenler zor zamanlarda belli olurlar. Ýyi gün dostu olanlar ile kötü gün dostu olanlar da... Siyaseti kiþisel amaçlarý için meslek olarak görenler davasý ve kavgasý olanlarý kýskanýrlar, çekemezler. Onlarý itibarsýzlaþtýrmak için ellerinden geleni artlarýna koymazlar. Hep de hileli ve kalleþçe yöntemlerle... Hele ellerinde bir siyasi güç var ise dava sahiplerini tasfiye etmek için ellerinden geleni de yaparlar. Davasý olan yiðitler çabuk kýrýlýrlar, tez darýlýrlar. Yanlýþ gördüðünde tepki koyarlar. Ve gene meydan o siyaseti meslek olarak gören kifayetsiz muhterislere kalýr.
- Rabbim senden iki niyazým var benim: Birincisi, sen bizi kifayetsiz muhterislerin þerrinden ve hilelerinden muhafaza buyur! Ýkincisi ve en önemlisi, Rabbim sen bizi bu aziz millete layýk kýl!