Bugünler gelip geçecek. Türkiye, kimsenin kuþkusu olmasýn ki bu badireleri de atlatacak. Ancak yakýn geleceðin Türkiye’si nasýl þekillenecek. Ýþte asýl soru bu.
Siyaseti yeniden dizayn etmek, hatta daha net bir ifadeyle kodlarýný yeniden yazmak isteyen çevrelerin kolayca sonuç alabildiði bir ülke deðiliz. Tam da bu nedenle çatýþmalar sertleþiyor, deyim yerindeyse sanki hiç bitmeyecekmiþ gibi devam ediyor.
Ýstikrar kuþkusuz çok deðerli bir dengeyi ifade ediyor ve kaybetmeden de bunu anlamak kolay deðil. Bugün adeta çýldýrmýþçasýna istikrar ve dengeye savaþ açanlar, istediklerini aldýklarý takdirde bu ülkede kendilerini nelerin beklediðini gerçekten öngörebiliyor mu? Hiç sanmýyorum. Çünkü hiçbir zaman inþa fikri taþýmayan, yýkým anlayýþýyla hareket eden bir zihniyetin bunu görebilmesi imkansýz.
Suriye’deki kavganýn ne denli çetin olduðu ve hayli uzun bir zaman bölgesel ölçekte sonuçlar üreteceði, hatta küresel kavgalarýn da zemini olacaðý son Cenevre toplantýsýnda bir kez daha ortaya çýktý. Bu yangýnýn en sýcak hissedildiði ülke Türkiye. Sýnýrýn ötesindeki tehditler, Türkmenlerin yaþadýðý büyük sýkýntýlar ya da Kürtler üzerinden yapýlan hesaplar sorunun sýcak gündemini oluþturuyor.
Daha büyük bir parantezde ifade etmek istersek, Suriye, Türkiye için yönetilemediði takdirde kaos, tersi durumda derinlik ve güç anlamýna gelen bir baþlýk.
Irak’taki durumun artýk bir dengeye kavuþtuðunu söylemek mümkün olmadýðýna göre, burada ortaya çýkan sorunlarýn, yine en sýcak muhataplarýndan birisi Türkiye.
***
Bu iki örneði vermemin bir tek nedeni var. Türkiye’yi içeride kuþatmak isteyenlerin sýkça dikkat çektiði sorunlar, doðru yönetildiði takdirde güç unsuru haline gelebilecek özellikteler. Belki de içerideki yeni saldýrýnýn en büyük nedeni, Türkiye’yi etrafýndaki sorunlarý yönetemez hale getirip, yeniden ‘öngörülebilir’ kýlmak.
Hiçbiri tesadüf deðil. Israrla ve inatla yaklaþýk beþ yýldýr Baþbakan Tayyip Erdoðan etrafýnda oluþturulmak istenen ‘diktatör’, ‘sivil vesayet’ ve benzeri tartýþmalar, bugün için yapýlan ön hazýrlýklardý. Erdoðan, kesinlikle öngörülemez kabul ediliyor. Bunun üzerine demokrasiden uzaklaþmak, Avrupa Birliði’nden kopmak gibi sihirli ! örtüler eklenince, bir anda ülkenin uçuruma gittiði algýsý oluþturuluyor.
Baþbakan Erdoðan’ýn kritik Ýran ziyareti üzerine söylenenlere bir bakýn. Ýki komþu ülkenin bunca soruna raðmen masaya oturabilmesini önemsemek yerine, kör bir düþmanlýk icat etmeye gayret edenler, ne tesadüfse ayný çevreler. Bu iki ülke sorunlarýný büyütse daha mý iyi olacak? Çatýþma yaþasa bunun taraflara ya da bölge barýþýna ne tür bir katkýsý olacak? Suriye’ye raðmen, bölgedeki görüþ ayrýlýklarýna raðmen konuþabilir olmak daha deðerli deðil mi?
***
Saflar giderek netleþiyor. Bunun nereye kadar gidebileceði konusunda herkesin bir fikri olmalý. Benim tezim þu: Tayyip Erdoðan’ýn liderliði ve duruþu, beklenenden daha kararlý ve kuþatýcý bir portre çiziyor. Bu hem hesaplarý bozuyor, hem de savaþý sertleþtiriyor. Bunu seçmenin nasýl algýladýðýný da iki ay sonra sandýkta görme imkanýmýz olacak.
Sandýk mahkeme deðildir diyenler, milletin terazisiyle tarihsel sorunlarý olanlarýn safýna yazýlmaya neden bu kadar hevesliler bilinmez.Lakin giderek daha dar bir alana sýkýþan bu anlayýþýn, seçim yaklaþtýkça hangi kartlarý açabileceðine dair herkesin artýk bir fikri var.
Bakalým milletin terazisi bunlarý nasýl tartacak? Hep birlikte göreceðiz.