Hatýrlatmak gerekirse, 4 Eylül 2013 günü Milli Eðitim Bakaný Nabi Avcý’nýn açýklamalarýyla Seviye Belirleme Sýnavý yani SBS’nin kaldýrýldýðý netleþmiþti ve bu yýldan itibaren liselere geçiþ için yeni bir sýnav sistemine geçilmiþti.
Yeni sýnav sisteminin bazý önemli avantajlarý söz konusu. Örneðin, tek sýnav yerine daha çok sayýda sýnav yapýlmasý ve öðrencilere telafi hakký verilmesi, öðrenciler üzerindeki psikolojik baskýyý azaltma potansiyeli taþýyor. Gerçekten de, ilk dönem yapýlan sýnavlar sonrasýnda öðretmenlerle ve velilerle yaptýðým görüþmelerde, yeni sýnav sisteminin öðrenciler üzerindeki baskýyý azalttýðý yönünde yaygýn bir kanaat gördüm.
Ancak yeni sýnav sisteminin dershanelere olan ihtiyacý azaltmak ve liselere geçiþ sistemi üzerindeki baskýyý azaltmak gibi diðer amaçlarýný deðerlendirmek için henüz erken. Bunlar, önümüzdeki ay/yýllarda üzerine eðileceðimiz konular olacak. Bugün deðinmek istediðim konu, yeni sistemin potansiyellerinin ne derece kullanýldýðýna iliþkin.
Yeni sýnav sistemi
Yeni sisteminin en önemli avantajlarýndan biri, dönem ortasýnda Türkiye’nin bütün okullarýndaki eðitim seviyesinin net bir fotoðrafýný sunmasý. Bir baþka ifadeyle, sýnavlardan elde edilen veriler, eðitim sisteminin zayýf olduðu alanlarýn tespit edilmesi ve böylece dezavantajlý okullarýn ve öðrencilerin açýklarýnýn kapatýlmasý adýna kullanýlabilir diye düþünüyorum.
Ancak þu ana kadar MEB’in merkezi sýnav verilerini, eðitim sistemini iyileþtirme amacýyla kullandýðýna iliþkin bir çalýþma duymadým. Zaten en temel sýnav istatistikleri bile MEB tarafýndan paylaþýlmadý. MEB’in bu kararýnda, muhtemelen yarýþý artýrmama kaygýsý var. Bunu anlýyorum. Ancak Türkiye’nin bütün sýnýflarýndaki durumu en net þekilde bize gösteren böyle bir veri setinin araþtýrmacýlarla ve kamuoyuyla paylaþýlmasýnýn, faydalý olacaðýný düþünüyorum.
Þunu da eklemek isterim ki, sanýldýðýnýn aksine birçok geliþmiþ OECD ülkesinde, nispeten erken yaþlardan itibaren standart sýnavlar yapýlýr. Örneðin, Danimarka’da 2. sýnýf, Avustralya, Ýngiltere ve Ýsveç’te 3. sýnýf, ABD, Avusturya’da 4. sýnýf öðrencilerinin ya tamamý ya da tamamýný temsil eden bir kýsmý (örneklem) çeþitli derslerde standart sýnavlara girerler.
Bir örnekle ayrýntýlandýrmak gerekirse, ABD’de bütün 4., 8. ve 12. sýnýf öðrencilerinin durumunu izlemek için NAEP adý verilen bir sýnav yapýlýr. Bu sýnav sonucunda, tek tek öðrencilere herhangi bir belge düzenlenmez. Okullar için de tek tek sonuç belgesi düzenlenmez. Ancak büyük eðitim bölgeleri ve eyaletler için sonuç belgesi yani karne düzenlenir.
Dünyada yaygýn kullanýlan bu tür standart sýnavlarýn amacý, bizdeki gibi çocuklara puan verip, onlarý okullara seçmek ve ayrýþtýrmak deðildir. Amaç, daha ziyade, eðitim sistemini izlemek, geliþtirmek ve kamuyu bilgilendirmektir.
Ýþte bu çerçeveden bakýldýðýnda, yeni sýnav sisteminin sýnav sonuçlarýnýn, çok net bir Türkiye fotoðrafý verme potansiyeli taþýdýðýný düþünüyorum. Bu sonuçlar, mevcut sistemi iyileþtirme amacýyla kullanýlýrsa, o zaman eðitim sistemindeki mevcut eþitsizlikleri azaltma potansiyeli taþýmaktadýr.Böyle bir veri seti, eðitim sisteminin halka daha fazla hesap verebilir kýlýnmasý açýsýndan önemli.
Bir baþka ifadeyle, sadece çocuklarýn deðil, illerin ve MEB’in de karneye ihtiyacý var.
Düzeltme
Salý günkü yazýmda, Çalýþma Bakaný Faruk Çelik baþkanlýðýnda Kamu Personel Danýþma Kurulunun akademisyenlerin maaþlarýna zam konusunu da görüþeceðini belirtmiþtim. Birçok gazetede çýkan haberlere binaen böyle yazmýþtým. Ancak böyle bir toplantýnýn bu hafta gerçekleþmesinin planlanmadýðýný yetkililerden öðrendim. Akademik zam konusunun da içinde yer aldýðý çeþitli konularda halen çalýþmalar sürüyor. Düzeltir, okuyucularýmdan özür dilerim.