Türk futbolcusunun temel olumsuz özellliklerinden biri; oldum olasý hazýrlýk maçlarýný sevmemesidir. Sakatlanma riskinden korkar ve özel maçý külfet görür... Sanki þakaklarýna silah dayanmýþ gibi, hep; zorla oynatýlýyorlarmýþ hissini veren isteksizlik/temposuzluk/durgunluk gösterirler.
Ama dün gece, sanýlanýn aksine; hemen oyunun içine girdiler. Kýsa, seri ve net paslaþmalarla rakibin aklýný /dikkatini çeldiler. Toparlanmasýna izin vermediler. Pozisyon golüyle ve Cenk Tosun’un mekik iþi ustalýðý ile öne de geçtik.
Gol sonrasýnda da, oyuna giriþ yaptýðýmýz tempomuzu sürdürdük. Ama 21-31 dakikalarý arasýndaki 10 dakika içinde, Ýran’ýn pozisyonlarla zenginleþen tehlikelerine tanýk olduk. Bu anlarý da, kalecimiz Serkan Kýrýntýlý’nýn özgüven yüklü kurtarýþlarýyla, kazasýz atlattýk.
Devre arasýna girdiðimizde; milli takýmýn oyuna asýlmasýný, pozisyonlar üretmesini, istekli görünmesini, birbirleriyle uyumlarýný beðendik. Zaten fazlasýný beklemiyorduk,
***
Ýkinci yarýya da, ilkinin benzeri canlý/istekli/etkili baþlangýcý ile girdiler. Gene Cenk attý...
Sonrasýnda biraz gevþedik, elbette þahane oynamýyorduk. Fakat özel maçlardaki hastalýklý tutukluðumuzu üzerimizden atmýþtýk. Ýran zaten iyi deðildi. Bir þekilde yenerdik. Fakat uyumlu, dengeli, dayanýþmalý ve maçý ciddiye alan tavrýmýz; galip gelmiþ olmamýzdan çok daha fazla deðer taþýyor. Milli takým formamýza özen gösterdik.
Sezonun bittiði, futbolcularýn tatil fikrine odaklandýðý bir dönemde; özveri nitelikli futbol, umudumuz oldu.