Milli Güvenlik Kurulu kararlarý

Milli Güvenlik Kurulu 1933 yýlýnda Yüksek Müdafaa Meclisi Umumi Kâtipliði olarak kurulmuþ olduðu kabul edilir.

Çeþitli evrelerle, 1982 Anayasamýzýn 118inci maddesi ile bugünkü konuma gelmiþtir.

Milli Güvenlik Kurulunun gündemi Baþbakan ve Genel Kurmay Baþkanýnýn önerileri doðrultularýnda kurul genel sekreterliði tarafýndan oluþturulur. Ekim 2004 tarihine kadar muhtelif rütbede askerler tarafýndan Genel Sekreterlik yürütülmüþ, bilahare sivil þahýs tayini yapýlmýþtýr. Geçmiþte Albaydan Orgenerale kadar çeþitli rütbedeki askerler genel sekreterlik yapmýþtýr. Genel gözlemim, ordu darbe hazýrlýðýnda olduðunda genel sekreter, orgeneral oluyor. Orgeneral Vedat Garan 60 ihtilalinde, orgeneral Emin Alpkaya 1971 ihtilalinde, Halil Sözer orgeneral 1980 ihtilalinde, Ýlhan Kýlýç Orgeneral 1997 örtülü darbede, Tuncer Kýlýnç orgeneral, 2002’deki darbe hazýrlýklarýnda.

Bu kurum asker ve sivillerin oluþturduðu bir danýþma kuruludur. Askerlerin meþru zeminlerde hükümete görüþlerini aktarma platformu olarak görmüþümdür. O kuruldaki görüþmelerin kayda alýndýðý ve zabýt haline getirilen tavsiye kararlarý gizlidir. Gizli olmasý tavsiye kararlarýnýn hayati önem taþýmalarýndan deðil bizim basýn yolu ile çarpýtýlýp yanlýþ bir kamuoyu oluþturma ihtimalinden dolayýdýr.

2004 yýlýnda yapýlmýþ olan MGK toplantý zabýtlarýnda “Fetullah Gülen Cemaatine karþý alýnacak tedbirler tavsiye kararýnýn altýnda (on beþ madde olduðu) Baþbakan ile Dýþiþleri Bakanýnýn imzalarýnýn olduðu haberleri gündemde yerini aldý.

Hatýrlarsýnýz 2004 yýlýnda kamuoyu bugün yarýn idareye el konulacak dedikodularý ile çalkalanýyordu. O dönem ustalýkla atlatýldý. Kararlar hükümete bildirildi, Hükümet hiçbir uygulamada bulunmadý.

Rahmetli Özal döneminde de zaman zaman sivil hükümetin görüþlerinin aksine kararlar alýnýr, biz onlarý görmezden gelirdik, çünkü bunlar tavsiyeler idi. Her tavsiye uygulanýr diye bir kaide yok. Tabii bu tavsiye kararlarýnda þimdi Cumhurbaþkaný ve Baþbakan olan þahýslarýnýn imzalarýnýn olmasý, o tavsiye kararlarýný önemli hale getiriyor.

Bana göre dershane meselesi bu kararlara baðlanmamalý. Bu günkü bu problem uzun yýllar dershanelere karþý olan gruplarýn, Baþbakan nezdinde baþarýlý bir kulis faaliyeti yürütmelerinin sonucu.

Ben derim ki, topluma ve ferde zararý olmayan bir olgunun yasaklanmasý mümkün deðil yasaklansa dahi kýsa dönemde bu yasaktan vazgeçilir.