AK Parti dahil, siyasi partilerin ve güncel bir tartýþma olmasý hesabýyla söylemek gerekirse, cemaatlerin, vaktiyle üstünde düþünülmüþ birer ‘küresel siyasi proje olduðu tartýþmasý, tencere dibin kara seninki benden kara kývamýnda yapýlmazsa eðer siyasi geçmiþimizle yüzleþmeye katkýda bulunabilecek kadar önemli bir tartýþma halini alabilir.
Eski Türkiye’nin bu gayrý-milli ama içerde milli dayanaklarý ve aktörleri olan projelerle uzun yýllar yönetildiðini ve buna karþý gösterilen milli reflekslerin de çeþitli biçimlerde bastýrýldýðýný düþünenlerdenim.
Milliliðinden þüphe duyulan projelere en ufak bir itirazýn yapýlamadýðý yýllarda bir parti kuruyorsanýz, geçiþ aþamasýnda ‘küresel siyaset pazarýnýn’ kaide ve usullerini gözardý etmeniz mümkün olmaz.
Küresel aktörlerle, yerel dinamikler arasýnda kurulan iliþkiler sanýldýðý gibi her zaman küresel güçleri memnun eden bir hat ve zeminde ilerlemez ama.
Kuruluþta küresel güçlerin desteklediði söylenen AK Parti iktidarýnýn 12 yýllýk icraatý ve duruþu bunun en somut kanýtýdýr.
ABD ve AB, bence de AK Parti’nin iktidara gelmesini istedi. Bunun basit ve anlaþýlabilir bir sebebi var: Türkiye AK Parti ve askeri darbe seçeneðiyle karþý karþýya kaldý.
Ama bu defa darbeye kalkýþanlarýn yüzü Avrupa ve Batý’ya deðil, Avrasya’ya dönüktü ve ideolojik bir tercih ve donanýmla geliyorlardý.
Ergenekon sürecine bu açýdan bakmak, dünyanýn AK Parti iktidarýna yeþil ýþýk yakmasýný anlamaya yardýmcý olabilir.
***
Bugün, bir yandan bu muazzam siyasi deneyim var, ama bir yandan da kendi aralarýndaki ideolojik ayrýlýk noktalarýný bir yana býrakmýþ, ‘hükümet baþýmýzý dünyayla belaya soktu’ diye feryat figan ortalarda dolanan aydýnlarýmýz var.
Trajik bir durum. Trajik çünkü bu aydýnlarýn çoðunun hayatýna baktýðýnýzda, bütün ömürlerini Don Kiþot misali Batýnýn yel deðirmenleriyle savaþarak geçirdiklerini görürsünüz.
Netlik içinde ifade etmek gerekirse, bugün eðer bu ülkenin daðlarýnda Kuvay-ý Milliye güçleri dolaþsaydý, AK Parti’nin siyaset felsefesiyle hareket eder, Türkiye’nin aile içi kavgalarýný sona erdirmek ve zamanla kaybettiði özgüven duygusunu diriltmek için, milli politikalar takip ederlerdi.
‘Dünya beþten büyüktür’ derlerdi mesela, Ýsrail’e ‘One minute’ diye haykýrýr, Diyarbakýr’a gider ‘Kürt meselesi benim meselemdir, bu meseleyi ben çözerim’ derlerdi. Dersim için özür diler, Alevi sorununu masaya yatýrýr, adýmlar atarlardý.
Yani bugün AK Parti’nin yaptýðýný yapar, ülkenin bütün bu sorunlarýna milli çözüm ararlardý.
AK Parti bunu yapýyor bugün.
Mesela, Kürt meselesi gibi bir meseleyi, aslanýn aðzýndan alýnýp çýkarýlan bir lokma gibi küresel güçlerin egemenlik alanýndan alýyor ve milli bir çözüm gerçekleþtiriyor.
Bu milli proje kiminle hayata geçiyor peki?
Abdullah Öcalan’la ve Öcalan’ýn liderliðini yaptýðý siyasi hareketin temsilcisi olan partiyle, yani HDP’yle..
PKK neydi peki milli bir projesi mi Kürtler’in?
Herhalde bu iddia edilemez. Kuruluþ aþamasýndan baþlayarak ‘millilik’ konusunda epey tartýþmalý bir tarihe sahiptir PKK. Öcalan’ýn bu konuda söyledikleri son derece aydýnlatýcýdýr ama bu döneme dair bir tarih yazýlacaksa bir gün, Öcalan’ýn söyledikleri, yazdýklarý yetmeyebilir durumu anlamaya.
Türkiye’deki milli ve gayrý milli kavgasýna ya da küresel siyasi proje tartýþmalarýna, içinde bulunduðumuz siyasi sürecin hakikatleri ve dinamikleriyle baktýðýnýzda karþýlaþacaðýnýz tablo sizi çok þaþýrtabilir.
Biliyoruz tabi, küresel siyasi pazarýn en ilginç ama en çok tahribat yapmýþ beynelmilel projeleri maalesef bizim topraklarýmýzda pazarlandý, alýcý buldu ve hayata geçirildi.
O kadar ki, bu ülkenin Baþbakaný, Öcalan Türkiye’ye teslim edildiðinde, bunun sebebini anlayamadýðýný söylemiþti.
PKK ilk toplantýlarýný Ankara Çubuk’ta yaptý, Lice Fis köyünde kuruluþunu ilan etti.
Partinin kurucularý dahil her þey tamamen milli görülüyordu.
Sonra bu hareket Ortadoðu’nun belirsiz ve habire deðiþen jeopolitiðinin içine yuvarlandý.
Bekaa’da üstlenip Türkiye’yle savaþan PKK, ne kadar ‘milli’ deðil idiyse, bugün Türkiye’ye karþý otuz yýldýr sürdürdüðü savaþýný durdurmanýn karar aþamasýna gelmiþ bir PKK o kadar millidir.
Peki bu süreç yaþanýyorken, PKK’ye silahlý mücadeleye girmesi için el sallayanlar, çözüm sürecini boþa çýkarmak için bin bir çeþit plan-proje geliþtirenlerin, üçüncü göz diye tutturanlarýn ‘milliliðinden’ kimliklerindeki TC ibaresinden baþka, geriye ne kaldý acaba?
Yormayýn kendinizi, AK Parti Türkiye’nin yakýn ve uzak tarihinin en milli en Türkiyeci siyasi projesidir.