Milli Takım, Arda, yeni ufuklar…

Siyasette uzlaşma/yumuşama tartışması devam ederken, bir milli maç zaferi, futbolcu Arda, bütün Türkiye'yi sevindirdi, kaynaştırdı.

Futbolla ilgisi olmayanlar bile bu sevince ortak oldular.

Arda'nın sağ eline kalbinin üstüne, götürerek sol eli ile şehadet işareti yapması gönülleri fethetti.

Arda Güler, gol sevincini neden böyle ifade ettiğini şöyle anlatıyor:

"Gol sevincimin anlamı tevekküle dayanıyor. Her şeyin Allah'tan geldiğine inanıyorum. Çok çalışıyorum, gerisini Allah'a bırakıyorum."

İspanya Ligi takımlarından Real Madrid forması giyen milli futbolcu Arda Güler, 19 yaşında.

Bu yaşta, kimilerinin ümidini kestiği gençlik adına ne güzellikler vaat ediyor...

Onu, Almanya'daki Türkiye-Gürcistan maçında attığı golden sonra sadece bütün Türkiye değil dünya konuştu/konuşuyor.

Türkiye'nin tanıtımı, sempatisi için futbolun, milli takımın, Arda'nın estirdiği rüzgâr, Dortmund Stadı'nda duygusal bir atmosfer oluşturdu.

Bir ara statta yankılanan "bir başkadır benim memleketim" şarkısına, on binlerce Türk taraftar hep bir ağızdan eşlik etti. Futbolcular topluca taraflara gitti, bazılarının gözyaşlarına hâkim olamadıkları görüldü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, EURO 2024'te ilk galibiyetini alan A Milli Futbol Takımımızı telefonla arayarak kutladı. Arda Güler ile de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Devamını da bekliyoruz" dedi.

İsabetli bir söz var; "futbol sadece futbol değildir."

İnsanlığın başına bela olan, Allah'ın eşrefi mahlûkat olarak yarattığı insanın fıtratı ile oynayarak onu aşağıların en aşağısı konuma sürüklemek isteyen organize şer şebekeleri var.

İnsanlığa karşı fitne fesat, kötülük peşinde koşarken sadece güç kullanarak zulmetmiyorlar.

Bilhassa günümüzde spor, sanat, müzik, sinema, televizyon, moda gibi toplumları adeta hipnotize eden pek çok yolu/zemini kullanıyorlar.

Bir bakıyorsunuz; tankla, topla, nükleer silahlarla saldırılanların arkasındaki güç ile ekonomik saldırıların arkasındaki güç, sinema/sanat/ kültür/moda/medyanın arkasındaki güç aynı...

Tıpkı darbecilerin/cuntaların arkasındaki gücün de aynı olması gibi...

20'li yaşlarda öğrendiğimiz hakikat hiç değişmedi: Millet var, bir de millet düşmanları var... Hak var, bir de batıl var...

Aslında evet, insanlık ile insanlık düşmanları karşı karşıya...

İşte İsrail'in Gazze'deki katliamları ve ona destek veren sözde medeni Batı dünyası.

Bütün melânetlerin arkasındaki maskeli yüzler bunlara ait...

Spora, futbola, sanata, müziğe, sinemaya yan bakmak bir şey ifade etmiyor.

Tam tersine bu zeminlerin hepsinde hakkı, hakikati, ahlâkı, dürüstlüğü, insanlığı savunan eserler, kahramanlar çıkarmalıyız.

Milli takım ve Arda, başarıları ile bize ışık tutuyor.

Biz bu başarılara sevinir, kenetlenirken, Milletimizin ve devletimizin her başarısından rahatsızlık duyanları unutmayalım.

Bir örnek verelim.

Ekşi Sözlük diye etki ajanlarının yapamayacağı kadar yıkıcılık yapan bir sosyal medya platformu var.

Bu platformda Arda'nın gol sevincine yapılan yorumlardan bazıları:

"Avrupa'ya futbolcu mu gönderiyoruz yoksa Arap'ın dini için misyoner mi, belli değil.

Gereksiz bir hareket yapıyor. Yurt dışında Türkiye'yi ve Türkleri bu şekilde temsil etmemelidir.

Türkiye'nin laik imajını lekeleyen bir hareket. Yobazlık gösterisi...

Türk gibi sevinmesini isterdim, Arap gibi değil."

İspanyollar, Arda'nın gol sevincine saygı duyar, sempati beslerken, içimizdeki kirli yürekler kin kusuyor.

Evet, oluklar çift; birinden nur akıyor, birinden kir...

(Milli güvenlik ve kamu düzeninin korunmasını gerekçe gösteren mahkeme kararı ile Ekşi Sözlük'e erişim engeli getirilmişti. Anayasa Mahkemesi, Platformun başvurusu üzerine erişim engelinin, 'ifade özgürlüğü ihlâli' olduğuna karar vererek erişim engelini kaldırdı.)