Shahira Mehrez gibi bir hanýmefendi ile Kahire’de karþýlaþmak Batý Asya’daki diktatörlüklerin yarattýðý yýkýmý anlayabilmek açýsýndan büyük bir þans. 70 yaþýndaki bu sanat tarihçisi “bilge kiþi”, 1971-2006 yýllarý arasýnda Mýsýr’da gerçekleþtirilmiþ bütün gösterilere öncülük etmiþ bir isim. Gülerek, “2006’dan sonra gösteri sayýsý çok arttý, bu nedenle ancak seçerek katýlabildim” diyor. Hüsnü Mübarek diktatörlüðüne karþý sesini Tahrir Meydaný’ný dolduran milyonlardan çok önce yükseltmiþ. “Bazen o meydanda 300 kiþi olurduk, çevremizde 3 bin polisle birlikte” diye anlatýyor... Vurguladýðý ana nokta ise çok acý verici: “Diktatörün arkasýnda býraktýðý ülkeye bir bakýn. Yüzde 50’si fakirlik çizgisinin altýnda yaþayan, yüzde 25’i okur-yazar olmayan bir ulus. Diktatörlükler dilenen ve cahil insanlarýn üzerinde kendilerini rahat hissediyorlar. Biz þimdi bu nüfusla bir demokrasi inþa etmeye çalýþýyoruz. Siyasi tartýþmalarda ne dendiðini anlamayan, bir erzak torbasýna oyunu satabilen insanlar ile ülkemizin sorunlarýna demokrasi sürecinde çözüm arayacaðýz. Diktatörün zulmü asýl þimdi baþlýyor.” (Demokrasi... Diktatörler... Savaþ... STAR, 8 Ekim 2012)
Yukarýdaki satýrlarý, devrim sonrasý gittiðim Kahire’den aktardým. Shahira Mehrez’in Hüsnü Mübarek’in arkasýnda býraktýðýný söylediði “esas zulüm” geldi, seçimle iþbaþýna gelmiþ Cumhurbaþkaný Muhammed Mursi’yi vurdu!.. Neden? Bakýn, onun da cevabý yazdýklarýmýzda var...
8Mýsýrlý gençler ile konuþtuðumda, Hüsnü Mübarek’e karþý Tahrir Meydaný’nda yükselttikleri, “Onur, Demokrasi, Sosyal Adalet” sloganýnýn arkasýnda bugün de durduklarýný ve “daha yürümeleri gereken uzun bir yol olduðuna” inandýklarýný görüyorum. Bu gençler, “yýkýlmaz” gibi görünen bir diktatörlük yönetimini kýsa bir süre içinde yok ettiler. Onurlarýný kazandýklarýna, demokrasiyi kurmaya baþladýklarýna inanýyorlar ve sýranýn artýk sosyal adalete geldiðini düþünüyorlar. Ýþte tam bu noktada, Mýsýr’ýn ve tabii ki dünyanýn gerçekleri devreye giriyor. Muhammed Mursi’yi cumhurbaþkanlýðý sarayýna taþýyan o “dip dalga” þimdi ondan yaþamýn her alanýnda adaleti saðlamasýný bekliyor. Bir gerçek çok açýk: Mýsýr halkýnýn demokrasi bilincinde bizlerden alabileceði yüksek dersler yok, ama, asýl beklentileri, ekonomik destek alanýnda þekilleniyor. Çünkü Mýsýr, kýsa zaman içinde ekonomisinde belirgin bir düzelme saðlayamaz ve dün Tahrir Meydaný’ný doldurmuþ gençlerine geleceðe dönük umudu yükselten ekonomik baþarý öyküleri yaratamazsa, bu ülkede demokrasinin de iþinin güçleþeceðini düþünmek zorundayýz. Mýsýr’da en büyük tehlikenin, “deðiþen ne oldu?” sorusunda þekilleneceðini görmemek mümkün deðil. (Mýsýr’da son durum, STAR, 3 Ekim 2012)
Yani, Mýsýr’da bugün yaþanýlanlarýn geleceði belliydi. “Korkunç” olarak adlandýrabileceðimiz ekonomik koþullarý düzeltemeyen her yönetim, Tahrir Meydaný ile yüzleþmek zorunda kalacak. Bu nedenle, salt ekonominin içinde bulunduðu çözülmesi çok zor koþullar nedeniyle “muhtýra” kelimesini dünya manþetlerine taþýyan Mýsýr ordusu, yönetime açýkça el koyar mý, þüpheliyim. Koyduðu zaman bilin ki, Mýsýr, kýsa zaman içinde halk ile ordunun sokaklarda karþý karþýya geleceði Suriye’dekinden çok daha büyük bir iç hesaplaþmanýn içine girecektir. Generallerin elinde sihirli deðnek yok, aç kitleleri tank zoruyla evlerinde tutabilecek kadar güç de...
Deðiþime ara verilemez
Pekiyi, bütün bu geliþmeler önlenemez miydi? Önlenirdi. Yine arþivimize bir göz atalým:
8Mýsýr’da yaþanýlanlar, Türkiye açýsýndan da önemli bir örnek. Demokratikleþme sürecinin vazgeçilmez kilometre taþý “demokratik anayasa”da yaþanýlan her gecikmenin faturasýnýn çok aðýr olduðunu gösteriyor. Mýsýr’ýn þu anda anayasasý yok ve ülkenin seçimle iþbaþýna gelmiþ tek “meþru” makamý cumhurbaþkanlýðý... Demokratik anayasayý yazmak için kurulan Anayasa Komisyon u ise bir türlü ilerleyemiyor ve ülke, büyük bir siyasi çalkantýya doðru yuvarlanýyor. Eðer “yeniyi” kuruyorsanýz, elinizde toplumun tüm kesimlerinin üzerinde anlaþtýðý “yeni ve demokratik bir anayasa” olacak...Olmazsa... Her yer Tahrir Meydaný...(Mýsýr neden kaynýyor, STAR, 26 Kasým 2012)
DÝP NOT: Mýsýr’da gözler Obama’da. Mýsýr ordusunu kýþlasýnda tutabilecek tek güç Amerikan Baþkaný. (Orduya Amerikan bütçesinden yýlda 1.4 milyar Dolar veriyor!) O durduramazsa bilin ki, Amerika da Mýsýr’ýn geleceðinden ümidi kesmiþ demektir.