Mýsýr'a Ak Parti dersleri

Ýslam âleminin durumu sizi de üzüyor mu? Doðrusunu isterseniz ben üzüntüyle birlikte biraz da utanma duygularý içerisindeyim. Büyük ümitlerle karþýladýðýmýz Arap Baharý iyi kokular yaymýyor. Bu sürecin sýkýntýlý geçeceði beklenmiyor deðildi, ama kan akmasý bekleniyor muydu? Bugün Mýsýr'da kan var, Suriye'de kan var, Irak'ta kan var. Libya ve Tunus þimdilik sancýyý kana bulaþmadan götürüyorlar, fakat herkeste oralardan da kötü haberler gelir mi korkusu var.

Utanç kaynaðýmýzýn birinci sebebi Mýsýr'da darbe olmasýdýr. Ýslam dünyasý bu konuda yeterince acý yaþadý. Cezayir bir örnek, Türkiye bir baþka örnek. Mýsýr bunu yaþamamalýydý. Bir teselli pýnarýmýz var yine de… Darbeye itiraz eden Mýsýrlý milyonlar. Bu konuda ümit var olabiliriz.

Darbenin gerekçesi olamaz. Benim kaygým baþka. Acaba bu darbe önlenebilir miydi? Acaba Mýsýr'da darbe ortamýný ortadan kaldýrmak mümkün müydü? Acaba darbeyi önlemek için Cumhurbaþkaný Mursi ve Müslüman Kardeþlerin yapabileceði bazý þeyler var mýydý? Ýþte bütün bunlarý Ak Parti baþardý Türkiye'de. 28 Þubat ortamýný düþünelim. O günün antidemokratik arayýþlarý bugün yargý önünde. Ak Parti kadrolarý 28 Þubat'tan çýkardýklarý derslerle bugüne geldi. Kendisine çeki düzen verdi, derlenip toparlandý, yeni bir söylem geliþtirdi. Demokrasiyi yerleþtirmek için çok iyi bir ekonomi programýna sahip olmak gerekiyordu. Tersi de doðru. Ýyi bir ekonomik düzen kurmak için de yüksek standartlara sahip bir demokratik ortama ihtiyaç vardý. Ak Parti bu iki önemli iþi birlikte yürüttü. Ýþin zorluðu ortada. Baþarýlý ekonomik performansa raðmen Ergenekon ve baþka adlar altýnda ne çok darbe teþebbüsü olduðunu biliyoruz. Bir de ekonominin zaaflar içinde olduðunu düþünün. O zaman darbelere karþý koymak daha bir zor olacaktý.

Mýsýr'da þu andaki durum bizdeki 28 Þubat dönemine benziyor.

Ekonominin bir türlü yolunda gitmemesi de darbecilerin iþini kolaylaþtýrmýþa benziyor.

Bundan sonra ne olacak Mýsýr'da? Bir kere demokrasi ile tanýþan bu ülkenin er ya da geç bir seçime gideceði açýk. Mühim olan yapýlacak seçime Müslüman Kardeþlerin katýlabilmesidir. Ýþte bu noktada Müslüman Kardeþler, bir taraftan yapýlan darbeye karþý dik duruþunu korurken diðer taraftan yapýlacak seçime, önce girmenin sonra da halka yeni bir program sunmanýn arayýþý içerisinde olmalýdýr. Ak Parti kadrolarýnýn baþardýðý budur.

Mursi ve arkadaþlarýnýn darbeyi niçin önleyemediði basit söylemler dýþýnda ele alýnmalýdýr. Baþka ülkeleri suçlamak, öfkeye kapýlmak kolaydýr. Zor olan kendi kendini hesaba çekebilmektir. Þunu unutmayalým: Bundan sonra Mýsýrlýlar için en önemli husus, Müslüman Kardeþlerin seçime girmesini ve Mursi ve arkadaþlarýnýn serbest býrakýlmasýný temin etmektir.

Darbecilerin Müslüman Kardeþleri yasaklama giriþimleri þimdiden baþladý. Bu kargaþanýn bir iç savaþa dönüþme ihtimali de vardýr. Ýç savaþý önlemek için fedakârlýk yine Müslüman Kardeþler Örgütüne düþebilir. Onlarýn bu fedakârlýktan kaçmamasý gerekir diye düþünüyorum.

Suriye'de olup bitenler yalnýz bizim için deðil tüm dünya için utanç kaynaðý deðil mi? Bir anda ölen binlerce insan kimyasal silah kurbaný. Uluslararasý örgütler, baþta BM Güvenlik Konseyi, bu katliama açýkça çanak tutmuþtur.

Irak'ta her gün onlarca insan ölüyor. Bunu kanýksadýk mý ne? Artýk gündemlere bile girmiyor bu ölümler. Mezhep kaygýsýnýn bir ülkeyi nasýl felaketlere götürebileceði Irak'ta görülmüyor mu?

Afganistan ve Pakistan'ý ne siz sorun, ne ben söyleyeyim.

Ýslam dünyasýnýn hali iyi deðil. Bu sebeple, Türkiye, yýldýzýný daha da parlatmak zorunda.