Mýsýr’da önceki gün gerçekleþen askeri darbeye karþý dünyada ve bölgede bazýlarýmýzý þaþýrtan tepkiler ortaya çýktý. Darbeye karþý çýkan veya destek veren kimi aktörler sürpriz oldu birçoðumuz için. Mesela Ýhvan-ý Müslimin kökenli siyasi iktidarýn “dini kimliði” yüzünden devrilmesine “dini kimliði” belirgin bir devlet olan Suudi Arabistan’ýn destek vermesi þaþýrtýcý bulundu. Ayný þekilde Mýsýr’daki Selefilerin askeri darbeyi desteklemelerine de ilk etapta anlam veremeyenler oldu. Hatta Ezher Þeyhi’nin Kýpti Kilisesi Patriði ile beraber askerlerin yaný baþýnda durup seçilmiþ cumhurbaþkanýnýn “görevden alýnma” kararýna fiilen onay ve destek vermesi tuhaf bulundu.
Bu þaþkýnlýklarýmýz büyük ölçüde Mýsýr’ýn siyasi ve toplumsal þartlarýný ve özelliklerini yeterince bilmemekten kaynaklanýyor.
Ayný zamanda Ýhvan-ý Müslimin cemaatinin hem Mýsýr’da hem de Arap dünyasýnda taþýdýðý anlamdan haberdar olmamak da bu darbenin kimler için ne anlam ifade ettiðini anlamamýzý zorlaþtýrýyor.
Bir defa Mýsýr’daki siyasi iktidarýn “dini kimliði” yüzünden devrildiðini söylemek pek doðru deðil. Mursi ve arkadaþlarýnýn çeþitli alanlarda tercih ettikleri “siyaset” farklý olsaydý taþýdýklarý dini kimlik çok da önemli olmazdý herhalde. Zaten ülkedeki Selefi gruplarýn taþýdýðý dini kimliðin renginin Ýhvan’ýn yanýnda çok daha koyu tonlarda olduðu düþünülürse meselenin “din/laiklik” meselesi olmadýðý kolay anlaþýlýr.
***
Ýhvan-ý Müslimin ortaya çýktýðý günden bu yana bölgedeki rejimler tarafýndan çoðunlukla ciddi bir tehdit unsuru olarak algýlanmýþ olan bir cemaat. Özellikle Arap Baharý ile birlikte bu tehdit algýlamasý yeniden güncellendi.
-Siyasette demokratikleþmeyi, dinin yorumlanmasýnda ise tasavvufu da dýþlamayan ýlýmlý Sünni geleneði temsil eden Ýhvan çizgisi özellikle Suudi Arabistan’ýn bölgedeki etkinliði açýsýndan tehlike kaynaðý. Dolayýsýyla Suudlarýn Mýsýr’daki Mursi yönetimi karþýtlarýnýn sokaða dökülmesine yol açan karýþýklýðý ve nihayet askeri darbeyi bütün güçleriyle desteklemeleri manasýz ve mantýksýz deðil. Mýsýr’daki Selefilerin darbe karþýsýnda gösterdikleri tutum da tamamen bununla ilgili.
-Ürdün zaten bugünlerde fiilen kendi Ýhvancýlarýnýn tehdidi altýnda bulunan ve büyük ölçüde Suudilerin desteðiyle ayakta duran bir rejime sahip olduðu için Mýsýr’daki askeri darbeye destek vermeseydi sürpriz yapmýþ olurdu!
-Ýsrail’in darbeye desteði de yeterince anlamlý. Çünkü Mýsýr’da iktidara gelen Ýhvan’ýn Filistin’deki koluyla mücadele ediyor. Mýsýr’ýn devrimden sonra bir anda Hamas’ýn bölgedeki en güçlü iki destekçisinden biri haline gelmesi Ýsrail’in Mursi yönetimine bakýþýný anlamak için baþkaca bir sebep aramayý gereksiz kýlýyor.
-Suriye’deki Esed rejiminin Mursi’yi deviren darbeyi desteklemesi de yine kendi ülkesindeki Ýhvan cemaati öncülüðündeki harekete karþý sürdürdüðü silahlý mücadele baðlamýnda anlaþýlabilir bir durum.
***
Buna mukabil, Suriye’deki iç savaþta Esed yönetimini destekleyen Ýran’ýn Mýsýr’daki darbeye karþý çýkan ülkeler listesinde yer almasý þaþýrtýcý hatta çeliþkili bulunabilir. Bugünlerde özellikle Suriye’de Ýhvan çizgisiyle fiili bir çatýþma içinde olan Ýran’ýn Mýsýr’daki darbeye karþý çýkmasý büyük ölçüde en büyük bölgesel rakibi olan Suudi Arabistan’ýn etkinliðinin artmasýný kendisi için daha ciddi bir tehlike olarak görmesinden dolayý.
Katar’ýn tutumu da yine Suudlarla rekabete dayalý tatlý sert iliþkileri çerçevesinde anlaþýlabilir.
Türkiye’nin darbeye karþý net itirazý ise askerin devirdiði Mursi yönetiminin “Türkiye modeli”ni uygulama arzu ve çabalarýndan baðýmsýz olarak ele alýnamaz. Biraz önce “siyasette demokratikleþmeyi, dinin yorumlanmasýnda ise tasavvufu da dýþlamayan ýlýmlý Sünni geleneði temsil eden Ýhvan çizgisi” derken bunu kastetmiþtim.