Mýsýr 1882’de Osmanlý’dan koparýlarak Ýngiliz iþgaline girdi gireli iki yakasý bir araya gelmedi. Mýsýr’ýn ilk “baðýmsýz” Kralý Fuad, Hidiv Ýsmail Paþa’nýn oðluydu. Ýtalya ve Ýsviçre’de eðitim gördükten sonra ülkesine döndü; Hidiv II. Abbas Hilmi Paþa’nýn yaveri oldu. Abbas Hilmi Paþa, Osmanlý’dan yanaydý ve bu duruþunu 1914’te açýkça sergilemeye baþlayýnca Ýngilizler onu devirdi, amcasý ve Fuad’ýn aðabeyi Hüseyin Kamil Paþa’yý Mýsýr Sultaný ilan etti, Mýsýr’ý da “korumasý altýna” (protectorate) alýverdi.
Hüseyin Kamil 1917’de ölünce yerine, Ýngiltere’nin onayýyla, Ahmed Fuad, I. Fuad olarak Sultan ilan edildi. Ancak “Doðu’da Ýngiliz’in oyunu biter mi hiç?” diyen Abdülhamid Han’ýn görüþleri bir kez daha doðru çýktý, çünkü Ýngiltere, Batý uygarlýðýna ulaþmak için Avrupalýlarla iþbirliðine soyunacak bir siyasi parti istedi. Ýçinde Saad Zaglul’un da bulunduðu Ümmet Partisi’nin kurulmasný destekledi. Böylece Mýsýr’da filizlenen milliyetçiliðin baþýný ezebileceðini düþünmüþtü. Evdeki hesap çarþýya uymadý, Zaglul, dünya savaþý sonrasýnda üç arkadaþýyla Vafd Partisi’ni kurdu, Ýngiltere’nin baðýmsýzlýk görüþmelerini baþlatmasýný istedi. Ýstekler reddedilince Zaglul’a baðlý gizli örgütler ayaklandý. Ýngiltere Zaglul ve üç arkadaþýný 1919’da Malta’ya sürgüne yolladý. Ülkesine döndükten bir süre sonra, sýnýrlý Ýngiliz egemenliðini dahi kabul etmediðinden tutuklanýp Seyþel Adalarýna sürgüne yollandý. Ardýndan Ýngiliz Hükümeti Þubat 1922’de tek taraflý olarak Mýsýr’a sýnýrlý baðýmsýzlýk tanýdý; içiþlerinde baðýmsýz ama dýþiþlerinde Londra’ya baðýmlý olacaktý bundan böyle.
Ýlk yapýlan seçimlere katýlmasý için Zaglul serbest býrakýldý, Vafd ezici bir çoðunluk saðladý, 1924’de de Zaglul Baþbakan oldu. Ama tam baðýmsýzlýk istediðinden sokaklar durmadý, General Lord Allenby’nin emriyle Zaglul istifa etti. Ve 1926 seçimlerini Vafd kazanmasýna raðmen Ýngilizler koalisyon hükümeti kurdurdu, Zagluk Meclis Baþkaný oldu, kýsa süre sonra da öldü.
***
Bu arada Kral Fuad toplumsal ve dinsel konularda el-Ezher Üniversitesiyle iþbirliði yaparak önemli ölçüde hallk desteði saðlamýþtý. Ve 1930’da parlamentoyu daðýttý, eski anayasayý çöpe attý, yeni seçim yasasýný yürürlüðe koydu; 1931’de Vafd’ý dýþarýda býrakan seçimler yapýldý... Fuad 1935’te ölünce yerine oðlu Faruk geçti. Faruk daha 16 yaþýndaydý ve II. Dünya Savaþý yýllarýnda Mýsýr’da Ýngiliz varlýðýna karþý tarafsýz kalmaya çalýþtý. Barýþtan sonra kurulan Ýsrail’e karþý giriþilen savaþta alýnan aðýr yenilgi ve Ýngiliz iþgalinin sürmesi, milliyetçiliðin yeniden güçlenmesine neden oldu ve Cemal Abdül Nasýr önderliðinde Hür Subaylar Hareketi 1952’de Faruk’u tahttan çekilmeye zorladý. Yerine çocuk yaþýndaki II. Fuat geçtiyse de, Mýsýr bir yýl içinde cumhuriyet ilan etti. Ve böylece Mýsýr ordunun egemenliðine girdi... Ta Muhammed Mursi seçilinceye kadar!
Nasýr, Enver Sedat, Mübarek hep askerdi. Ve Mýsýr’ý demir yumrukla yönettiler. Nasýr Tito ve Nehru’yla Baðlantýsýzlar Hareketi’nin önderliðine soyunuca ABD’yle Ýngiltere Asvan Barajý’ný finanse etmeyeceðini açýkladý. Nasýr da Süveyþ Kanalý’ný millileþtirme yolunu seçti; baþlangýçta batý yanlýsýyken Sovyetler’den yana çark etti; Arap ülkelerinde “gericiliðin” kalkýnmaya engel olduðunu söyleyerek Arap Sosyalist Birliðini kurdu. Sovyet yardýmýyla Asvan Barajý bitti, sanayileþme hýzlandýrýldý, köylülere toprak daðýtýldý, kadýnlara çeþitli haklar tanýndý, eðitim yaygýnlaþtýrýldý. Ancak siyasi muhalefeti yok etti, son derece baskýcý, bunaltýcý, tam anlamýyla devletçi bir düzen kurdu.
Nasýr’ýn ölümünden sonra beþe geçen Enver Sedat’sa Ýsraille geniþ iþbirliðine girdi. Altý gün savaþýnda Ýsrail’in eline geçen Sina Yarýmadasý’ný da Mýsýr topraklarýna kattý. Begim’le birlikte Nobel Barýþ Ödülü aldý! Derken 1981’de bir suikast sonucu öldürüldü. Öldüren Yüzbaþý Halid el-Ýslambuli miliyetçiydi. Sedat’ýn “Mýsýr’ý batýya ve Ýsrail’e sattýðý” kanýsýndaydý ancak Mýsýr basýný onu “aþýrý dinci” olarak tanýmladý. Ardýndan otuz yýl süren Mübarek dönemi baþladý. Mübarek Arap Baharý’nýn sonucu olarak 2011’de görevinden ayrýlmak zorunda kaldý. Ve demokrasi geldi Mýsýr’a. Gelmesiyle alaþaðý edilmesi uzun sürmedi ama! Mýsýr tarihinin gerçek anlamda tek halk oyuyla seçilen Baþkaný Mursi 30 Haziran 2012’de seçildi, 3 Temmuz 2013’de ordu tarafýndan bir darbeyle görevinden alýndý... Ve Sisi dönemi baþladý. Ne kadar süreceðiniyse hep birlikte göreceðiz!