Mit’in Kosova’dan 6 FETÖ’cüyü yakalayıp Türkiye’ye getirmesiyle yeni bir dönem başladı. Bakın MİT’e dış operasyon yetkisi veren yasa değişikliği ilk gündeme geldiğinde buna önce FETÖ itiraz etmişti biliyorsunuz. “Türkiye Muharebat devleti oluyor” demişlerdi.. Devlet bu saçma sapan saldırılara kulaklarını tıkamış, gidip aralarında Muhasebeci Kenan’ın da olduğu Musul Konsolosluk baskınında DEAŞ’ın rehin aldığı 49 kişiyi tereyağından kıl çeker gibi bir operasyonla kurtartmıştı.. Şimdi bizim gördüğümüz Kosova’da FETÖ’nün 6 kritik adamı yakalandı. Bizim gördüğümüz diyorum çünkü özel operasyonlar dairesinin nasıl çalıştığını, hangi coğrafyalarda kimlerin ensesinde olduğunu falan bilmiyoruz. Belki de bu zamana kadar bambaşka operasyonlar da oldu fakat duymadık. Düşünsenize bir sabah bir bakmışsınız, Fethullah Gülen İstanbul’da. Humeyni gibi gelecekti ama kısmet belki de Öcalan gibi gelir. Uçaktan bir video atarlar önce; “Fethullah Gülen Memlekete hoşgeldin..” (..) “Ben ülkemi severim. Annem de Türk'tü. Eğer bir hizmet gerekirse yaparız…” Bu sözleri hatırladınız değil mi?.. Evet Öcalan’ın uçakta ilk söylediği sözlerdi bunlar.. Şimdi benzer bir tabloyu çok yakında yeniden göreceğiz sanırım.. Ve bu vesileyle firari FETÖ’cüler için bir de tavsiyem var.. Bakın geceleri öyle çamaşırlarınızla falan yatmayın. Zira baskın anında çekilen ilk kare fotoğraf, utanç tablosu gibi yıllarca basılıyor gazetelere.. Kosova deneyimini kendinize referans alın, geceleri takım elbiseyle sandalyede şekerleme yapın. Bir operasyon olursa yakışıklı çıkarsınız diye diyorum. Başkasına da yapmam bu kıyağı..
İspanya, kraliyet ailesinin Paskalya kutlamaları sırasında çekilen görüntülerini servis etmişler. Palma de Mallorca Katedrali önünde.. Kral Felipe'nin annesi Kraliçe Sofia, iki torunuyla beraber fotoğraf çektirmek için poz vermeye çalışıyor.. Kral’ın eşi Kraliçe Letizia ise kollarının altına torunları 10 yaşındaki Sofia ve 12 yaşındaki Leonor'u alan Kraliçe Sofia'nın sürekli önüne geçerek fotoğraf çektirmelerine engel oluyor. Hatta Kraliçe Letizia, kayınvalidesinin kızının omzu üzerindeki elini indirmek için hamle yapıyor, bunun üzerine kayınvalide gelininin kolunu itiyor. Şaka yapmıyorum. İki Kraliçe, sokak ortasında bildiğin gelin-kaynana kavgası yapıyorlar.. Benim babaannem rahmetli, kayınvalidesiyle‘bir takım’ sorunlar yaşadığını söylerdi.. Rahmetli annem ise ‘kendi kaynanasıyla bu kadar sorun yaşamış olmasına rağmen neden bana kök söktürüyor’ diye isyan ederdi.. Eşim de, kayınvalidesinin kendi kaynanasından çektiği halde neden kendisine kötü davrandığını bilemediğinden yakınırdı.. Oğlum da şimdi diyor ki,‘annem benim kız arkadaşlarımdan ne istiyor?’ Senden bir şey istediği yok oğlum.. İspanya kraliçesi bile olsa, kaynana kaynanadır, gelin de gelin..
CHP’yi biliyorsunuz.. Bir takım doğruları, değişmezleri var. Mesela ağaç.. Her meseleyi getirip getirip ağaca bağlamaya bayılırlar.. Peki ya kendileri ne yapıyor dersiniz?.. Şimdi sıkı durun.. CHP’li Belediyenin yönettiği Bursa Mudanya’da zeytinlik alanların alavere-dalavere yapılarak arsaya dönüştürülüp imara açıldığı, konut izni aldığı ve üzerine evler yapıldığı ortaya çıktı.. 2008-2017 yılları arasında 612 adet zeytinlik alanda 51 parsele konut izni çıktığı, ayrıca belediye meclisinin, zahmet edip de tarım müdürlüğünden görüş bile almadığı tespit edildi.. Şimdi soru şu.. İktidar olduğu 7 Şubat 1939’ta “Zeytinlikleri Koruma Kanunu” çıkaran CHP, bugüne kadar hiç değiştirilmeyen bu yasayı nasıl deldi?.. Kılıçdaroğlu, namuslu bir politikacı olarak ‘kendi belediyem’ demeden buna da tepki koyacak mı?..
