Biz Ergenekon bitti sanýyorduk. Meðer, toplumsal deðerleri, demokrasiyi çökertmeye yönelik ‘kara propagandaya’ dayalý Ergenekon, bütün unsurlarýyla kötülük üretmeye devam ediyormuþ.
Geçtiðimiz hafta, karanlýklar adýna yalan haber üretmekle meþhur ‘fabrikatör’ gazete Aydýnlýk’ta “Ýþte MÝT’in Yeni Cemaat Raporu: 700 þirket mercek altýnda” baþlýðýyla bir haber yayýmlandý. Raporda, MÝT Müsteþarý Hakan Fidan’ýn “Baþbakanlýða” hitabýyla baþlayan bir sayfalýk önyazý bulunduðu, yazýda “Baþbakan Erdoðan’ýn þifahi emirlerinin alýnmasý üzerine 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren özel çalýþma baþlatýldýðý, ilgili kurum ve bakanlýklar ile ortak program hazýrlanarak araþtýrmalarýn yapýldýðý” bilgisinin yer aldýðý ileri sürüldü.
Ýddia ile ilgili MÝT, “Ýddialar tamamýyla hayal ürünü olup, teþkilatýmýzca hazýrlanan böyle bir rapor bulunmamaktadýr. Söz konusu haberin, dünyadaki ve özellikle bölgemizdeki sýcak geliþmelerle ilgili olarak belirli çevrelerce teþkilatýmýz aleyhine yürütülen çalýþmalar doðrultusunda kasýtlý olarak hazýrlandýðý ve servis edildiði deðerlendirilmektedir” derken, AK Parti Genel Baþkan Yardýmcýsý Hüseyin Çelik de“Tamamen 28 Þubat’ýn fiþlemeci zihniyetine özlem duyanlarýn bir kurgusudur” ifadesini kullandý.
***
Türkiye’nin yakýn geçmiþi üzerinde karanlýk örtüyü kaldýrdýðýmýzda altýndan ne tür pislikler çýktýðýný artýk hepimiz biliyoruz.
Darbeler, cinayetler, faili meçhuller, provokasyonlar, planlar, andýçlar, toplum mühendislikleri, hükümet kurup yýkmalar, fiþlemeler vs. Bu dönem, sadece karanlýðýn deðil ayný zamanda bir acýnýn da tarihidir. Bir avuç “dokunulmaz” azýnlýk haricinde herkes bu acýdan nasibini almýþtýr.
Yýllarca ‘derin devlet’ olarak tanýmladýðýmýz devlet ile Ergenekon adeta iç içe geçmiþ ve bugün “suç” olarak görülen iliþkiler o dönemde teþvik edilen ve takdir edilen faaliyetlerdi.
Sonra, ‘Yeni Türkiye’ ile birlikte iklim deðiþti ve geçmiþte takdir edilen karanlýk yapýlanmalar sanýk sandalyesine oturtuldu.
Elbette bu hiç kolay olmadý. Dünün muktedir güçleri olan asker-sivil-iþ dünyasý-medya ittifakýyeni dönemi kabullenmekte zorlandýlar ve süreci itibarsýzlaþtýrmak için oyun içinde oyun tezgahladýlar.
Evet, sistemin üzerinden bu kara zýrhý çýkarmak kolay deðil. Nitekim, özellikle 2007’den bu yana demokrasiyi tahkim etmek için verilen mücadeleyi deðersizleþtirmek ve Ergenekon davalarýnýn arkasýndaki toplumsal desteðin seviyesini düþürmek için ‘kara propaganda’ faaliyetleri devam ediyor.
Ýþte þimdi, Aydýnlýk’ýn yapmak istediði tam da budur.
Devletin istihbarat birimleri ve siyasi iradede ‘zaaf’ olduðuna yönelik yalan haberler üreterek, ‘arýnma’ sürecine güçlü destek veren sivil oluþumlarýn morali bozulmaya çalýþýlmaktadýr. Yani, Ergenekon’un kirli uzantýlarý hala faaldir.
Hemen söyleyelim, insanlar artýk Ergenekon gerçeðini çok iyi biliyor. Türkiye, bir ‘Ergenekon devleti’ istemediðini en açýk bir þekilde ortaya koymuþtur.
Dolayýsýyla, Ergenekon uzantýlarýnýn MÝT’le Cemaat, Cemaatle siyasi iktidar arasýnda ‘fitne’ çýkarmaya yönelik ortalarda dolaþan kirli ellerini gördük.
Artýk, siyasi iktidar da, Cemaatte de ve bütün sivil toplum oluþumlarý da geride kalan karanlýk dönemi daha iyi anlayacak, nasýl bir sistem içinde yaþadýðýmýzý kavrayacak güçlü bir siyasal ferasete sahiptir.
Kimse merak etmesin, siyasi iktidarýyla, cemaatiyle Türkiye’ye inanan herkes biliyor ki, demokrasinin üzerine örtülmeye çalýþýlan bu karanlýk örtü tümden kalkmadan ileri demokrasiye ulaþmamýz mümkün deðildir.
Ve kimse de, darbeciliðin, provokasyonculuðun, andýçlarýn, faili meçhullerin ve askeri vesayetin hakim olduðu bir Türkiye istemiyor.