Mitoman...

Sakýn yanlýþ anlamayýn. 
Superman, Batman, Spiderman veya He-man gibi bir þey deðil bu. 

Bir hastalýk sahibine verilen sýfatýn adý. Hastalýða ise Mitomani diyorlar. Kýsaca yalan söyleme hastalýðý.

Bu hastalýða yakalananlarýn durumunu da þöyle özetliyor uzmanlar.

“Mitoman, suçunun üstünü örtmeye çalýþtýkça yalan söyler ve bir süre sonra ürettikleri yalanlara kendileri de inanmaya baþlar. Zamanla vicdanlarýndan uzaklaþan mitomanlar, gerçek bir varlýk elde edebilmek için sürekli yalan söylemeye devam ederler”

Ne kadar tanýdýk deðil mi?

Mesela bu cümleyi ve ardýndan terör örgütü PKK’nýn siyasi kolu HDP’nin Eþ Genel Baþkaný Selahattin Demirtaþ’ý düþünün.

Ya da PKK’nýn öldürdüðü en son çocuk olan 8 yaþýndaki Elif’in ardýndan açýklama yapan Figen Yüksekdað’ý hayal edin.

Ertuðrul Özkök’ü, Ekrem Dumanlý’yý, Ahmet Hakan’ý ve ayný ayarsýzlýktaki isimleri bu cümlenin içine yerleþtirin. Nasýl da cuk oturuyor deðil mi?

Yýldýray Oður’un deyimiyle “adam öldürüp suçu baþkasýnýn üzerine atma”nýn konforunu doyasýya yaþayabiliyorlar söyledikleri yalanlarýyla.

Bu isimlere en son “yalanlarýyla meþhur” bir medya patronu da eklendi. Hem yalan söyleyip hem de muhatabýný yalancýlýkla suçlayarak kýrýlmasý güç bir rekora imza atan Aydýn Doðan “bir vaka” olarak incelenir mi bilinmez ama, “özel bir vaka” olduðu kesin.

Bu özel vakayý “teröre terör diyebilen medya” masaya yatýrdý, çivi çiviyi söker hesabý “Ben yalancý deðilim, ben terörist deðilim” inlemeleri eþliðinde tedavi ediyorlar. 

Star, Akþam, Güneþ, Yeni Þafak, Akit, Sabah ve Takvim, Aydýn Doðan’ýn “Piþkince” yazdýðý mektuba “Flashback”lerle cevap vererek tedaviyi sürdürüyorlar.

Hiç öyle POAÞ ihalesi, Dýþbank mevzusu, Halis Toprak’ýn kardeþinin intiharýndaki rolü, rakiplerini bitirme planlarý, (Özkök aracýlýðýyla) karton fabrikasý pazarlýðýndan bahsetmeyeceðim. Bir mitomana bunlarý anlatarak ikna edemezsiniz zaten.

Ama Akit gazetesi güzel yakalamýþ. Fotoðrafta Aydýn Doðan’ýn pijamayla/eþofmanla dönemin Baþbakaný Mesut Yýlmaz’ý karþýlama aný var. Aydýn Doðan savunma yaparken, “Ceketleri çýkarmamýzý Mesut Bey istedi. Kendisi de ceketini çýkardý, kravatýný çözdü” diyor. Oysa fotoðraf onu yalanlýyor çünkü kendisi pijamalý yanýndaki Baþbakan Mesut Yýlmaz ise ceketli ve kravatlý.

Bu kadar basit ve anýnda çürütülebilecek bir yalaný söylemekten çekinmeyen bir mitomanýn daha büyük meselelerde neler yapabildiðini/yapabileceðini varýn siz hesap edin.

Bizim mahalle

Ýlginçtir, konu Aydýn Doðan olunca bizim mahalleden çýkan ses cýlýz seviyesini geçemiyor. Ýkbal endiþesi desem deðil, karþý mahalleye þirin görünme çabasý desem birkaç isim hariç o da deðil. Olsa olsa korkuyla açýklanacak bir durum diyeceðim ama konu Erdoðan olunca bizim mahalleden “Diktatör”ü, sýrf O’nun iyiliði ve dava gayesiyle “cesurca” eleþtirebiliyorlar. Bu eleþtirinin baþkalarýnýn ekmeðine yað sürdüðünü, ölçüsüz olduðunu, haksýz olduðunu söylediðimizde Star Medya’yý, Doðan’ýn adamlarýndan daha gaddarca hýrpalama gayreti gösteriyor, beni, bizleri devþirme ilan edebiliyorsunuz. Dolayýsýyla korku da deðil mesele. Olsa olsa komplekstir herhalde.

Ýyi de biz bunlarý aþalý çok olmadý mý?

Aydýn Doðan’ýn Aydýn Doðan olduðu, medyanýn tek sahibi, gözünün üstünde kaþý olanlarý indirdiði/indirebildiði zamanlarý çoktan geçtik.

Neyin kompleksini yaþýyorsunuz?

Mesele Erdoðan olduðu zaman dava uðruna cesurca çýkýþ yapabiliyorsunuz da mesele Aydýn Doðan olduðunda neden bir tek kelam edemiyorsunuz?

Gazeteniz manþetten savaþ verirken, temsilci sýfatýnýzla siz neden bir þey demiyorsunuz Abdulkadir Selvi?

Daha dünkü yazýnýzda “Erdoðan yanýndaki vicdanlý seslerin uyarýlarýný dinlemeli” çýkýþý yaparken, “Aydýn Doðan sen nasýl bir adamsýn ki Cumhurbaþkanýna yalancý diyebiliyorsun?” sorusunu soramýyorsunuz Mehmet Ocaktan? 

Siz bunlarý bir düþünün, sonrasýný konuþuruz.