Mustafa Sabri Beþer
Mustafa Sabri Beþer
Tüm Yazýlarý

Modern Cahiliye Döneminde erdemliler hareketi

Gün geçmiyor ki ruhumuzu sýkan, vicdanýmýzý sýzlatan, mantýðýmýza sýðmayan, aklýmýzýn almadýðý bir olay yaþamayalým.

En son, üç yaþýndaki kýz çocuðu Müslüme'nin baþýna gelenlerle bir kere daha yýkýldýk.

Müslüme'nin kayýp haberi ve ardýndan ölüm haberiyle ruhlarýmýz sýkýlmýþken ardýndan yaþanan olaylar akýl ve mantýk sýnýrlarýný zorladý.

Ýnanamadýk, inanmak istemedik ama maalesef gerçek...

Bir baþka olayda bir baba yeni doðmuþ çocuðunu mamasýna karýnca zehri atarak öldürmek istedi.

Kadýnlara yönelik þiddet olaylarýnda ise son zamanlarda giderek artan bir ivme var.

Güçlü olanýn güçsüz olaný ezdiði bir dünyada yaþýyoruz.

Týpký 1400 yýl önce yaþanmýþ cahiliye dönemi gibi...

O zaman da güçlü olan güçsüz olaný ezmekten çekinmiyordu. Önemli olan hak ve hukuk deðildi. Güçlüysen her zaman haklýydýn. Cahiliye döneminde yaþananlar da akýl, mantýk ve vicdan sýnýrlarýný zorluyordu.

Týpký Akif'in dediði gibi: "Diþsiz mi bir insan, onu kardeþleri yerdi!"

Mekke pazarýna gelmiþ ve ihtiyaçlarýný karþýlamak isteyen zayýf birisinin mallarý o zamanýn muktedirleri tarafýndan elinden alýnmýþ, karþýlýðý da verilmemiþti. Hakkýna el konulan zayýfýn Mekke pazarýnda feryat etmesi üzerine henüz vicdaný ölmemiþ olanlar bir araya gelerek zayýf olanýn hakkýný güçlüden aldýlar. Bu tarz olaylarýn bir daha yaþanmamasý için de adýna "Hýlfu'l Fudûl – Erdem Sözleþmesi" dedikleri bir dernek kurdular.

Bugün de bir Hýlfu'l Fudûl hareketine ihtiyacýmýz var.

Topyekûn bir "Ýyilik Hareketi" baþlatmalýyýz.

Bu öyle bir hareket olmalý ki sadece þehirlerle ve sosyal medyayla sýnýrlý kalmamalý.

Memleketimizin en ücra köþesine kadar gidilmeli.

Ýnternetin olmadýðý, bilgisayarýn olmadýðý, sosyal medyanýn olmadýðý yerlere kadar ulaþýlmalý.

Sadece Z Kuþaðý'na deðil hatta X kuþaðýna bile deðil, geçmiþte kalan ne kadar kuþak varsa hepsine ulaþmalý.

Uzaktan deðil, videoyla deðil, televizyonla deðil, bizzat muhatabýnýn gözlerinin içine bakacak, yüreðine dokunacak, aklýna ve mantýðýna hitap edecek bir erdemliler hareketine ihtiyacýmýz var.

Uzman psikolog ve sosyologlarýn hummalý þekilde iþin içinde olacaðý bir kenetlenmeye ihtiyaç var. Bunun için, 'iyilik terapisi' adý altýnda organizasyonlar ve çalýþmalarla; köþe bucak, sokak ev atlamadan her kapý çalýnarak temaslar gerçekleþtirilmeli.

Ve bu hareket toplumun bütün kesimlerinden oluþmalý ve bütün kesimlerine ulaþmalý.

Türkü, Kürdü, Sünni'si, Alevi'si, zengini fakiri, okumuþu cahili, ihtiyarý çocuðu, esnafý politikacýsý, entelektüeli tahsilsizi...

Hasýlý, toplumun bütün kesiminden insanlar bu hareketin içinde ve hedefinde olmalý.

Ve bu hareketin mensuplarý tamamen gönüllülük esasýyla hareket etmeli. Herhangi bir ücret, çýkar, rant, söz gözetmemeli. Gerekirse kendi cebinden harcamalý ama insana dokunabilmeli.

Bu hareket, atýl kalmýþ ya da statü amaçlý bir STK çatýsý altýnda akamete uðrama ihtimali yüksek olan bir kuruluþun giriþimi olmamalý.

Evet, gönüllülük esas olmalý ama devletin; bireysel ya da toplu bütün çalýþmalarý, tebaasýnýn iyiliðini ve geleceðini düþünerek, teþvik ve desteklemeden geri durmayacaðý bir gönül iþi olmalý.

Bugün yaþadýðýmýz en büyük kriz "Ýnsanlýk krizi"dir.

Ekonomik krizler gelir geçer. Þimdiye kadar yaþadýðýmýz ekonomik krizlerin sayýsýný dahi bilmiyoruz.

Salgýn hastalýklar gelir geçer. Ýnsanoðlunun yaþadýðý salgýn sayýsý bile belli deðil.

Ama "insanlýk krizi" insan neslinin sonunu getirebilir.

Bu kriz sadece maddi vücudumuzu öldürmüyor, aklýmýzý, ruhumuzu, vicdanýmýzý, mantýðýmýzý yok ediyor. Ýnsan olmaktan çýkýyor birer hayvana dönüþüyoruz.

Ýnsanlýk krizi'nin panzehiri iyilik niyetinde yatýyor.

Sadece kendimizin iyi olmasý yetmiyor.

Hepimizin iyi olmasý gerekiyor.

Bana dokunmayan yýlan neden bin yýl yaþasýn.

Bugün bana dokunmayan yarýn daha büyük bir tehlike olarak karþýmýza çýkýyor.

Yaþadýðýmýz bu modern cahiliye döneminde iyiliðe de terapiye de ziyadesiyle ihtiyacýmýz var.

Günümüzün Hýlfu'l Fudûl'u olacak iyilik hareketini baþlatmanýn günü geldi de geçiyor bile.