Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Tüm Yazıları

Modern ‘gücetaparlık’, firavunca gösterilerle kol geziyor

John Bolton isimli kişi.. Ülkesinin BM’deki baştemsilcisi idi. İlk anda, dudaklarından ağzının içine sarkan beyaz pos bıyıklarıyla farklı bir ‘coni’ olduğunun mesajını vermek istiyor gibiydi. Nitekim, dünyanın neresinde, kendi dünyasının maslahatına aykırı bir güç vehmederse, oraya hemen bir ‘askerî müdahale yapılması’ gerektiğinden söz eden bir ‘gücetapar’ olduğunu kısa sürede göstermişti. 

Şimdi, bu kişi Amerikan Başkanı Trump’ın en yakın çalışma ekibinin içinde ve ona en yakın kişi.. Çünkü, ‘Ulusal Güvenlik Başdanışmanı’.. Tencere yuvarlandı, kapağını buldu.. 

Bu kişi, Türkiye’de -geçmişteki bütün askerî darbelerin USA emperyalizminin mâlum merkezlerinden yakılan ‘yeşil ışık’a göre sahnelendiği gibi-, 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan ‘askerî darbe teşebbüsü’ ihanetinden de haberdar olmalıydı ki, henüz ilk saatlerde, Fox TV’nin ‘Breaking News’ programına bağlanarak, ‘…Darbenin ordu içinden birilerince yapıldığını biliyoruz. Bu, Mustafa Kemal’in seküler toplum denemesinin son çabaları.. Anayasa, orduya devletin seküler yapısını koruma vazifesini veriyor. Eğer darbe başarılı olursa, Erdoğan’ın İslâmlaştırma çabaları başarısız olur.

Kalbimde Erdoğan için hiçbir merhamet yok.. Eğer vazifesinden indirilirse, onun için gözyaşı dökmem..Onun Amerika’nın bir dostu olduğunu düşünmüyorum..

Bolton, yine aynı saatlerde,American Enterpress Institute’e yaptığı açıklamada da ‘Eğer darbe başarılı olursa.. Bunun, Amerika’nın menfaatlerine uygun ve Erdoğan’ın Halifeliği yeniden oluşturma ve Ortadoğu’da yeniden hâkim güç olmasını ve Türkiye’yi İslâmî yöne doğru kaydırma teşebbüslerinin engelleneceğini düşünüyorum’ diyordu.   

*** 

Bu kişi geçen hafta, Ankara’ya gelmeden önce gittiği İsrail rejiminde Netenyahu’dan, ‘Ortadoğu’da bir de Kürt Devletikurulmasının kendilerinin güvenliği için gerekli olduğu’na dair bilinen görüşleri dinledikten sonra, ‘Suriye’deki YPG’li (terörist)müttefiklerine Türkiye’nin bir zarar vermemesi garantisi almak’ ümidini, ‘Kürt halkını korumak’ havasında dile getirdi. (Müslüman kürt halkının bu şeytanî oyunu anlayacağı umulur.)

Bu kişi, sonra da Ankara’ya geldi. 

Başkan Erdoğan da bu çok ‘sevimli Coni’nin görüşme talebini kabul etmedi; başka bir şahsiyetli tavır da yok idi; o gösterildi. O da sadece diplomatik açıdan muhatabı olan İbrahim Kalın beyle görüştükten sonra def’olup gitti.   

*** 

NOT:  Giderek daha bir saçmalamaya varan laflarıyla enaniyetini tatmin yolunda ilerleyeceğini sanan kişi, konulara genelde İslamî çizgide yaklaşmasıyla bilinen (ismini açık yazmıyorum) ‘Ş. ve M.’ isimli bir derginin dâveti üzerine bir konferans vermiş, Ankara’da, iki hafta kadar önce.. 

Bu kişi, tehditler aldığına dair iddialarda bulunuyor ya; bu kez de, bir resmî ideoloji  tarafından bir ‘ikon’ haline getirilmiş bir isme iltica edip, ‘Allah razı olsun rahmetli ‘….’ten, o geldi de, bu yobazları sildi- süpürdü..’ gibi sözler etmiş; dinleyicilerden bir kısmı da alkışlamış!. Bu sözler de, bazılarının, ‘O olsaydı, sizi sopayla kovalardı..’ gibi sözleri gibi her şeyi izaha yeter.. 

Açıktır ki, bu yaklaşım, aslında kimin zorba ve dayatmacı olduğunu ve tehditlerden medet umduğunu göstermek ve kendilerini zorda görünce, bir kanunî ‘saldırılmazlık’ zırhı içine alınmış olan bir güç odağına sığınmak zavallılığından başka bir şey değildir. 

Bu konuşmanın videosunu izleyen ‘müslüman’ yazarlardan H.T. o dergideki arkadaşlara, ‘Hiçbir itirazın olmayışı’ yüzünden serzenişte bulununca, ‘Yaa, âbi, o, yanında adamlarını da getirmişti..’ diye izahta bulunmuşlar. Müslüman’a yakışmayan bir basiret ve feraset yokluğu.. 

Üstelik de kim olduğu bilinen birisine kendi mekânlarını açmanın ve o kişinin de o mekâna ‘goygoycu’larıyla, ‘taife-i laicus’uyla birlikte gelip, kurnazca gol atmasıdır, bu.. 

Yazık!.