Görsel ve yazýlý basýnda düzenlenen toplantý ve röportajlardan sanki bir soðuk savaþ körüklenmeye çalýþýlýyor izlenimi ediniyorum. Tam bir fanatizm içerisinde taraflar kendi alanlarýný savunmaya çalýþýyor. Ancak söz konusu insan saðlýðý olduðunda tüm yollar ayný yöne gider. Modern týp uygulamalarýný savunanlar güncel araþtýrma ve geliþmelerin; vücutta etki þekline yönelik ayrýntýlý araþtýrmalarýn (biyoyararlaným, farmakodinamik, farmakokinetik, vd.) sadece sentetik ilaçlarda saðlandýðýný düþüyorlar. Çünkü Geleneksel tedavilerle ilgili güncel bilimsel araþtýrmalarý izlemiyorlar. Halbuki, Geleneksel ve Tamamlayýcý Týp alanýnda son yýllarda gerçekleþen araþtýrmalar sentetik ilaçlarda yürütülen yöntemlerle ayný kalitede. Geleneksel ve Tamamlayýcý Týp konusunda saðlanan geliþmelerin insan saðlýðýna ne þekilde olumlu katkýlarý olabilir?
1) Sahte uzmanlar sorunu: Kanunen tedavi uygulamak sadece hekimlere tanýnmýþ bir haktýr. Ancak mevcut durumda verilen Ortodoks Týp eðitiminde yetiþen hekimlerin þimdiye kadar bu konuda olumsuz yaklaþýmlarýnýn yaný sýra yeterli denetim ve önlemlerin bulunmamasý nedeniyle piyasada ehil olmayan, býrakýn bir saðlýk eðitimi, herhangi bir eðitimi bile bulunmayan sahte uzmanlar tarafýndan bu boþluk doldurulmaktadýr. Alýnan bu önlemler sayesinde insanlar tercih ettikleri Geleneksel yöntemin uzmaný hekimler tarafýndan tedavi edilebilme olanaðýna sahip olabilecekler.
2) Tedavi seçeneklerinin çeþitlenmesi: Hastalýklarýn tedavisi bazen çok basit olabiliyor. Bu tip örnekleri yaþamým boyunca sýklýkla gözlemledim. Bu uygulamalar sayesinde tedavi seçeneklerinde artýþ saðlanabilecektir. Geleneksel tedavi uygulamalarý, Modern Týp uygulamalarý yerine bir alternatif olarak deðil, destekleyici bir seçenek olarak düþünülmelidir.
3) Beni üzen bir husus da bazý ünlü hocalarýn basýnda yer alan ve Geleneksel Týp uygulamalarýný küçümseyen açýklamalarý. “Nanoteknoloji, Nanobiyoteknoloji çaðýnda bu tip uygulamalara yer olmadýðýný” savunan kiþilere bir hususu belirtmekte yarar görüyorum; modern ilaçlarda daha etkin emilim saðlamak üzere son yýllarda uygulanan bu geliþmiþ teknikleri, bitkiler özgün yapýsý içerisinde milyonlarca yýl önce çözümlemiþtir. Günümüzde bu konuda yayýmlanan bilimsel araþtýrmalarýn bulgularý ortaya konuldukça hayret etmemek, hayran olmamak mümkün deðil. Bu bakýmdan konu hakkýnda bilgi sahibi olmayan kiþilerin gerçeði yansýtmayan kendi görüþlerini, bazý teknik ifadeler ile süsleyerek bilimsel gibi aktarmalarýndan kaçýnmalarý doðru bir yaklaþým olacaktýr. Ýbn-i Sina’nýn sözleri, bu konudaki olumsuz yaklaþýmlarý tam olarak açýklýyor: “Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör deðildir.”
