Beni sýk sýk sîgaya çeken Molla Kasým uzun zamandýr bunu sessiz sedasýz yapýyordu. Ben de Molla Kasým’ý hiç aklýmdan çýkarmamaya gayret ediyordum. Geçen haftaki “Siyasetin itibarý” baþlýklý yazýmý okuyunca hüzne bürünmüþ. Her ne kadar sözü ‘eðri büðrü’ söylemesem de eksik söylüyormuþum. Ýtibar kaybýna uðrayan kurumlardan söz etmiþim ama itibar kaybýna uðratýlan âþýklardan hiç söz etmemiþim. Bu hakþinaslýkla baðdaþýr bir tutum deðilmiþ. Hiç deðilse bunlara bir iki örnek vermeliymiþim. Benim aklýma gelmez diye itibar kaybýna uðratýlan iki âþýk olarak ÖSYM Baþkaný Prof. Ali Demir veTUBÝTAK Baþkaný Prof. Yücel Altunbaþak’ýn adlarýný zikredince baþýmý önüme eðdim ve “baðýþla Hazret” dedim.
Yargýyý itibar kaybýna uðratanlar yargý mensuplarýnýn ta kendileridir. Gülen grubuna iradesini teslim etmiþ savcý ve hâkimlerin garip tahliye kararlarý sonucu ortaya çýkan hal neyin nesidir? Ali Demir ve Yücel Altunbaþak’ý nazik bir þekilde davet edip bilgilerine baþvurmak varken tutuklamaya kalkýþýp adli kontrole tabi tutmak yargýnýn itibar kaybýný dile getirmemdeki sebeplerden biriydi zaten.
Yargý mensuplarýnýn da itibar diye bir kaygýsý olmalýdýr. Telafisi imkânsýz sonuçlara yol açacak giriþimlerin insanlarýn hayatýnda nasýl etkiler býrakacaðýný hiç mi gözetmek zorunda deðil savcýlar? Prof. Ali Demir ve Prof. Yücel Altunbaþak gibi tertemiz ve çok parlak geçmiþe sahip hocalarý tutuklamaya kalkmak olacak iþ deðil. Üstelik onlarý iþbaþýna getirenleri zan altýnda býrakacak bir tasarrufun hiç mi hesabý sorulmayacak? Bu kadar baþýboþluk hukuk için de fazladýr. ‘Hukukçu olmadýðýn için böyle atýyorsun’ diyecekler çýkacak, biliyorum, ne yapayým ki bu iki güzide insana yapýlan muameleye isyan ediyorum.
Ali Demir'i, kendi dönemiyle ilgili olmayan bir kopya hadisesi sebebiyle adliyeye çaðýrýyorlar ve adli kontrol þartýyla býrakýyorlar. Ben bu savcýlara þaþýyorum. Muhataplarýnýn kim olduklarýna hiç mi bakmýyorlar? Gücü gücü yetene düzenine itirazým var benim. Bu kadar Gülen mensubu hâkim ve savcýnýn adliyede çeteleþmesinin hesabýný ne HSYK'ya ne ilgili bakana ya da baþbakana soracaksýnýz, paralel yapýdan emir alan bu kadar polis varken ne emniyet genel müdürünü ne bakaný itham edeceksiniz sonra da iþlerini çok iyi yapan iki hocayý görevlerinin tali kýsýmlarýyla ilgili bir tasarruftan dolayý, onu da tam incelemeden, zora düþüreceksiniz. Böyle olmamalý...
ÝTÜ hocasý Prof. Ali Demir'in ÖSYM'de yaptýðý iþleri sayamam burada. Sayamam ama þunu söylemeden geçemem. Ali Demir, ÖSYM'de sübjektif bütün iþleri ortadan kaldýrmýþ ve kiþisel inisiyatif kullanýlmasýný önleyen bir yönetim anlayýþý sergilemiþtir. Hakkýnda ortaya atýlan olmadýk iddialarýn pek çoðunun, lise, üniversite ya da TUS hazýrlýk dershanesi sahiplerine ait olduðunu bilenler biliyor. Son gözaltý teþebbüsüne konu olan kopya iþi de kendi görev döneminden önce meydana gelen bir hadise. “Yeni Türkiye’nin ölçme, seçme ve deðerlendirme sistemi” baþlýklý ÖSYM tarafýndan yayýnlanan kitap Ali Demir, Ercan Öztemel ve Ömer Pekþen’in eseri. Bu kitabý okumadan ÖSYM ve Ali Demir hakkýnda ahkâm kesmek yanlýþ olur.
Türkiye’nin orta gelir tuzaðýna takýlmak üzere olduðunu söylemeyen kalmadý. Cumhurbaþkanýmýz Tayyip Erdoðan bile baðlamý ne olursa olsun “üç yýldýr patinaj yapýyoruz” dedi. Çare, yüksek teknolojiye dayalý katma deðeri yüksek ürünlere sahip olmaktan geçiyor. Bunun için de lisans üstü ve bilimsel çalýþmalara aðýrlýk vermek þart. Kaldý ki bu iþ uzun vadeli. Ak Parti bu konuyu gerçekten önemsedi ve gerekli adýmlarý atmaya gayret etti. Bu çerçevede TÜBÝTAK önemli bir fonksiyon icra etti.
Baþkanlar Prof. Nükhet Yetiþ ve Prof. Yücel Altunbaþak, konunun önemini kavramýþ iki deðerli hocaydý. TOBB Üniversitesi rektörü olan Yücel Bey, Abdullah Gül'ün teþvikiyle Amerika’daki kurulu düzenini bozarak hizmet anlayýþý ile gelmiþti Türkiye’ye. Yaptýðý iþleri bu sütuna sýðdýrmak zor. Þimdi tekrar TOBB Üniversitesi rektörlüðüne dönmesini bekliyorum ben. Kendisi orta gelir tuzaðýna ilk iþaret edenlerden. TÜBÝTAK Enstitülerinde yürütülen projelerin toplam bütçesini 1,3 milyar liradan 4,8 milyar liraya çýkarmak kolay iþ deðildi. Yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydumuz GÖKTÜRK-2, ilk haberleþme uydumuz TÜRKSAT 6A, milli seyir füzemiz SOM ve yerli elektronik kimlik kartý gibi onlarca dev projeye imza attý. Bir ürünü veya stratejik bir teknolojiyi geliþtirmeye dönük hedef odaklý programlar baþlattý. Bu programlarýn saðladýðý destek öðretim üyelerine 200 bin liraya varan teþvik ödülleri getirdi. “Teknoloji Transfer Ofisleri” kuruldu. Silikon vadisinden getirdiði tecrübe ile bilginin faydaya dönüþtürülmesi için gerekli atmosferin tüm öðelerini hayata geçirdi. Yücel Hoca bu anlayýþla çalýþtý ve akademik camiadan gelen proje sayýsýný yýlda beþ binlerden on binlere çýkardý. Sanayiden gelen proje baþvuru sayýlarýný üç binlere taþýdý. Temel ve sosyal bilimler için baþlatýlan burs programýnýn ne kadar önemli olduðunu anlatmaya gerek var mý? En iyisi yenilikleri TÜBÝTAK yayýnlarýndan çýkan “Yenilikler” kitabýndan izlemek…
Teþekkür edilmesi gereken bu iki âlime yapýlanlara itirazým var benim.