Mossad İstanbul’da kuruldu

Reuven Shiloah 1946 yılında o zaman “Casuslar Kenti” olarak bilinen İstanbul’a, İsrail’in kurucusu David Ben Gurion’un emriyle 1946’da geldi. Kısa bir süre otellerde kaldıktan sonra 1947’de ta 1910 yılından bu yana İstanbul’un en güzel yapılarından biri olarak bilinen, Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nın üçüncü katına yerleşti. “İstiklal Caddesi’nin göz bebeği olarak da bilinen, birçok ünlünün  ya da sık sık gittiği Mısır Apartmanı Mossad’ın kuruluşuna da ev sahipliği yaptı. (Hale Tan—Takvim Gazetesi) Ben Gurion’da Mısır Apartmanına gelir yardımcılarıyla birlikte İsrail’in kuruluş çalışmalarını yürütürdü.” Ve 18 Eylül 1947 tarihinde, İbranice adı ‘Ha-Mossad le-modi’in u-le-tafkidim meyuhadim’ yani İstihbarat ve Özel Harekat Enstitüsü, MOSSAD resmen kuruldu. Sadece dış istihbaratla ilgilenecekti, iç istihbarat göreviyse Shin-Bat adlı kuruluşa verilmişti.

İsrail’i resmen tanıyan ülkeler arasında Türkiye de vardır. Eğer doğruysa İsmet İnönü İsrailli yetkillerle bir başına, kuruluşundan hemen sonra Türkiye’de görüşmüştür; ancak bu görüşmenin ne tutanakları vardır ne de içeriğiyle ilgili herhangi bir bilgi. (Rauf Atilla Polat)

“Türkiye’yle İsrail istihbarat ve güvenlik hizmetleri alanında sürekli işbirliği içinde olmuştur” diye yazar Hayfa Üniversitesi Profesörlerinden Benjamin Beit-Hallahmi. (İsrail Kimleri Neden Silahlandırıyor? Pantheon Yayınları New York 1987) Gene bu kitaptan alınan bilgilere göre 1958 yılında Türkiye-İsrail-ABD arasında üçlü imzalanan, çok gizli bir anlaşmayla şifre adı Paslanmaz Demir olarak fısıldanan bir Mossad üssü kurulur Türkiye’de. Nerede kurulmuştur bilen yok. Ancak söz konusu üstte Türk istihbaratçılarına özel eğitim verildiği hep söylenir. Ben Gurion’un 1958 yılında Türkiye’de Başbakan Adnan Menderes’le görüştüğü biliniyor. Uçağı Türkiye hava sahasında “arızalanır” Ankara’ya zorunlu iniş yapar ve görüşme bu sırada gerçekleşir. Bu buluşmayı hazırlayan da Reuven Shiloah’dan başkası değildir.

Mossad’la bir Türk Başbakanı ilk kez 1964 yılında Paris’te görüşür. İsmet İnönü, İsrail Başbakanı Levi Eskol ve Mossad Başkanı Meir Amit’le bir araya gelir. Kıbrıs’ta katliamların yapıldığı bir süreçte gerçekleştirilen bu görüşmede de nelerin konuşulduğu hiçbir zaman dile getirilmemiştir. Bu görüşmeden neredeyse otuz yıl sonra 14 Kasım 1993 tarihinde Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin İsrail’i ziyaret eder, Şimon Perez’le bir dizi anlaşma imzalar. Bunların arasında Mossad’la MİT’in işbirliğini çerçeveleyen 12 maddelik bir anlaşma da vardır. Ortadoğu’lu kaynaklara göre bu anlaşmayla Mossad’ın Suriye ve İran’a sızarak bazı çalışmalar yapması kolaylaştırılıyor, İsrail savaş uçaklarına Konya’da üs verilmesinin de yolu açılıyordu.  Hikmet Çetin’le yapılan bu anlaşmadan sonra 1994 Kasım’ında Başbakan Tansu Çiller, İsrail’i ziyaret etti. İran, Irak, İsrail’e su satışı gibi konuların yanı sıra yine çeşitli kaynaklar, Mossad/MİT işbirliğinin gözden geçirildiği de belirtiyor.  

Aslına bakarsanız 1958’de Mossad’a üs verilmesiyle başlayan, Başbakan İnönü ve Çiller’le gelişen Türkiye-Mossad ilişkileri hep gizli kalmış, kimse çıkıp da sır perdesini aralayamamıştır. Türkiye’de yayımlanan yazı ve kitaplarda birçok faili meçhul cinayetten tutun da kitleleri tahrik amacıyla, yetmişli yıllardan günümüze uzanan kimi olaylara varıncaya kadar hep Mossad’dan kuşkulanılmış ama somut bir kanıta ulaşılamamıştır. Profesör Beit-Hallahmi’nin belirttiği gibi Türkiye hep İsrail ve Mossad’ın radarındadır, her şeyi çok yakından bildiği ve izlediği somut bir gerçektir. Hakan Fidan’ın MİT’in başına getirilmesi ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin Mavi Marmara sonrasında geldiği yere ve sonrasında yaşanan olaylara bakacak olursak, ilk günden başlayıp bugüne uzanan süreçte Mossad’ın ülkemizde kimlerle ne tür ilişkiler içinde olduğunu öğrenmeden hiçbir şeyi gerçek anlamıyla kavrayamayız.