“Muasýr Medeniyet”in çöküþü mü baþladý?

En son Hollanda'da Türk Bakan'a karþý yapýlan eylemi, sadece aþýrý ýrkçý yaklaþýmýn artýþýný düþünerek veHollanda'dayapýlacak olan 15 Mart'taki seçimin sonucunu etkileyecek bir hamle olarak görülmesi, tabloyu eksik okumamýzý tetikler.

Sürecin baþýndan itibaren, Türkiye karþýtý duruþun giderek sertleþmesi, Türkiye'ye takýlmak istenen prangayý yerlere attýðýnýn kanýtýný pekiþtirmektedir.

Zaten o nedenle;15 Temmuz darbe giriþimine, en son onlar ses çýkardý!Tüm darbeci isimleri baðýrlarýna bastý. Ülkesi aleyhinde tutum sergileyen gazetecigörünümlükiþiyi alýp, gözbebeði yaptý!

Zaten meselenin, "özgürlükler" adý altýnda, Alman derin devlet operasyonu olduðunu idrak edebiliyoruz.

Þu anda domino etkisi ile karþý karþýya kaldýðýmýz "Avrupa yaklaþýmý" bunun net örneðidir.

Evet, esasýnda Avrupa kendi içinde dehþet verici bir durumla karþý karþýyadýr.

Aynen Ýkinci Dünya Savaþý öncesi sosyolojik ortam pekiþmektedir. Irkçý tavýrlarýn, Almanya'nýn çöküþüne neden olduðunu, 70 - 80 yýllýk tarih bize göstermiþ oldu.

"Avrupa'yý mý bitirmek istemektedirler acaba" diye sormadan geçemiyorum!

Bu aþýrý ýrkçý tutumlarýn; yönetimlerin sýradan tutumu haline gelmesi, Avrupa'nýn çöküþü ve ek olarak yeni savaþ kokusunu pekiþtirdiðini duymaktadýrlar mý?

Almanya'nýn; Türkiye'nin iplerini koparmasýndan, yeni yol çizmesine ve genlerine geri dönmesi hasebiyle, orta hedefte kendine rakip, uzak hedefte ise Avrupa'yý kapsayan koca coðrafyada ciddi söz sahibi olacaðý hesabýný yaptýklarý görülmektedir. Zaten Alman derin devletinin, Türkiye ve hinterlandýna yönelik vakýflara ve projelere destek vermesinin altýnda yatan neden budur!

Bu coðrafyada; yönetimlere yönelik nefret kampanyalarý, bu olaylarýn gerçek niyetini anlatabiliyor.

Almanya; bir taraftan Türkiye ile kapýþýrken, diðer taraftan Rusya'nýn etki alanýnýn geniþlemesinden rahatsýz!

Bu durumda hareket alanýnýn küçüldüðü kanaatindedir. Bu nedenle "özgürlükler" kýlýflý operasyonla, tam destek vermektedir.

Azerbaycan aleyhinde tutumlarýnýn altýnda yatan niyet de budur. Azerbaycan yönetiminin; Ýngiltere, Türkiye, Rusya, ABD ve Fransa eksenli politikalarýndan rahatsýz ve Kafkasya'da,Rusya - Türkiye etkisini minimize etme, Ýngilizlerin enerji çýkarlarýna benzer olmasa da, ortadaki durumdan pay çýkarma peþinde olduðu aþikardýr.

Almanya vakýflarýnýn; Azerbaycan'ýn içerisinde stabil olmasýný tetikleyen, yönetime nefret edenleri yanýna çekme ve destek verme gayretlerinin esasýný, nihai hedefleri oluþturmaktadýr.

Türkiye'ye yönelik nefret içerikli tutumunun bir sebebi de, Erdoðan gibi bir liderinvarlýðýdýr.

"Önemli tarihi þahsiyet" titrini, saðlýðýnda kazanan ismin, ileride Avrupa'nýn ciddi kabusu olacaðýný öngörmekteler.

"Diktatör" yakýþtýrmasý ve bunu pekiþtiren eylemler ile medya çalýþmalarýnýn altýnda yatan da budur.

Çünkü Cumhurbaþkaný Erdoðan; Almanya'nýn alýþtýðý ve istediði profile uymadý, ezberlerini bozdu. Kendi ülkesini, kendi milletinin çýkarlarý doðrultusunda hareket etti. Sýrtýný halka dayadýðý için de, kirli ortaklara ve ortaklýklara ihtiyaç duymadý. Zaten dergi ve gazetelerindeki baþlýklarý gözden geçirdiðimizde, bunu alenen görebiliyoruz.

Almanya,ileride ekonomik ve siyasi gücünü kaybedeceðinin farkýndadýr. Türkiye'nin; tüm saldýrýlara raðmen, ayakta kalabilmesine ise çýldýrdýðýaþikardýr.

Bu durumda referandum süreci ve oradan çýkacak güçlü Evet'in, top yekün "Türkiye'ninellerinden çýkacaðý" anlamýna geldiðinin bilincindedir.

Suriye'deki fiili varlýðý, Türkiye'nin ne kadar ileri gidebilecek konumda olduðuna, ýþýk tumaktadýr.

Giderek terör örgütlerine verdiði desteði kimseden gizlemeden aþikar etmesi, ne kadar akýl tutulmasý içerisinde olduðundandýr.

Halk oylamasý sonuçlarýný, bu son olaylar ekseninde deðerlendirdiðimizde, sýradan durum olmadýðýný görebiliyoruz.

Türkiye'nin yeni yüzyýlda kendi ismi ve çýkarlarý ile devreye girdiðinden dolayý,onu sýkýþtýrma, küçük düþürme,kendilerinin de karizmasýný çizme peþindeler! Oysa Hollanda'nýn yaptýðý çirkin tablo þunu gösterdi. Türkiye doðru yolda; demokrasi ve özgürlükler konusunda "sýnav veren" deðil, "sýnav alan" durumundadýr.

Avrupa'nýn tüm deðerleri kökten çürümektedir. Demokrasi ve insan haklarýný markalaþtýran Avrupa; bunun ne kadar çýkar amaçlý enstrüman olduðunu bize gösterebildi. "Muasýr medeniyet" denilen felsefe, dibe vurmakta! Ýþte bu nedenle, Türkiye'nin badireleri atlatmasý ve yeniden yükseliþe geçmesi þart olmuþtur...