Mücadele metotlarý

Günümüzde savaþlar küçük ülkeler arasýnda yapýlýyor ama kimin planladýðý bilinmiyor. Esad bir dönemde herkesi meþgul ediyor ve çatýþmanýn sonucu merak ediliyor. Þu soruyu sormuyoruz: Ýç savaþtan Suriye ne kazanýr? Esad ya da muhalefetin kazanmasý bölgede neyi deðiþtirir? Suriye’deki rejim kim tarafýndan ve neresi için, hangi amaçla icat edilmiþtir? Bu rejimde Suriye halkýnýn zerre kadar payý var mýdýr?

Bu durum sadece Suriye için söz konusu deðildir. Günümüzde yeni taraflar ortaya çýkmýþtýr ve bunlardan biri Ýslam ülkeleri ve örgütleridir. Oysa çatýþmalardan hem devletlerin hem de halklarýn kendi ülkelerine faydasý olmuyor ve bu çatýþmalar baþkalarý tarafýndan planlanýyor. Bir örnekle bu konuya yaklaþabiliriz: 11 Eylül’de bazý müslüman teröristlerin ABD’de iki binaya uçaklarýn çarpmasýnýn planlandýðý ve baþarýlý olduðu söylendi. Bu kiþilerin hedefi neydi? Bu ABD’ye büyük zarar verir miydi yoksa ne yapýlmasýna sebep olurdu? ABD Afganistan’a girdi ve dünya üzerinde çok sayýda El-Kaide elemaný olduðu söylendi ve birçok yerde eylemlerine rastlandý. Yani dünyanýn en güçlü devleti sayýlan ABD El-Kaide karþýsýnda eðiliyordu. Günün birinde El-Kaide liderinin öldürüldüðü ve cesedinin denize atýldýðý söylendi.

***

Dünyada yeni bir cepheleþme yaratýlmýþtý. Bu cephenin bir tarafýnda Müslüman devletler ve örgütler vardý. Müslüman devlet veya örgütler tasfiye edilemiyor ve etrafýn huzurunu bozuyor kendi ülkelerinde çatýþmalara veya huzursuzluklara sebep oluyordu. Bazý yapýlar bunlarýn karþýsýna geçiyor ve ülke içinde bir karýþýklýða neden oluyordu. Bir taraf dinin emirlerini yerine getirdiðini söylerken karþý taraf olaya siyasi açýdan bakýyor ve dinin siyasetin bir aracý olarak kullanýldýðýný söylüyordu. En çok zarar gören taraf dine karþý olmayan hatta önünde engel gördüðü þeyleri kaldýran ama laik olan yöneticilerin durumu oluyordu. Ýþin ilginç yaný bu durumu büyük güçlerin planlamasý ve çaðýmýzda siyasi mücadeleyi benzer þekilde uygulamasý oldu. Geçmiþteki saðcý solcu rekabeti yerini bir tarafý Müslüman olan yapýlara býraktý. Çünkü uluslararasý rekabet Ortadoðu’da ve çoðunluðunda Müslüman halkýn yaþadýðý ülkelerde oluyordu. Buralarda operasyonlar buna dayanýyordu. Mesela ülkemizde yönetimi deðiþtirmek isteyenler iktidarlarýn cumhuriyet ilkelerine aykýrý davrandýðý ve dini eðilimlerin ön plana çýktýðýný söylüyordu. Þimdi bu konuda bir operasyonla karþý karþýyayýz. Bir tarafta dini söylemler ön plana çýkarken diðer taraf bundan þikayet ediyor ve dini eðilimleri güçlü olan kimseler ayrýþtýrýlýyor. Yeni iki taraf kuruluyor ve bunlarýn farklýlýklarý sadece bu konuya dayanýyor. Ne dünyadaki deðiþim ne bunun ülkemize etkisi ne de ne yapýlmasý gerektiði tartýþýlmýyor. Dini bir cemaatin iktidarla çatýþmasý saðlanýyor ve solcu kanat bunlara kapýsýný açýyor. 

Bir taraftan insanlarýn inançlarýný yerine getirmek için önünde engel varsa kaldýrýlmalý diðer yandan farklý bir hayat yaþayanlara karýþýlmamalýdýr. Bu farklýlýðý siyasete getirenler inançlarýný yerine getirmiyor diðer taraf ise insan özgürlüklerine müdahale ediyor. Býrakýn istedikleri gibi yaþasýnlar. Bilim adamlarý da siyasetin dini kýlýfa sarýlmasýnýn doðru olup olmadýðýný söylemelidir.