Mücadele ruhu ve Malatya

Çarşamba günü Star Şehir Buluşmaları bağlamında bazı yazar arkadaşlarımızla Malatya’daydık. Programın yapıldığı salon tıka basa dolmuş, hatta dışarıya taşmıştı. Malatya’nın çok dinamik bir kültürel yapıya sahip olduğunu, her zaman büyük bir mücadele ruhu taşıdığını biliyoruz. 

E-muhtıra diye adlandırılan 27 Nisan bildirisinden sonra Malatya’ya gittiğimizde bu direniş ruhunu derinden hissetmiştik. Milletin iradesine ve halkın iktidarına kastedilen o günlerde Malatya sokakları adeta sel olmuş taşıyordu. Miting meydanı kalabalıktan kaybolmuş, on binlerce insan tüm cadde ve sokaklardan akın akın Başbakanımız Erdoğan’ı kucaklamaya geliyordu. Baskı ve haksızlıklara, müdahale ve kalkışmalara eyvallah etmeyen o direniş ruhu 15 Temmuz’da da kendisini gösterdi.

Malatya’da hem milletin mukaddesatını çiğnetmeyen güçlü bir manevi/milli damar var, hem de milletin iradesine el sürdürmeyen güçlü bir sivil/demokratik damar var.

Malatya insanının ‘itiraz eden, sorgulayan, sineye çekmeyen’ bir karakteri ve haksızlıklara karşı protest bir tarzı olduğu söylenebilir. 

Bu tavır Anadolu insanının samimiyet ile iddia sahibi olmayı bir araya getiren doğal karakterinin bir yansımasıdır.

Fikir ve değer sahibi olan insan, iddia sahibidir. Dava adamı olmak hak ve adalet duygusuyla bir iddianın peşinden koşmak demektir. Ancak iddia sahibi olan insan mücadeleci olabilir, bir amacın peşinde koşup, onun uğrunda zorluklara göğüs gerebilir. 

Hep dediğim gibi, siyaset yürek titremesiyle, vicdan sızısıyla başlar, hayatı ve dünyayı daha adil ve yaşanabilir kılmak için bir misyon yüklenmeyi gerektirir.

Malatya insanının da mücadeleci karakteri fedakârlıkla yoğrulan bir gayretin sonucudur

Bugün dünya mazlumlarına umut haline gelen Erdoğan liderliğinin çıkış noktası da dünyayı değiştirme, daha adil ve hakkaniyet üzere bir düzen kurma çabasıdır. 

Bu yüzden Malatya, Erdoğan’ın hem mücadelesine, hem hizmetlerine, hem de ahlaki/siyasi duruşuna büyük oranlarda destek olmuştur.

Malatya’da her vakıf, dernek, cemaat, sivil toplum kuruluşu çok dinamik bir yapıdadır. Mücadele ruhu sadece siyaset değil sosyal ve kültürel alanda da kendisini belli eder. 

Star Buluşmalarında salonu dolduran insanların meselelere ne kadar ilgili olduğunu memnuniyetle müşahede ettik. Elbette AK Parti teşkilatlarının bu tür programlarda taşıyıcı güç olduğunu da söyleyebiliriz. 

AK Parti teşkilatları, kadın ve gençlik kolları, seçimden seçime faaliyet gösteren bir parti aygıtı konumunda değildir.

İnsanların bu yapılar içinde sosyallik kazandıklarını, büyük bir dayanışma içinde hareket ettiklerini, ortak aidiyet ve kimlik bağlamında farklı bir özgüven kazandıklarını görüyoruz.

Bazen Avrupa ülkelerini örnek gösteren bazıları, “teşkilatlara ne gerek var, seçimden seçime toplanılsa yeter, bu teşkilat ve üyelik işleri geride kaldı” türü yorumlar yapıyorlar. Oysa AK Parti teşkilatları büyük bir yardımlaşma ve dayanışma ağıdır. Şehrin her köşesindeki fakir, engelli, yaşlı insanı bulmak onlarla ilgilenmek ancak böyle bir sosyal ağla mümkündür. 

15 Temmuz gecesi, bu örgütlü yapının nasıl lokomotif olduğunu, demokratik direnişin ateşleyici gücü olduğunu gördük. 

Erdoğan’ın büyük liderliği ve AK Parti’nin büyük teşkilat gücü demokratik bir sinerji meydana getirip ilk kez bir darbeyi püskürtmüştür.

Yeni sistemde de parti aidiyeti ve parti kimliği önemli bir unsur olmayı sürdürecektir. AK Parti 11 milyon üyesi, 5 milyona varan kadın kolları, 2 milyona varan gençlik kollarıyla Türkiye’nin en büyük örgütlü güçlerinden biri olarak demokrasimizin omurgasını oluşturuyor. 

Malatyalı kardeşlerimize Star Gazetesi’ne ve mücadelesine destek verdikleri için teşekkür ediyoruz.