Önce, Birleþmiþ Milletler Anlaþmasý’nýn Barýþýn Tehdidi, Bozulmasý ve Saldýrý Eylemi Durumunda Alýnacak Önlemler baþlýklý 7’nci bölümünün 51’inci Maddesi’ne bir göz atalým:
“Bu Antlaþma’nýn hiçbir hükmü, Birleþmiþ Milletler üyelerinden birinin silahlý bir saldýrýya hedef olmasý halinde, Güvenlik Konseyi uluslararasý barýþ ve güvenliðin korunmasý için gerekli önlemleri alýncaya dek, bu üyenin doðal olan bireysel ya da ortak meþru savunma hakkýna halel getirmez. Üyelerin bu meþru savunma hakkýný kullanýrken aldýklarý önlemler hemen Güvenlik Konseyi’ne bildirilir ve Konsey’in iþbu Antlaþma gereðince uluslararasý barýþ ve güvenliðin korunmasý ya da yeniden kurulmasý için gerekli göreceði biçimde her an hareket etme yetki ve görevini hiçbir biçimde etkilemez.”
Yani...Dünya devletlerinin imzacýsý olduðu anlaþmanýn ilgili maddesi, saldýrýya uðrayan bir devletin barýþ ve güvenliðin korunmasý için alacaðý “tek taraflý” önlemleri “meþru” sayýyor. Saldýrýya uðrayan devlet, kendini korumak için “gereðini yaptýktan sonra” bu adýmý neden attýðýný BM Güvenlik Konseyi’ne bildirmek zorunda, o kadar... Devamýnda Konsey, artýk orada doðan “meseleyi” nasýl çözer, savaþý kalýcý olarak nasýl önler, o ayrý bir konu... Bütün bunlarý, hükümetin Meclis’ten aldýðý yetkinin doðal uzantýsýna dikkat çekmek için aktarýyorum. “Tezkere” tabii ki, “serüvenci damarlarý” hayli kabarmýþ komþularýmýza karþý “caydýrýcý” nitelik taþýyor ama, her þart altýnda kullanýlmayacaðýný düþünmek saflýk olur. Türkiye, topraklarýna dönük saldýrýlar sürer ve artar ise, biliniz ki, bu yetkisini kullanacaktýr ve kullandýðý taktirde de yaptýðý uluslararasý hukuk açýsýndan “meþru” olacaktýr.
En kötü senaryo
Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ün, “Suriye’de en kötü senaryo þekilleniyor” sözleri bir gerçeði vurguluyor. Artýk, bu ülkede “geçiþ hükümeti” formülleriyle taraflarý masaya oturtmak ve ülkede artan yýkýmý önlemek þansýný kaybetmiþ görünüyoruz. Savaþan taraflar çatýþmadan vazgeçmeye niyetli deðiller ve artýk Beþar Esad’ýn yýkýlmasýndan sonra yaþanabilecek derin istikrarsýzlýk dönemine hazýrlýklý olmalýyýz. Çünkü, taraflar, “ötekini yok etme” kararlýlýðýna yöneldiler. Bütün bu geliþmelerin ortasýnda Suriye topçusunun iki de bir topraklarýmýza düþen mermileri ise iþin en hassas noktalarýndan biri...
Hava savaþýna doðru
Askeri deneyimler, Türkiye ile Suriye arasýndaki “topçu savaþý”nýn uzun süreli olmayacaðýný, Suriye tarafýndan ateþlenecek bir top mermisinin bir kez daha bir Türk vatandaþýnýn yaþamýna mal olmasý halinde çok daha büyük ve kritik geliþmelerin yaþanabileceðinin iþaretini veriyor. Allah göstermesin, bu tür bir kanlý ve yüreklerde fýrtýna yaratacak bir olay yaþandýðý taktirde, Türkiye’nin bu kez, saldýrýlarý gerçekleþtiren Suriye topçu bataryalarýný aðýr hava bombardýmaný ile susturacaðý kesindir. Çünkü, yukarýda sözünü ettiðim BM Anlaþmasý, Türkiye’ye bu hakký vermektedir.
Son durum ne?
Suriye içinden gelen bilgiler, rejim askerlerinin artýk, ülkenin kuzeyinde tutunamadýklarýný, muhalif güçlerinin Þam’a yürüyüþünü engelleyebilmek için Humus ve Halep’te karþý saldýrýya geçtiklerini gösteriyor. Suriye topçusunun panik içinde ateþlediði top mermilerinin Türkiye topraklarýna düþmesi, Türk topçusunun da misilleme yapmasý, muhalefet güçlerinin bölgede rahatlamasýna neden oldu. Suriye ordusunun misillemeden kurtulabilmek için yaklaþýk 25 km. geriye çekilmesi, muhalefet askerlerinin tahmin edilenlerden daha ileri noktalara varmalarýna yol açtý. Bu noktada dikkat çeken geliþme ise Özgür Suriye Ordusu’nun artýk, tank ve uçaklara karþý en geliþmiþ silahlara sahip olmasý. Beþar’ýn tek dayanaðý olarak kalan hava kuvvetlerinin her gün kayýp vermesi ve muhalif güçlerin kararlý bir þekilde hava üslerini hedef almalarý...
Þimdi ne olacak?..
Suriye’nin yaþadýðý ortam, Rusya, ABD ve Avrupa’ya aylardýr hakim olan, “Rejim yýkýlýr, devlet ortadan kalkarsa doðacak kaos nasýl önlenir?” sorusunu artýk geçersiz kýlmaktadýr. Ortada bir devlet yoktur ve komþumuz büyük bir kaosun içine sürüklenmiþtir. Artýk, “Beþar’dan sonra ne olabilir” sorusunun yerini, “Bu kaosu çevreye yayýlmadan nasýl önleriz?” sorusu almaktadýr.
Bu nedenle Rusya Devlet Baþkaný Vladimir Putin’in Ýstanbul’da Türk yetkililer ile gerçekleþtireceði görüþmeler dünya barýþý açýsýndan büyük önem kazanmýþ durumda.