Siyasetin tadı en çok muhalefette çıkar. Çünkü hesap sorma yeridir muhalefet. Hesap sorma yeridir de bu hesap öyle desteksiz atışlarla, öküz altında buzağı arayarak, iktidardan çoook uzaklara düşmüş olmanın yarattığı marjinalleşme sendromuyla yapıldığında ortaya müzmin muhalif bir haleti ruhiye çıkıyor. Muhalefet yan gelip yatma yeri değildir oysa. İktidar 2023’ü mü görüyor sen 2053’ü hedefleyeceksin, iktidar 2071 mi diyor sen çıtayı biraz daha öteye dikeceksin. Bizde ise ‘ana muhalefet’ nicedir kendi ideoloji bahçesinde çapa yapıyor, ‘ayrık otu’ temizliyor. Üstelik ‘ayrık otları’ ‘yeni CHP konsepti’ için bünyeye alınmıştı. Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı da bu yeni konseptin sözde ana kolonuydu.
Çözüm sürecini AK Parti’nin siyasi ikbali için yapılmış bir hamle olarak algılamak hatasına düştü CHP. Türkiye’nin selameti için diye bakmadı sürece. Uzun vadede kendisinin de kazançlı çıkacağı bu süreci, AK Parti’ye zarar verme adına kendisi için heba etti.
Oysa ana muhalefet partisi olarak çözüm sürecine destek olması ve yapıcı eleştiriler getirmesi gerekirdi. Silahların sustuğu, terörün bittiği, Kürt sorununun devam etmesine sebep olan eşitsizliklerin sona erdiği ve barışın toplumsal psikolojiyi sağalttığı o günler geldiğinde Türkiye’de var ve ayakta olabilmek için CHP’nin hala bir şansı var. Bu şansı heba ederse o günler geldiğinde artık topluma söyleyecek sözü kalmamış olacak.
MHP’nin oyları yükselir mi?
MHP ise sürecin en zinde gücü, öyle görünüyor. İşçi Partisi ve CHP’nin ulaşamadığı yerlere eli yetiyor. Teşkilatındaki Bozkurtlar, Asenalar, Bursa mitinginde ettikleri “vur de vuralım, öl de ölelim” yeminini Akil İnsanlar üzerinde tutmaya çalışıyorlar. Şehit ailelerine yapılan mahalle baskısı bir yana, 10-15 kişilik “milli akil-savar cephe”nin en şiddete meyyal kanadını oluşturuyorlar. Kaldırım taşı söküp Akil kovalıyorlar. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise hala “Asenalarım Bozkurtlarım” diyerek takipçilerini galeyana getiriyor.
Peki, çözüm sürecinin bu en zinde partisine buradan ekmek çıkar mı? Kimi yorumcular ve MHP’nin oylarının yükselişte olduğunu söylüyor. Her gün 10 şehidin annelerinin gözyaşlarıyla toprağa verildiği günlerde göstermesi gereken performansı şimdi sergiliyor MHP. Şehit cenazeleri boy boy sıralanırken sorması gereken soruları şimdi soruyor. Artık kan akmasın, bu ülkenin evlatları toprağa düşmesin diyeceği yerde, dört aydır bir ana, bir baba, bir evlat daha ağlamadı diye mi bu öfke, bu şiddet? Ne yapmaya çalışıyor MHP?
Şehitlerin kan davasını mı güdüyor? Hangi hakla? Şehitlerin kanının bedelini ömrünün baharında, hayatı daha önünde delikanlıların kanlarıyla mı ödeyecek? Toprağa düşmüş şehit kanını yeni şehit kanlarıyla mı temizleyecek? Bu mu MHP’nin istediği? Bunu için mi şehit yakınlarının, gazilerin acılarını istismar ediyor?
Bu ülke 74 milyonun ülkesi. “Asenalarım, Bozkurtlarım” diye seslenen bir genel başkana kaç kişi ses verir? Hala Ergenekon’dan çıkış milliyetçiliği yapan bir partinin Türkiye’nin geleceğinde bir yeri olabilir mi?
Ergenekon’dan çıkış milliyetçiliği
Türklüğü etnikleştiren bir milliyetçilik, tarihini Cumhuriyet’ten öncesine götüremez. Milliyetçiliğin tarihi Cumhuriyetle kaim değil, gelecek tahayyülü de yeni bin yılları hedefliyor. Ve içinde her etnik ve dini kimliğin bir de eşit olduğu bir milliyetçilikten-milletçilikten bahsediyoruz.
Asena ve Bozkurt söylemine hapsolmuş bir milliyetçilik ‘eski Türkiye’de bile alıcı bulamıyordu, yeni Türkiye’de hiç bulamayacak.